Ayrılmak traduction Russe
2,266 traduction parallèle
Ne zaman? Ne zaman dünyadan ayrılmak istedim ki?
что хочу покинуть этот мир?
Buradan ayrılmak üzere planımız vardı ama sen bir kahraman oldun. Buraya beni tercih ettin!
Я придумал, как нам свалить, но ты стал героем и предпочел это место мне.
Bayan Taggart, temin ederim ki.. ... her hangi bir kişisel ya da işimle ilgili problemin ayrılmak istememle alakası yok.
Мисс Тэггарт, уверяю вас, ни один человек и ни одно событие, связанное с работой, не повлияло на моё решение.
Şimdi anlaşılıyor neden ayrılmak istediğin. İsim bu.
Теперь я понимаю, почему ты сошла с рельс.
Mahkemede ayrılmak gibi bir şey mi bu?
Это как временньIй развод?
Buradan ayrılmak, başımıza gelen en iyi şeydi.
Побег из зоопарка - это лучшее, что с нами случилось.
Okul değiştirmek, arkadaşlarından ayrılmak.
Менять школы, оставлять друзей.
Senden öylece ayrılmak canımı sıkmıştı.
Мне не хотелось уходить.
Nina'nın Şikago'dan ayrılmak isteyeceğini hayal edemiyorum.
- Не представляю, как Нина променяет Чикаго.
Okulun ilk günü ayrılmak istiyorum
Я хочу расстаться после классного часа
Evreninden ayrılmak gibi.
Сходить на стрельбище, выпустить пар.
Şehirden ayrılmak üzere.
Он собирается покинуть город.
Keşke ayrılmak için başka bir yol bulabilsem
Хотелось бы мне найти другой способ порвать с ней.
Çok kötü.. ... Ayrılmak zorunda kalmayayım diye birimizin kanserden öleceğini falan hayal ediyorum
Они настолько ужасны, что я мечтаю, чтобы один из нас умер от рака, чтобы мне не пришлось рвать с ней.
Washington ve oradaki hükümet yollarını ayırmaya karar verdi. Sadece elçilik personeli değil, herkes ayrılmak zorunda.
Вашингтон и правительство прекращают сотрудничество, так что все должны уйти.
Tamam bebeğim. Eğer ayrılmak istiyorsan.. .. Foxfire'dan çıkmak istiyorsan.
Если вы хотите путешествовать и оставить "Ложный огонь", я понимаю.
13 Eylül 1956 : SÜRGÜN. Bu sabah, çiflikten ayrılmak zorunda kaldım.
13 сентября 1956 : вынуждены ехать.
Bu evden ayrılmak zorunda kaldım.
Мне пришлось покинуть ферму.
Bak, buradan tek parça ayrılmak için bir şansımız var.
Слушай, мы можем выбраться отсюда живыми и невредимыми.
Birlikte yaşlanmak, ve asla ayrılmak istemeyiz.
Они всегда были вместе. Ты не сможешь разлучить их.
Ayrılmak istememişti.
Он не хотел уходить.
Tarafınızdan her ayrılmak istediğinizde benden izin alacaksınız.
Вы должны просить разрешения, чтобы перейти на нашу сторону.
Evet ama ayrılmak zorunda kaldım.
Да. Но мне пришлось уйти.
Rahat bir vicdanla ayrılmak istiyorum!
Я хочу уйти с легким сердцем!
Amcasının raharsızlığı nedeniyle Cezayirlerden ayrılmak zorunda kaldı.
Он был вынужден покинуть Алжир, в связи с болезнью дяди.
Her şekilde ayrılmak istediğini dile getiriyor.
Она похоже настроилась на это, хочет разойтись.
Aslında, bu köyden ayrılmak istemedin..
Ты не хочешь разрушать деревню.
O Henüz Yanımdan Ayrılmak İstemiyor, Neden Olduğunuda Anlayabiliyorum.
Просто она не хотела оставаться одна, что можно понять.
Yarın bu mezbahadan ayrılmak için hazırlıklara başlayın.
Готовьтесь завтра покинуть эту скотобойню.
Mozzie, New York'tan ayrılmak istedi.
Моззи хотел уехать из Нью-Йорка.
Ayrılmak ona daha iyi bir hayat sağlayacaktır.
Отъезд принесёт ему лучшую жизнь.
Memory Matron görevimden ayrılmak beni üzse de sizlere hizmet etmek ve güzel geleneklerimizi uygulamak benim için çok büyük onurdu.
С тяжёлым сердцем я покидаю пост Хранительницы Истории. Для меня было честью служить вам, сохраняя наши чудесные традиции.
Ne kadar zor gelse de, eğer kurduğun hayallerin gerçekleşmesini istiyorsan... -... ondan ayrılmak zorundasın.
Это тяжело, но если хочешь добиться всего, о чем мечтала, ты должна порвать с ним.
Çöpçatan, kadının ayrılmak istediğini söyledi.
Сваха сказала, что она хотела уйти от него.
Charles'tan ayrılmak istediğimde... Kendini çıkmaza sokmuş. Charles'tan ayrılmak istediğimde...
Когда я хотела уйти от Чарльза... она оказалась в невыносимом положении.
Kendi başıma gittim. Gittim çünkü senden ayrılmak istedim.
Ушла от тебя, потому что захотела.
İlk ayrılmak isteyen sendin.
Это ведь как раз ты хотела с ним развестись.
Ondan ayrılmak çok zor olacak.
Ужасно не хочется его оставлять.
Ayrılmak istiyor sanırım.
Я думаю, он хочет распрощаться.
Eğer ayrılmak istiyorsa, ki pek sanmıyorum sen bilirsin ne yapacağını.
И если он соберется положить этому конец, в чем я сомневаюсь, Ты знаешь что делать.
Ayrılmak mı istiyorsun?
Ты хочешь уйти?
Bert, ayrılmak üzere olduğumu bilmiyor olamazsın?
Берт, ты что, не в курсе, что я развожусь?
Eğer buradan ayrılmak istersem.
Что если я захочу уехать?
Ondan ayrılmak zorundaydın.
Нужно было порвать с ним.
Ve 7 yaşındayken oralardan ayrılmak zorunda kaldık?
Итак, хочешь поедем около семи?
En iyisi bir an önce ayrılmak.
Я думаю, будет проще, если вы сразу уйдете.
- Ayrılmak kimin fikriydi peki?
Он же чертовски сексуальный. А кто предложил расстаться?
Ay sonunda ayrılmak istiyorum.
Я, подождал бы до конца месяца
Suda yüzen köpeğim ben. Benden ayrılmak üzereydi sanırım.
Кажется, она хотела уйти от меня.
Ayrılmak mı?
Уезжать?
Charles'tan ayrılmak istediğimde...
Когда я хотела уйти от Чарльза!
ayrılmak mı 34
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19