Birlikte büyüdük traduction Russe
95 traduction parallèle
Biz içtiği su ayrı gitmeyen iki çocuktuk, birlikte büyüdük, birlikte çalıştık
Мы выросли вместе, мы работали вместе.
Peder Logan'la birlikte büyüdük.
Мы с отцом Логаном вместе росли.
On yılı aşkın bir süre birlikte büyüdük.
Десять лет мы вместе росли.
Birlikte büyüdük.
Мы росли вместе.
Birlikte büyüdük.
Мы выросли вместе.
- Biz birlikte büyüdük.
Мы вместе росли.
Gençlik günlerimizden, birlikte büyüdük.
Mы c ним пpoвeли мoлoдыe гoды.
Birlikte büyüdük.
Мы вместе выросли.
- Birlikte büyüdük.
- Мы вместе играли детьми.
Birlikte büyüdük.
В детстве мы играли вместе.
Biz birlikte büyüdük.
Мы выросли вместе.
Morgan'la birlikte büyüdük.
Морган и я выросли вместе.
Yani birlikte büyüdük..
Мы ведь росли вместе.
birlikte büyüdük demek üzereydim, ama bu senin söyleyeceğin bir şey gibi.
я собирался сказать, что мы только росли вместе, но... это звучит как что-то что сказала бы ты.
Çocukla birlikte büyüdük.
Я выросла с парнем по соседству.
- Cassie ve ben birlikte büyüdük.
- Ну,.. так как вы познакомились? - Мы выросли вместе с Кэсси.
Yaşlı adamımla birlikte futbol sahalarında birlikte büyüdük.
Никто так не любил "Челси", как я и Род. Мы вместе росли на футбольных площадках, и папаша мой был с нами.
Darcy ve ben, birlikte büyüdük.
Мы росли вместе, Дарси и я.
Seninle birlikte büyüdük, bu yüzden sözlerine dikkat et.
Мы живем с тобой вместе, так следи за своими словами.
Biz onlarla birlikte büyüdük, Bu yüzden her iki dile de hakimim.
Мы жили с ними, поэтому я выучил два языка.
Aynı sokakta otururduk ve birlikte büyüdük.
Жили через улицу и выросли вместе.
- New Bern'de birlikte büyüdük.
- Мы вместе выросли в Нью-Берне.
New Bern'de birlikte büyüdük onunla.
Мы росли вместе в Нью Берне.
Yedimiz yetimhanede birlikte büyüdük.
Мы росли вместе, все семеро.
Birlikte büyüdük.
Мы вместе стали старше.
Birlikte büyüdük, birlikte bisiklete bindik. Birbirimizin ellerini kokladık.
Мы вместе росли, гоняли на великах, играли.
Nick ve ben birlikte büyüdük.
Я учился вместе с Ником.
Bak, ben ve kuzenim Dante'yle birlikte büyüdük.
Мы с кузеном выросли с Данте.
Yolda birlikte büyüdük. Hey.
- И встали друг у друга на пути.
Ama oldu. Ve biz, bilirsin... Bir şekilde birlikte büyüdük.
Но что-то случилось и мы как-то отдалились друг от друга.
Biz birlikte büyüdük.
Ради всех! Мы выросли вместе.
- Biliyorum. - Onu böyle kaybedecek olmak... Birlikte büyüdük.
-... и потерять её сейчас, вот так...
Birlikte büyüdük, tıp fakültesine birlikte gittik.
Мы вместе выросли, вместе учились в колледже.
Yani, birlikte büyüdük.
Мы выросли вместе.
Birlikte büyüdük, ama benim pozisyonum her zaman beni, saygıdeğer majesteleri için uygun bir tercih olmaktan alıkoydu, en azından -
Мы выросли вместе, но мой статус делал меня в глазах Её Высочества неподходящим выбором, по крайней мере...
Babam büyükbabasının evinde 20 yıldır uşak olarak çalışıyor, yani... - Tabiri caizse birlikte büyüdük.
Мой отец был дворецким в доме ее деда 20 лет, можно сказать, мы выросли вместе.
O benim kuzenim. Birlikte büyüdük.
Он мой двоюродный брат, чувак.
O gerçek kuzenim değil, birlikte büyüdük.
Ну, он не совсем мой кузен. Мы выросли вместе.
Birlikte büyüdük ve onun bunu bildiğini sanmıyorum.
так что вряд ли ей известно об этом.
Birbirinin etrafına dolanarak sağ kalmaya çalışan iki yamuk yumuk ağaç gibi birlikte büyüdük.
И мы выросли вместе, как два упрямых дерева обвивая друг друга, пытаясь выжить.
Carson Springs'de birlikte büyüdük.
Да. Выросли вместе в Карсон Спрингс.
Ve onun da büyümesini görmek heyecan vericiydi. İkimiz de birlikte büyüdük ve değiştik.
Было так здорово видеть, как это растёт в нас обоих, и как мы движемся вместе.
Birlikte büyüdük sanıyordum.
Я думал мы выросли вместе.
Birlikte büyüdük
Мы вместе выросли.
Çocukken birlikte büyüdük.
Я жил с ними, когда был ребёнком.
Biz birlikte büyüdük, tamam mı?
Мы выросли вместе, понятно?
Birlikte büyüdük.
Да, мы выросли вместе.
Birlikte büyüdük sayılır.
Мы вместе начинали.
Biz birlikte büyüdük.
Мы вместе росли.
Birlikte büyüdük, okulu da beraber bıraktık.
Вместе росли, школу бросили.
Onunla birlikte büyüdük.
Мы выросли вместе.