Bu önemli bir şey traduction Russe
508 traduction parallèle
Bu önemli bir şey.
Это немало.
Ama o, çalıştığı bölümün şefi, bu önemli bir şey.
Глава департамента, как же!
Bu önemli bir şey.
Хмм, это просто нечто.
Bu önemli bir şey.
Это нечто.
- Güzel. Bu önemli bir şey değil mi?
- Ну что ж, хорошо.
Belki bu önemli bir şey değildir, belki yarın sabaha bir şeyi kalmaz ama bundan nasıl emin olabilirim?
Может это ничего не значит, может утром все будет нормально, но как я могу знать наверняка?
Umarım siz anlarsınız, bu önemli bir şey.
Надеюсь, вы поймете. Это важно.
Bu sahnenin önemli olacağını düşündüm çünkü çok büyük bir şey meydana geliyor ve bu da tatlı, saf bir kız olan Allison'ın düşüncelerinin değişmesine yol açıyor ve zaten sonrasında çok üzgün ve intikam almak istiyor.
Эту сцену добавили, и я считаю, что эта сцена очень важна для понимания дальнейшего образа мышления Элисон, вы видите ее там, такую милую наивную девушку, а затем случается что-то грандиозное. И это... Месть.
Bu gece gitmem gerekiyor. Fazlasıyla önemli bir şey var.
- Мне надо уйти, это так важно!
Başarısız olabiliriz, eğer öyle bir şey olursa... ve hayatta kalabilirsem... elimdeki bilgileri ve bu önemli görevi bir başkasına devretmeye çalışacağım.
Может, всё провалится, и если так... и я не умру... я попытаюсь передать информацию кому-то другому.
- Bu önemli bir şey mi?
- Это важно?
Bu dünyada paradan daha önemli bir şey varsa, o da topraktır!
В этом мире есть только одно, более важное, чем деньги - земля.
Bu geceki mesele... çok da önemli bir şey değil. En iyisi bunu tamamen unutmak.
Надеюсь, она не будет сильно переживать, из-за того, что произошло.
Bu mektupta önemli bir şey yazıyor.
Здесь есть кое-что важное в письме.
Önemli değil. Çok normal bir şey bu. Hayır.
Не за что, это естественно.
Ama asıl önemli olan şey, bu konuda hiç kimsenin bir şey bilmemesi.
Главное, чтобы никто не узнал. Вот что важно.
Esas önemli şey şu, bu adam bir şey çaldı mı, çalmadı mı?
Очень важно, что этот тип ничего не украл, правильно?
- Önemli olan da bu. - Eğer Sam'e bir şey olursa...
Вы правы, это очень важно.
- Ben bir şey yapmadım. - Fakat bu önemli olabilir.
Я ничего не делал.
Bu vakitte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama Bakire Meryem hakkında konuşurken sana çok önemli bir şey anlatmayı unuttum.
Простите, что беспокою вас так поздно, но... но когда мы беседовали о Деве Марии, я забыл сказать вам очень важную вещь.
Bu, Mazda için çok önemli bir şey olacaktır!
Тогда это станет сделать проще и рабочим завода "Мазда"!
Önemli değil tatlım, bu herkesin başına gelebilir. Ciddi bir şey değil.
Такое бывает и с самыми великими.
O kadar önemli bir şey değil. Bru sadece bir şeyi unuttu, hepsi bu.
Бру просто кое-что позабыл, вот и все.
Bu demektir ki aşağıda bir yerlerde, almamızı hiçbir şekilde istemedikleri çok önemli öyle bir şey var ki, artık onu daha fazla almak istiyorum.
Ёто значит, что у них там что-то есть, и они не хот € т, чтобы мы получили это, и раз уж они так сильно не хот € т нам это отдавать, € ещЄ сильнее хочу достать это.
Önemli bir şey değildi. Bu yepyeni Colt'un Barışçı model tabancasını ve kılıfını bedavaya alabilirsin.
ƒело было пуст € ковое... ƒаю бесплатно этот новеxонький кольт "миротворец" и ремень.
Bu çok önemli bir şey.
Ёто такое большое дело.
Bu kadar erken geldiğine göre önemli bir şey olmalı.
Вы по важному делу, да, судя по тому, что Вы встали с птицами?
