Şerif truman traduction Portugais
71 traduction parallèle
Şerif Truman.
O Xerife Truman.
Bay Palmer'ı annesi telefonla aradı ve eve gelmediğini söyledi sonra da Şerif Truman geldi.
A mãe dela ligou para o Sr. Palmer, a dizer que ela não tinha chegado a casa e o xerife Truman veio falar com ele.
Şerif Truman, telefonda Ben Horne var.
Xerife Truman, tenho Ben Horne no telefone para si.
Sizi Şerif Truman'ın ofisine aktarıyorum.
Vou transferi-lo para o Xerife Truman.
Şerif Truman, Ben Horne'u size aktardım.
Xerife Truman, transferi Ben Horne para o si.
Maalesef adınızı söylemediğiniz sürece sizi Şerif Truman'a aktaramam.
Sinto, não posso transferir a ligação para o Xerife Truman a menos que me diga o seu nome.
Üzgünüm ama, kim olduğunuzu söylemediğiniz sürece sizi Şerif Truman'a aktaramam.
Sinto muito, mas não posso transferir a ligação a menos que me diga quem é.
- Şerif Truman benden ifade vermemi istiyor.
O Xerife Truman quer que eu deponha.
- Şerif Truman.
- Sou o Xerife Truman.
Şerif Truman'ı önemsiyorsun.
O Xerife Truman é importante para ti.
Şerif Truman.
Xerife Truman? Sim?
Şerif Truman ve ben tek kollu adamlaydık. Ya da ondan arta kalanla.
O xerife Truman e eu estavámos com o homem de um braço só ou o que restou dele.
Şerif Truman, ben Lucy. Orada mısınız?
Xerife Truman, Xerife Truman Aqui é Lucy está aí, Xerife?
Şerif Truman.
O xerife Truman.
- Şerif Truman.
- O xerife Truman.
Şerif Truman burada mı?
- O Xerife Truman está?
Lucy, Şerif Truman'la ben hastanede olacağız.
Lucy, eu e o xerife Truman estaremos no hospital.
Şerif Truman, böyle araştırmacı bir dehayı iş başında görmek... benim için tam bir sürprizdi.
Xerife Truman, ver um tal génio da investigação a trabalhar é uma verdadeira honra para mim.
Albert Rozerfeld, Şerif Truman'a ve diğerlerine karşı ukalaca konuşmanız hiç hoşuma gitmiyor!
Albert Rozerfeld, não gosto da maneira esperta como fala para o xerife e toda a gente!
Albert'ten OOJ ve AFO raporları aldım. Yerel şerif Truman'la olan kapışmasıyla ilgiliydi. Albert adamın rozetini istiyor, Coop.
Mas, como representante deles, devo insistir que consideremos também os sentimentos da família Palmer.
Gordon, şöyle oldu. Albert'i bilirsin. Bence, Şerif Truman onu daha önce benzetmemekle büyük sabır gösterdi.
Sr. Horne, percebo que a sua posição nesta bela comunidade garanta venalidade, insinceridade e um método bastante irritante de se expressar.
Sizi seviyorum Şerif Truman.
Amo-te, Xerife Truman.
Dün Şerif Truman'la görüştüğümden beri hayır.
Não desde que falei com o Xerife Truman ontem.
Hemşireler, Doktor Hayward, sen, Şerif Truman.
Enfermeiras. O doutor Hayward. Você e o Xerife Truman.
Albert'ten OOJ ve AFO raporları aldım. Yerel şerif Truman'la olan kapışmasıyla ilgiliydi.
Tenho aqui um OOJ e um AFO do Albert referente ao "mano a mano" com o xerife local, o Truman.
Bence, Şerif Truman onu daha önce benzetmemekle büyük sabır gösterdi.
O xerife Truman teve uma paciência de santo, não o surrando antes.
Şerif Truman savunma adına konuşacak.
O Xerife Truman falará em nome da defesa.
Bay Cooper, Şerif Truman... sizler de bana eşlik ederseniz.
Sr. Cooper, Xerife Truman... Se puder ter o prazer da vossa companhia.
Şerif Truman'ın belirttiği gibi, söyledikleri her şey temin edildi.
Como o Xerife Truman previu, tudo o que este hotel prometeu, cumpriu.
Şerif Truman?
Xerife Truman?
Sen Şerif Truman'a teşekkür et, fikir onundu.
Agradece ao xerife Truman. Foi ideia dele.
Şerif Truman.
Xerife Truman?
Şerif Truman, sizi arıyorlar, üçüncü hattan.
Xerife Truman, uma chamada, linha três.
- Günaydın, Şerif Truman.
- Bons dias, Xerife Truman.
Şerif Truman'la görüşmek istiyorum.
Gostaria de falar com o Xerife Truman.
Şerif Truman burada değil mi?
O Xerife Truman não está?
Şerif Truman'la görüşmek istiyorum.
Quero falar com o Xerife Truman.
Geçenlerde ocağa bakması için bir adam çağırmıştım ama Şerif Truman, burada kimse yokken nasıl olduğuna dair olan hiçbir sorumu cevaplamıyor.
Por isso pedi que viesse um homem cá ver a fornalha, e, xerife Truman, ele não respondia a nenhuma das minhas perguntas sobre o que acontece quando ninguém está cá.
Gürültülü bir derenin yanında mısınız Şerif Truman?
Está à beira de um riacho barulhento, xerife Truman?
Kapatmam lazım Şerif Truman çünkü ön kapıdan girenler var.
Tenho de desligar, xerife Truman, porque está a entrar alguém pela porta da frente.
Şerif Truman'la görüşmem gerek.
Tenho de ir ver o xerife Truman.
Geldim Şerif Truman.
Estou aqui, xerife Truman.
Şimdi biraz daha iyiyim Şerif Truman.
Já me sinto melhor, xerife Truman.
Burada şeyle buluşacağım Şerif Harry S. Truman.
Parece que vou encontrar-me com um tal Xerife Harry S. Truman. Não parece difícil de recordar.
- Evet. - Şerif Harry S. Truman.
- Xerife Harry S. Truman.
Şerif Harry S. Truman'ı arıyorum.
Estou à procura do Xerife Harry S. Truman.
Şerif Truman.
Xerife Truman.
Şerif, bu taşı tutabilir misiniz?
Xerife Truman. Pode segurar esta pedra, por favor?
O gün Ajan Cooper gittikten sonra Garland beni köseye çekti ve bir gün oglumuz Bobby'nin Hawk'in ve serif Truman'in gelip...
Logo depois do agente Cooper partir nesse dia, o Garland falou comigo e disse que, um dia o nosso filho Bobby, e o Hawk, e o xerife Truman...
Tabii bu serif Truman olacagini bilmiyordum.
Não sabia que seria este xerife Truman.
serif Truman, burada degilim ben.
Xerife Truman, não estou aqui.