Bu haksızlık traduction Russe
781 traduction parallèle
Bu haksızlık! Adi birer köle olduğumuzun farkındayım!
что мы – покорные крестьяне
Diğer şebeklere karşı bu haksızlık oluyor.
Это несправедливо по отношению к павианам.
Bu haksızlık. Kazaya kadar bebekten haberim yoktu.
Я не знал о ребёнке до своего приезда.
Bu haksızlık değil mi Don Pietro?
Ничего не поделаешь!
Bu haksızlık Martin Pawley!
Так не честно, Мартин Поли.
Bu haksızlık olur. Orası hiç rahat değil.
Это будет не очень-то вежливо.
Ama bu haksızlık.
Но это нечестно.
Bu haksızlık çünkü ben hiçbir şey yapmadım. Tanıdığım hiç kimse yapmadı.
Это нечестно, потому что я ничего не делала... и все, кого я знаю, ничего не делали.
Bu haksızlık!
Неверная плата!
Bu haksızlık. Senin sahip olduğun güzelliğe karşın, Yüzümün ve bacağımın eski haline dönmesini diliyorum..
Это не справедливо... ты сама красота, а у меня все лицо в безобразных шрамах и такая нога.
- Size hayaletler var demiştim. Ama bu haksızlık.
Я говорила о призраках, но так ведь нечестно.
- Bu haksızlık.
— Это не честно.
Ama bu haksızlık.
Это просто нечестно.
Bu haksızlık.
Ќе говори о ней так.
Bu haksızlık anne.
Это не никакая ярмарка, мама.
Ama bu haksızlık.
Так не честно. Биггс прав.
Yapma, bu haksızlık!
Зачем вы так!
Bu haksızlık.
Это было несправедливо.
Bu haksızlık.
Это несправедливо.
- Bu haksızlık.
Так нечестно.
- Arnie, bu haksızlık.
Арни, это нечестно.
Bu haksızlık!
Проклятье!
Bu haksızlık, önce o başlıyor.
Так нечестно, она всегда ходит первой.
Bu haksızlık.
Ты не справедлив.
Ama bu haksızlık, o bana kötü davrandı.
Этот парень очень грубо со мной разговаривал.
Bence bu haksızlık değil.
По моему это справедливо.
Bu haksızlık değil mi?
И это справедливость?
Onu biz hak ettik. Siz arabayla geldiniz. Bu haksızlık.
Мы это заработали, а вы приехали на машине - это не честно, он наш.
Haksızlık değil mi bu?
Я же не подлизываюсь?
The Furies'de senin bu şekilde devam etmen haksızlık, yazık değil mi sana. Şöyle güzel bir Avrupa turu yapma şansın bile yok böyle..
Это просто кощунство, что такое милое существо, как ты, заперта в "Фуриях" так, что ты упускаешь возможность проехаться по Европе.
Bu haksızlık ama.
В другой раз сходим.
Bu nasıl bir haksızlık.
Правительство ничего не соображает.
Bu haksızlık.
Это нечестно.
Bu büyük haksızlık.
Это не совсем справедливо.
İkimize de dürüst davranmıyorum ve bu sana büyük haksızlık.
Я лгу нам обоим. Обманываю тебя.
Haksızlık bu.
Это нечестно.
Çünkü bu Sapirstein'e haksızlık.
То есть, это просто... несправедливо по отношению к доктору Сапирстейну. Несправедливо...
Bu "Ölü adam" hükümlerinin haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Я думаю, что эти статуи мертвых людей неправильные.
Haksızlık bu!
Так нечестно!
Hayır Bay Frankenstein. Bu, rotacınıza haksızlık olur. Bu ayrıcalığa hak kazanmak yılların çalışması ile mümkün oldu.
Нет, мистер Франкенштейн, это будет нечестно по отношению к вашему штурману - она три года трудилась чтобы получить такую привилегию.
Ama haksızlık hissi öznel olsa da, bu gerekliydi.
Позвольте мне, пожалуйста, товарищ секретарь... Пожалуйста... Я был в Олецке, когда мы вместе работали.
Haksızlık bu! Aç!
Я не еретик.
Haksızlık bu.
Tак нечестно.
Evet, bekar erkekler katılabilir. Neden, haksızlık değil mi bu?
У нас одиноких женщин чже в 2 раза больше, чем мчжчин!
Ama bu haksızlık.
Передаточные цепи не работают!
Haksızlık bu.
Ты несправедлив.
Kendine bu kadar haksızlık etme.
Не суди себя так строго.
Haksızlık bu.
- Так нечестно!
Yapma, Jake. Kendine bu kadar haksızlık etme.
Брось, Джейк, ты слишком строг к себе.
Bu haksızlık.
Т ак не честно.
Bu haksızlık.
Бросьте, это не честно. Я занял второе место.