Fena halde yanılmıyorsam, bu perdenin arkasında çok önemli bir şey duruyor.
Если я не ошибаюсь, за этой шторой кроется нечто важное для нас.
- Bu onun için önemli bir şey.
– Это для него важное событие.
Bir kadını etkilemek için hiçbir şey yapmıyor gibi görünmeye çalışırlar, özellikle de bu, akıllarından geçen en önemli şeyse!
Им нравится делать вид, что они не делают ничего, чтобы привлечь женщину, даже если это самое важное, что у них на уме.
Burada önemli olanın ne olduğuna geri dönmek için Bayan Arbiter, sanık Curzon Dax olarak işlediği bütün suçları hatırlıyabilir ve bu duruşmadaki hiç bir şey bu gerçeği değiştiremez.
Теперь вернемся к тому, что действительно важно для нас, мадам судья. Обвиняемая может помнить все преступления, совершенные Курзоном Даксом, и ничто на этом слушании не может изменить этот факт.
Zek'in bizimle pazarlık etmeyecek kadar çok önemli birisi olduğunu mu ima ediyorsun? Asla bu tür bir şey ima etmek istemedik.
Вы считаете, что Зек слишком важная персона, чтобы вести переговоры с нами?
Shizuku, bu bekleyemeyecek kadar önemli bir şey mi kızım?
Шизуки, тебе действительно нужно заниматься этим прямо сейчас?
Önemli bir şey kaybetmemişiz. Bu işi halledebilirim.
Ничего важного не потеряли, и можно работать дальше.
Bütün bu özelliklere daha önemli bir şey katmalı ve çok okuyarak zihnini geliştirmelidir.
Ко всему этому она должна добавить нечто более материальное - совершенствование ума постоянным чтением.
Ve bu düzeltmeyi yaparken insan şeklinde eksiklere ya da bozulmaya neden olduysam bu gerçekten çok da önemli bir şey değil.
Гармоничное, совершенно не способное на злодеяния. А если у моего творения... не хватает чего-то человеческого,... а есть когти или копыта,... то это не имеет большого значения.
Son bir şey daha. Bu çok önemli.
Это очень важно.
Kadınlar hep aynısınız, ama önemli değil, âşk bu kadar ihtiraslı olunca kontrol edilemez bir şey oluyor.
Женщины все такие. Но это уже не имеет значения, поскольку, когда любовь разгорается с такой силой её уже невозможно контролировать.
Ama bu şey, kesinlikle önemli bir bilgi gibi görünüyor.
Однако, мне кажется, эта информация существенна.
Hem neden birden böyle önemli bir şey oluverdi ki bu?
Почему тебе вдруг это стало так важно?
Belki de bu o kadar önemli bir şey değildir.
Может, не стоит так переживать?
Ama, kutlamamıza neden olan başka bir şey daha var... ve bu şey, belki de en önemli olanı.
Но есть еще один повод, который стоит отметить - возможно, самый радостный из всех.
Mulder, bu beylerin sana söyleyecekleri önemli bir şey varmış.
Малдер, эти джентльмены хотят тебе кое-что сказать.
Bu çok önemli Sean. Kişisel rekabetin çok üstünde bir şey.
Это тоже важно и выше личных соревнований, Шон.
Bütün bu konularda önemli olan şey öldürmek öldürmektir, öldürmektir ve bir çocuğu öldürmek de bir yetişkini öldürmek kadar iyi bir şey olmalı.
И значение всего этого разговора что убийство это убийство, и убийство ребенка должно быть засчитано так же так убийство взрослого.
Ve bu çok önemli bir şey.
И это на самом деле важно!
- Benim için çok önemli. Bu konuda bir şey bilmiyorum.
- Не хочу ничего знать.
Billy, bu önemli bir şey.
- Она никому не скажет. - Это большое событие.
Özel hayatımızın önemli olduğunu düşünüyoruz ama bu konuda bir şey yapmıyoruz.
Личная жизнь гораздо важнее, но мы не работаем над ней.
Çok önemli bir şey bu.
Это же большое дело!
O başka durum, Ama bu da bir başlangıç. Önemli bir şey.
- Все, я умолкаю, все.
bu önemli değil 131
bu önemli 208
bu önemli mi 29
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bu önemli 208
bu önemli mi 29
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26