Birlikte kalın traduction Russe
111 traduction parallèle
Birlikte kalın.
Держаться вместе.
Birlikte kalın!
Держитесь вместе!
- Birlikte kalın.
- Держитесь вместе.
Herkes gülümsesin. Birlikte kalın.
Всем приветливо улыбайтесь.
Birlikte kalın!
Хорошо, держимся вместе!
- Sanırım. Birlikte kalın.
Держитесь вместе.
Birlikte kalın.
Держитесь вместе!
Birlikte kalın!
Держаться вместе.
Birlikte kalın.
Стой прямо.
Birlikte kalın, çocuklar. Yavaş hareket edin.
Держитесь вместе, парни.
- Birlikte kalın.
- Просто стоим вместе.
Birlikte kalın millet, sorunlarınızı çözün.
Останемся вместе, люди, выложимся по полной.
FBI bizimle hem fikir çöp kapağının üstündeki göçükler bizim senaryomuza uyuyor, bununla birlikte kalıntılar, kurumuş kan ve çelik Levi Yoder'la uyuşuyor.
Специалисты ФБР подтвердили, что на мусорном контейнере есть частицы зубов, подтверждающие нашу гипотезу а так же засохшая кровь, принадлежащая Ливаю Йодеру
Birlikte kalın, Devon.
Соберись, Дэвон.
Birlikte kalın! Fives, solunda.
Пятерка, слева.
- Birlikte kalın. kpırdayın, kıpırdayın!
Держитесь вместе. Двигайтесь, двигайтесь!
Birlikte kalın! - Tamam.
Всем держаться вместе!
Birlikte kalın çocuklar!
Всем держаться вместе, ребята!
Birlikte kalın, zihninizi açık tutmaya çalışın.
Будем держаться вместе, не дадим друг другу спятить.
Hayatta kalıyorum çünkü savaşı kazanan zekam oluyor, birlikte yaşamalarını sağlıyor.
Я выжил, потому что мой интеллект берет вверх над ними, заставляет их жить вместе.
Birlikte olduğum kızların çoğunda rol yapmak zorunda kalırdım.
С большинством девушек, которых я любил, я кого-то изображал из себя.
Etrafı yerle bir edip, sonra da paralarına sığınırlar, ya da düşüncesizliklerine, onları birlikte tutan her neyse işte. Bıraktıkları pisliği temizlemek başkalarına kalır.
Они разбивают что-то вдребезги и затем прячутся за свои деньги,... за свою необъятную легкомысленность, или за что-то другое, что удерживает их вместе,... предоставляя склеивать осколки другим.
Sizden ricam, küçük yaştan birlikte büyüdüğünüze göre, Onun haline ve davranışlarına çok yakınsınızdır. Sarayımızda kalıp dinlenin bir süre,
Я вас прошу обоих, как сверстников его, со школьных лет узнавших коротко его характер, пожертвовать досугом и провесть его у нас.
John'la birlikte zaman geçirecektik ama Dr. Chang daha önce bilinmeyen bir uygarlığın kalıntılarını bulduğunu düşünüyor.
Мы с Джоном хотели провести время вместе но Доктор Чанг считает, что нашел останки древней цивилизации, о которой никто и не слышал.
- Biriyle birlikte olmayı seçersin ve onunla kalırsın.
Быть рядом и оставаться рядом!
Eğer bacağımı keserlerse benimle birlikte kalır mısın?
Ты будешь со мной, если я останусь без ноги?
Blossom üst sınıfta ve Eric ise yeni gelenlerden ve birlikte kalıyorlar.
Блоссом старшекурсник... и они будут жить в одной комнате.
Yarın Carlo ve Berto ile birlikte geliyor musun? Ben sınavdan kalır kalmaz gidebiliriz böylece.
Ты завтра тоже приходи, сможем ехать, как только я провалюсь.
Birlikte ve sessiz kalın.
Держимся вместе и сохраняем тишину.
Seçim sizin, ya hemen şimdi ölün, ya da benimle birlikte savaşın ve hayatta kalın.
Выбирайте : Или умереть или пойти со мной дальше и выжить.
Yarın akşam birlikte yemeğe çıkalım.
.. и мне с девушкой Ритой не поужинать вместе завтра вечером?
Kasabanın dışında, bir etrafı çevrili bir yerde bir grup adamla birlikte kalıyor.
Он живёт на краю города в поселении с кучкой ребят.
Bir de, şu anda benden yapmamı isteyeceğin şey Senin L olduğunu kanıtlamak için başka biriyle tanışmak olacak. Yani Özel Tim ofisine birlikte gitmek. Hep defansta kalırsan asla kazanamazsın.
