Bırını traduction Russe
3,963 traduction parallèle
Hayır! Bırakın beni!
Отпусти меня!
- Bırakır mısın şunu?
Will you put please that away?
Paspasın altına bizim için bir anahtar bırakmamıştır, değil mi?
Сомневаюсь, что он оставит нам ключ под ковриком.
Anahtarları paspasın altında bırakırım.
Всегда оставляю ключи под ковриками.
İngilizce konuşamadığını biliyorum ama kalıbımı basarım ki başını evet ya da hayır şeklinde sallayabilirsin.
Знаю, что ты не можешь говорить по-английски, но ты точно можешь кивнуть головой : да или нет.
- Bizi rahat bırakır mısın?
- Оставь нас в покое!
Sadece tahmin yürütüyorum ama Hess bir kadın tarafından bıçaklanmamıştır herhalde.
Ну... ну, я просто, имею в виду, ну, что Хессу в голову нож не девушка воткнула.
- Evet. Bunlar planlı saldırılar. İletişimi, interneti, cep telefonlarını devre dışı bırakma yöntemleri.
Это согласованные атаки ; отключение коммуникации, интернета, телефонов,
Bırakın beni, hayır!
Отпустите меня!
- Kızlar onu rahat bırakır mısınız, lütfen?
Девочки, оставьте дядю в покое.
Vakit bulursanız ısırıkların kalıbını çıkarır mısınız?
Когда у вас будет время, не могли бы вы сделать слепок укуса для нас?
Hey, bebeğim eğer kütüphaneden bir not geldiyse, orada bırakır mısın?
Я же просто вышла в подъезд. Детка, если там письмо от библиотеки, просто оставь его.
Eminim tepkilerinin beni, seni tımarhaneye nakletmeye mecbur bıraktığının farkındasındır.
Я уверена, что вы в курсе, что ваши ответы обязывают меня перевести вас в психбольницу.
Yalvarırım silahını bırak.
Умоляю, сложите оружие.
Hayır... Beni bırakın
Нет... отпустите меня.
Uyuşturucu kartelleri niye insan parçalarını ortalığa bırakır biliyor musun?
Вы знаете, почему наркокартели бросают останки в общественных местах?
- Hayır, bırakın onu, bırakın!
Не трогайте меня!
- Sen de bize biraz alan bırakır mısın?
Оставьте нас, пожалуйста. Я не понимаю, где нахожусь.
Sanırım belki de her şeyi bir yana bırakmalı ve annenle nasıl hissettiğin hakkında konuşmalısın.
Может тебе надо раскрыться, и попытаться поговорить с мамой о своих чувствах.
Okulu bırakıp kasabanın sınırında annemle piknik yapmak gibi mi?
Бросить учебу и обедать с мамой на границе города?
Antik yıldızların gücünü serbest bırakır.
Оно высвобождает энергию древней звезды.
Beni kızımla bir dakika yalnız bırakır mısın?
Позвольте мне поговорить с дочерью.
Beyaz Saray'ın resmi ifadesine göre Connor ağır bir depresyon geçiriyordu ve son zamanlarda ilaçlarını kullanmayı bırakmıştı.
Официальное заявление Белого Дома будет следующим : Коннер страдал от тяжелой депрессии и недавно прекратил принимать лекарства.
Beni bırakır mısın, lütfen?
Ты можешь меня отпустить?
Hayır, Sayın Yargıç. Tanığı serbest bırakıyorum.
Нет, ваша честь, передаю свидетеля.
Tüm zaferi kendisi alırken John Q. Vergi mükellefi, onun geride bıraktığı kırıklarını temizliyor.
Он получает всю славу, а простым налогоплательщикам платить за его косяки.
- Girdabının içine felaket bırakır.
После него, как после стихийного бедствия. Перестань.
Hayır, bırakalım da küçük yağlı çaylağımız ne yapıyorsa yapsın.
Нет, пусть наша юная стажер-замарашка делает свое дело.
Sanırım ona başkasının verdiği biftek bıçaklarını çıkarıp hediye ederim.
Думаю это круче, чем ножи для стейка, которые я собирался передарить ему.
Hayır! Bırakın beni!
Отпустите!
Peki. Zehir içmekten bıkmadın sanırım.
оно тебе ещё не надоело.
