Bağırın traduction Russe
1,496 traduction parallèle
Çatılardan şöyle bağırın :
Кричать во всю глотку :
Ama "Saldırın!" diye bağırınca, düşman saldırmak üzere olduğumuzu anlamaz mı?
Но разве крик "в атаку!" не оповестит врагов о наших намерениях?
Bauer arkandan bağırınca, başaramazsın diye korktum.
После того, как Бауэр окрикнул тебя, я не был уверен что ты справишься.
Hayır. Ayakkabımın bağı çözüldü sandım.
Я просто завязывал шнурки.
- "Bütün gece boyunca içip sarhoş olarak birbirlerine bağırıp çağıran üç tane vasıfsız baş belasını dinlemek zorunda kaldım".
- "Я был вынужден слушать трёх бесклассовых зануд, которые называют себя владельцами бухают и всю ночь друг на друга орут".
Bağırışların.
Твои крики.
Eğer yeniden bağırmaya başlarsan yine ağzını kapatırım, tamam mı?
Начнёшь орать, тут же засуну кляп обратно, уяснил?
O halde Morgana'nın hatırına onun canını bağışla.
Тогда освободи его ради Морганы.
Dadımız köpeği kovalıyordu, bütün çocuklar avaz avaz bağırıyorlardı. Tam bir tımarhane gibiydi. Ben ise büyük hissedarın toplantısına gitmek için evden çıkmaya çalışıyordum.
Нянька бегает за псом, дети орут, в доме бедлам, а я бегу на встречу с главными акционерами.
Herhangi bir bağınız yok sanırım.
Как видно, вас не связывают никакие узы.
Gunray'in burada olmadığını bilmem gerekirdi. Bizi görür görmez, korkak gibi bağırıp kaçardı.
Услышав о нас, он с воплями бежал бы как последний трус.
Toplam para havuzundaki para, mallar ve hizmetlerden bağımsız olarak arttırılmış olur. Bu bağlamda, arz ve talep dengesi, dolayısıyla da fiyatlar artar ve her bir doların alım gücünü azaltır.
Поскольку общее количество денег растет независимо от спроса на товары и услуги и, так как спрос и предложение находятся в равновесии, цены растут, снижая покупательную способность каждого доллара.
Subaylar, Musaddık'ın teslim olduğunu ve diktatörlük rejiminin sona erdiğini bağırıyordu.
Военный офицер кричит, что Моссадех сдался, и его режим диктатора закончился.
Doğa, birbirinden bağımsız değişkenlerin birleşik sistemidir. Her birinin bir nedeni ve sonucu vardır. hepsi bir bütün olarak varlıklarını korumaktadırlar.
Вся природа это единая система взаимозависимых частей, каждая из которых — причина и следствие.
"Bütün borçları ödedim." Nasıl bana bağırırsın gibi demesi gerekmez mi?
когда он так сказал? !
# FIFA'ya var gücümle bağırır, hırsız olduklarını anlatırdım #
Что они - мафия!
Bağışlayan Allah'ın adıyla incir bahçesindeki bu kahramanlığı yapacak kardeşlerimize övgüler ederiz. Allah'a mücadelemizde bize güç vermesi için yakarırız.
Во имя Аллаха милосердного мы воспеваем наших братьев которые совершат этот героический поступок в фиговом саду и молим Аллаха дать нам сил в нашей продолжающейся борьбе.
Bu bağırışları duydukça, asayişi sağlamanın büyük bir zorunluluk oluşu, kesinlik kazanıyor.
Чем больше я слышу подобных выкриков, тем больше убеждаюсь, что в нашей стране необходимо навести порядок!
Sizin hak arayışınız sadece kocalarınıza bağırıp çağırmanızdan mı ibaret?
Ваша эмансипация только в том и состоит, что орать на своих мужиков!
Mesela, isanın öğretilerine bakarsanız çok bağışlayıcıdır.
Например, если вы посмотрите на учение Иисуса, он всепрощающий.
Sanki şey gibi Tanrı çok kızmış ve tam suratının dibinde sana bağırıyor, o kadar yakın.
Это как... Как будто сильно бесит Бога и он прямо перед твоим лицом, и он кричит на тебя, и он так близко.
Sence bir hayvan, koyunun bağırsaklarını böyle dışarı dökebilir mi? Lanet olsun hayır!
Какое животное может так погрызть овцу, чёрт?
- Bana ihtiyacın olursa bağır.