Командует расследованием дела Киры. что ты L. Попасть в штаб-квартиру расследования. если постоянно защищаешься.
Sadece Saber değil, şimdi de sınıf arkadaşın, Toshaka da senle birlikte kalıyor!
но уже и Тосака будет жить с тобой!
Birlikte değilsek yaşamın ne değeri kalır?
Чего стоит эта жизнь, если мы не будем вместе?
Tamam, Teyla, sen Rodney ile birlikte kalıyorsun, Ronon ve ben, Michael'ın arkasından gidiyoruz.
Тейла, оставайтесь с Родни, а мы с Рононом отправимся за Майклом.
Ölüm Defteri'ni ödünç alan kişi bir Ölüm Meleği tarafından takip edilmez. Ölüm Meleği her zaman Ölüm Defteri'nin sahibiyle birlikte kalır ve ödünç alan kişi göz takasını da yapamaz. KAYIP RUHLAR ÇEVİRİ TAKIMI!
не может осуществить сделку по обмену глаз с Шинигами.
Ya da birilerinin canı yanar, ve birlikte çalışamazsınız ve birinizi kovmak zorunda kalırım.
Вы поженитесь и будете жить долго и счастливо или кому-то будет больно, и вы двое не сможете вместе работать, и мне придется кого-то уволить.
Tüm şahitlerin huzurunda bu imzalarla birlikte kalıcı barışın temellerini oluşturması için Kutsal Roma İmparatoru Charles ve 12 yaşını dolduran Prenses Mary'nin nişanlanmasını onaylamış bulunuyorsunuz.
Ваши величества подпишут договор о вечной дружбе и согласии, и скрепят печатями перед свидетелями помолвку Карла, императора Священной Римской империи, и ее высочества принцессы Марии, по достижении ею двенадцати лет.
Bakteri içerikli olanları suyla birlikte al, kasların daha uzun süre şiş kalır.
Вот, возьми еще бактериостатическую воду. Вырастешь большой.
PETA'yla birlikte barikatın arkasında kalırlardı.
Они застрянут на входе с протестующими из общества защиты животных!
"Ama birlikte kalırız." Söyleyeni hatırladın mı?
"Но всегда остаешься вместе." Помнишь, кто так говорил?
Birlikte kalırsanız, biraz daha nefes alırsınız.
Мач, если будешь стоять прямо, то сможешь дышать немного дольше.
Yine de, başını kesme ile birlikte kullanıldığında kalıcı ölüm kesin görülür.
Тем не менее, при использовании вместе с обезглавливанием, кажется наступает полная смерть.
Birlikte çalıştığınız adamlarınız kalıcı oluyor.
И держатся за своё место.
Güzel, jöle yapmaya başla, kremayla birlikte katmanlar yap... bunu sufleni süslemek için kullanacaksın, en üstünüde evde bulabildiğin herhangi bir meyve ile süsle,... ve eğer acele edersen, halledersen, sanada beş dakika kalır.
Хорошо, приготовите его, сверху нанесите взбитые сливки, которые вы бы использовали для гарнира к суфле, и украсьте любыми фруктами, которые есть дома. Если поторопитесь, то успеете, и у Вас еще останется 5 минут.
Tabii ya, onu tanımıyorsun ama onunla kalıyor birlikte zanaatınızı sergiliyorsunuz.
Ах, да. Вы не знаете его но вы жили вместе вы делаете свои делишки вместе
Babasıyla birlikte büyük anne ve babasını ziyarete gitmişti babası orada kalınca onu uçağa koydu uçakta ona dikkat edecek bir uçuş görevlisi vardı Vancouver'da uçak değiştirirken ona eşlik edecekti.
Они с отцом поехали навестить бабушку и дедушку, ему пришлось остаться, поэтому он посадил ее на самолет, и... там была стюардесса, которая присматривала за ней и которая должна была сопроводить ее к самолету на Ванкувер.
bizim bir yıllığına sınıfta kalıp onunla birlikte mezun olabileceğimizi söyledi.
Уи сказала, что было бы неплохо, если мы останемся на второй год. и выпустимся вместе с Азу-нян.
Evet, her şeyi biliyoruz Leo'yla birlikte çalışıp kalıpları nasıl aldığını biliyoruz.
Мы всё знаем - и как ты спелся с Лео, и как украл клише.
Ne olacağını bilmiyordum,... ve evet, internette tanıştığım bu üç adamla birlikte kalıyorum.
Я не знала, что делать, и да, я живу с тремя парнями, с которыми познакомилась в Интернете.