Bu durumda, davalı taraf olarak, Bay Blunt'ın serbest bırakılıp tüm yasaklarının kaldırılmasını istiyoruz.
Таким образом, защита просит освободить мистера Бланта под подписку о невыезде и восстановить обязательства по залогу без взысканий.
Onu sorguya çekersiniz, ağzını bıçak açmaz dört veya beş yıl hiçbir bilgi alamazsınız. Daha sonra anlaşmaya varır ve 20 yıl hapis yer. Tabii bu arada, Winter ve Bo çoktan gitmiş olurlar ki bu kabul edilemez.
Вы бы допросили ее, а она отказалась давать информацию, и после четырех, пяти лет апелляций она бы договорилась и отправилась в тюрьму на 20 лет, к тому времени Уинтер и Бо будут уже далеко, и это неприемлемо.
Ailemi bırakır mıyım sandın?
Думаешь, я собирался бросить свою семью?
Senin bıçaklanman ve saldırın hakkında bir şeyler öğrendim. RSK'nin işi olabilir.
Я узнал от авторитетных людей, что виновными в нападении на нас и на тебя могут быть РСК.
Örnek olarak, Bayan Hermione Morton'un doğum gününü kutlamak için saat 10'da Cafe Monaco'da olmazsam heykelimi yapmak için tereddüt etmeden bir tereyağ bıçağını kullanacaktır.
Например, если я не в кофе "Монако", до 22 : 00, не праздновать день рождения мисс Мортон убьют ножом в масле, без задней мысли.
Bence bunu bir sır olarak saklamayı bırakmanın zamanı geldi.
Думаю, настало время раскрыть этот секрет.
Bırak kalsın sört tahtası. - Hayır. - Evet.
Ч " ы же слышала, как он винит теб € в его неудачах.
- Hayır, bırakmayacaksın Russ, olmaz!
ончи же, вот так. Ч'очу кончить в теб €.
Hayır. Yapacaksan, izini bırakacaksın.
Помирать, так с музыкой.
Sıfır! Bırak April yapsın her şeyi!
Я забыл, сколько упаковок зефира мне нужно им дать?
Fotoğraf, - tabi ki de - ısırık izlerinin katilimiz tarafından bırakıldığını gösteriyor.
А на фотографии, соответственно, следы зубов, оставленные нашим убийцей.
Hiç bir mazereti yok, Vahşi cinsel saldırılarla alakalı bir tarihi var, ilaçlarını bırakmış, sana yalan söyledi, ve kaçtı.
У него нет алиби, он был причастен к жестокому изнасилованию, он не принимает лекарство, он врет нам и он пытался сбежать.
Kırıcısın! Yangınlı kazaları konuşmayı bırakalım, tamam mı?
Давайте прекратим разговоры об аварии с горящей машиной.
Haley, Andy'yi havaalanına bırakır mısın lütfen?
Хэйли, не могла бы ты отвезти Энди в аэропорт, пожалуйста?
- Hayır, bırakalım sallansın.
Пускай висит.
Ve, hayır gerçek bıçakları kullanmaya başlamayacaksınız.
И нет, пока вы не будете использовать настоящие клинки.
İki aydır kendi kendime katilin hareket halindeki bir asansöre girip ardından hiç iz bırakmadan iki kişiyi vurup kaçmasının nasıl mümkün olduğunu soruyorum.
Последние два месяца ты спрашивала себя, Как убийца смог попасть в движущийся лифт, убить двух человек и затем бесследно исчезнуть с места преступления в считанные секунды.
Eğer teşkilatımız bizim iznimiz olmadan kızımızın yanına yaklaşırsa, karımla birlikte bırakırız.
Если организация хоть близко подойдет к нашей дочери без нашего согласия, моя жена и я выходим из игры.
Hayır. Hayır bırakın beni!
Нет, нет, отвали от меня!
Kevin, Kalan Günahkârlar'ın ön kapısına gitmeyi bırakman lazım. Tamam.
Кевин, ты должен перестать ссать на пороге у G.R., ладно?
birini 32
birinin 43
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birini mi bekliyorsun 44
birini mi arıyorsun 28
birini mi bekliyordun 20
birini mi arıyorsunuz 30
birinin 43
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birini mi bekliyorsun 44
birini mi arıyorsun 28
birini mi bekliyordun 20
birini mi arıyorsunuz 30