- " ови если что.
Herkes ona bağırıyordu, "Phelps kaldır kıçını da buraya gel, siper al"
Все кричали, "Фелпс, получить вашу задницу обратно сюда, парень! Укрыться в убежище!"
- Bana ihtiyacın olursa bağırırsın. - Ama nasıl olacak...
— Зови меня, если что.
Çocuklarınız, koridorun sonundaki ranzalarında bağırıyor...
Дома темно. Дети - в двухэтажной кровати, дальше по коридору :
Üçüncü boru sesinde yüksek sesle "Saldırın!" diye bağıracağım!
По третьему сигналу горна, я громко крикну : "в атаку!"
Bu kadar kolay olacağını bilseydim çok daha önceden bağırırdım.
ƒа если бы € знала, что это будет так просто, € наорала бы на теб € давным-давно!
Bağırsaklarınız iflas edinceye kadar patlamış mısır yemeğe hazırlanın.
Готовьтесь есть, пока не лопните от обжорства.
Uygulama da sınırsızdır aydınlanma ve uygulama bağını hiçbir zaman koparmamalısın
ѕросвещение и практика неразрывно св € заны.
Neden bana yabancıların önünde bağırıyorsun?
Почему ты орёшь на меня перед незнакомыми людьми?
" Nebuchadnezzar cayır cayır yanan ocağın başına gitti ve bağırdı...
Тогда подошел Навуходоносор к устью печи, раскаленной огнем, и сказал :
Onların bağışıklığı olacaktır.
Они будут невосприимчивы к наркотику.
Avlanmak hayattır. Hiçbir bağın olmayacak.
"Охота - это жизнь, ты не можешь заводить связи"?
- 36 yaşında annesiyle aynı evde yaşayan yemek olsun, çamaşır olsun hatta pek çok basit ihtiyaç için annesine bağımlı olan bir adamsın. Oldu mu?
— Ты 36-летний мужик, который живет со своей матерью, зависит от нее в еде, стирке в куче другой бытовой хуйни.
Ama gözlem ve gerçeklik arasındaki bağı anladığın zaman görünmezlik çocuk oyuncağıdır.
Но лишь однажда поняв связь между измерением и реальностью, начинаешь танцевать с невидимостью.
Oğluyla bağını kopardı. Sanırım kız hamileydi.
- Неизвестно, от него ли.
Kadın ona bağırıyor.
Да. Она злится на него.
Bu gecikme, yarın işte, bağırsak hareketlenmelerine yol açacaktır.
Из-за задержки завтра утром на работе будет урчать в животе.
"Komşuların çocuklarına bağır."
"Наорать на соседских детишек".
Bağırırsa boğazını kes.
Заорет, перережь ему глотку.
- Ama hiç çıkmamış. Çocuk büyüdükçe "kle kai cucullaris", yani kalın bağırsağının astarı yüzüğün etrafını kapatarak onu olduğu yerde tutmuş. - Hayır.
Но оно не вышло.
Hayır, yazdığın notu bıraktım : "Bağırdığım için özür dilerim anneciğim."
Нет, я оставил там записку от твоего имени "Прости, что мамочка кричала".
- Bağışlanmaya inanır mısın sen?
- Ты не веришь в прощение?
Şu büyük bağırsağı bana uzatır mısın, lütfen?
- подай мне тот бант
Bağışıklık sistemini kontrol ettik mi? Evet. A.N.A. ve C.R.P. testleri de negatif.
да, јЌј и — – Ѕ отрицательные в худшем случае, у нее тревожное расстройство девчонка в полном пор € дке она не в пор € дке!
Ben azcık bağırsam, hemen sustururlar ve babam, başını ağrıttığımı söyler. Bebek sürekli bağırıyor.
- А с чего бы это?
Bağırıp durma, çocuğu korkutacaksın.
- Не кричи так! Он тебя испугался.
Aslında çok fazla bağırıp çağırdığını söyleyemem.
Ха! Ну, было не столько слов, сколько радостных возгласов.
Dr. Kutner'ı bağışlayın yeni teknolojiler onu heyecanlandırıyor.
Простите доктора Катнера, новые технологии приводят его в полный восторг.
Tüm günahlarınızı itiraf edebilirsiniz. Yüce Tanrımız hepsini bağışlayacaktır.
Исповедуйтесь в чём угодно, ибо Отец наш Небесный всё терпит и прощает.