Şunun gibi traduction Portugais
226 traduction parallèle
Şunun gibi bir şey. Dolores Haze adında... bir kız hatırlıyor musun?
Você lembra-se de uma miúda chamada Dolores Haze?
Böyle düşük yerleştirebilirim ya da şunun gibi yükseklerini yapabilirim.
Posso fazê-las fundo assim, ou altas assim.
Sonradan bir şeyler görüyorum. Şunun gibi :...
Depois descubro algo a que me agarrar, como isto...
Yarın, şunun gibi bir parça senin sırtını kaşırken ben nerde olacağım? Dur biraz.
Amanhã, uma gata estará arranhando suas costas... no Plaza e onde eu estarei?
Şunun gibi, Noel ağacı.
Algo como aquilo, a árvore de Natal.
Görüyorsunuz, onlar, ah... onlar şunun gibi önemsiz küçük şeyler.
São só pequenas ninharias como esta.
İri bir adamdı kırmızı saçlı şunun gibi elbise giymişti.
Era um homem grande... com cabelo vermelho e roupa como esta.
Şunun gibi bir tane.
Eu adorei esta.
Şunun gibi mi?
Algo como..... isto?
İşte şunun gibi bir anlama gelir... hareket eden bir şeyin üstünde bir şeylerin büyümesi zordur.
Isso sempre significou que... é difícil fazer crescer seja o que for em algo que nunca pára.
Şunun gibi Jimmy, bana sadece kapıyı açtın.
Abriu a porta, mas nem viu que eu precisava de ajuda.
Şunun gibi ;
Desta maneira :
Şunun gibi : "Şimdi sıra hava durumunda."
Assim... "E agora são horas do tempo".
Şunun gibi, iki büklüm olması gibi.
Por exemplo, estas posições encolhidas.
Şunun gibi bir şeydi : "Ben çalışıyorum, parayı ben getiriyorum, temiz hava benim hakkım."
" Eu é que trabalho e ganho dinheiro.
Şunun gibi biriyle mi?
Com alguém assim?
Şunun gibi bir tane istiyoruz.
Está, mas não queremos um boneco de plástico. Queremos algo assim.
Küçük, önemsiz bir alt sistemi seçersem... yani şunun gibi.
Se eu escolher um subsistema colateral que não precise de código... Como este. Ajuste do campo factorial.
Ev arayan şunun gibi üç kız daha var.
Bem, há mais três raparigas da mesma ninhada à procura de casa.
- Şunun gibi mi...?
- Um bocado de...?
O da cevap olarak şunun gibi birşey söyledi.
Ela então diz-me algo do tipo...
Mesela şunun gibi birşey...
Talvez pudessem dizer...
Aslında, tıpkı şunun gibi!
Na verdade, mesmo como aquela!
Bana mikrofona doğru sesli nefes almayı öğretti, yani şunun gibi.
Bem, por exemplo, ele dizia-me como respirar para o microfone e como suspirar, assim.
Belki de taşınabilir bir cerrah çantası vardı, aynı şunun gibi.
Talvez estivesse carregando um kit para amputação como esse.
Benekli bir atmış, aynı şunun gibi.
É um potro como aquele.
İlk meydan okuma. Şunun gibi dur.
O primeiro desafio.
Yani, şunun gibi- -
Tu sabes, é assim...
Anla, Bu şunun gibi bişey ; gelecekteki sen... şuanki ben için bunu yapmayı istiyecek.
É o tipo de coisa que a pessoa que vai ser gostaria de ter feito pela pessoa que eu sou agora.
Şunun gibi olacak, "Şuan birisi beni arıyor."
Vai ser tipo : " Estou a receber uma chamada.
Şunun gibi birşeydi : "TV izlemek istiyorum."
Foi mais ou menos assim, "Quero ver televisão".
4 yıl kadar önce buraya bir ceset geldi. Aynı şunun gibi bir dövmesi vardı. Aynı onun gibi dağılmıştı.
Há quatro anos atrás, um corpo veio para aqui tatuado como aquele, esmagado como aquele, sem olhos.
Sanırım şunun gibi bir şey olmuştu. Ama emin değilim.
Imagino que ocorreu que esta maneira, mas não tenho a certeza.
Şunun gibi... Hoşuma giden şeyi yapıyorum.
Há coisas que curto fazer.
Rap, şunun gibi, "Bunu alıp... " senin o küçük çirkin kıçına raptiye gibi sokacağım. "
Vou agarrar nisto e rapar-te esse cu hediondo e feio!
Şunun gibi şeyler söylememelisin...
Não devias dizer coisas como :
Uzun, cüppeli bir iblis. Şunun gibi mi?
Queres dizer uma coisa alta e velha como aquela ali?
Faust okurken... şunun gibi korkutucu bir ses tonuyla konuşmalısın.
Quando lês Fausto, fazes uma voz assustadora...
Ben çocukken şunun gibi milyonlarca elbisem vardı herhalde.
Devia ter um milhão de vestidos assim quando era miúda.
Haç... şunun gibi... boynundaydı.
A cruz... como essa... pendurando de seu pescoço.
Şunun gibi birşey olmalı...
Não, era suposto ser...
Romeo'sunun deli gibi Bağırdığına şaşmamalı
Não admira que o seu Romeu Comece a gritar
Hani şu ismini bizim başkentten alan akıllı küçük adamın da dediği gibi neydi adı şunun bir şey... bilmem kim Berlin.
Não são as palavras que aquele homenzinho esperto escreveu, aquele que roubou o nome dele á nossa capital, aquele... qualquer coisa Berlim?
Hatırlayacağınız gibi, her yarışmacı Proust'un A La Recherche du Temps Perdu'sunun kısa bir özetini yapacak. Bir kez mayo, bir kez de gece elbisesiyle.
Como se lembram, cada concorrente tem de dar um breve sumário do livro de Proust, A La Recherche du Temps Perdu, uma vez em fato de banho e outra em vestido de noite.
Şunun gibi
Tal como...
Şunun dev bir pamuk kütlesi gibi göründüğünü de düşünmüyorsundur o zaman?
Então aquilo não lhe parece um algodão gigantesco?
Şunun gibi.
Vi no ecrã. É parecida com aquela.
Şunun gibi.
Como um postal de Itália. Como aquela.
Daha çok sunun gibi.
- Muito bem. Onde ele está?
Şunun gibi -
Tipo...
Şunun gibi bir şey ; "Diplomasi bu durumda bir saçmalıktır."
- Lembra-se do que ele disse?