Dadı traduction Russe
1,912 traduction parallèle
Çok kısıtlı zaman ve kısıtlı bütçemizle bir dadı tuttuk ve sonra da sırf senin karşında senden bahsedebilmek için modası geçmiş ve oldukça gereksiz bir iletişim yöntemi olan mors alfabesi dersleri aldık.
С нашим очень ограниченным свободным временем и очень ограниченным бюджетом мы наняли няню и записались на курсы очень старомодного и никому не нужного способа общения лишь затем, чтобы обсуждать тебя в твоем присутствии.
Atlanta'dadırlar.
Спорим, они в Атланте.
Şimdi de Dadı İmdat Hattı mı kesildin?
Ты что блин, нянька из 911?
Dadım, tatlı bir çayın her zaman yıpranan sinirlere iyi geldiğini söylerdi.
Моя няня всегда говорила, что от расстроенных нервов помогает сладкий чай.
Ya da Jenna'nın saç çiftliği olarak kullanmak için bir İsveçli dadıyı kaçırdığını ve hiç Tracy temiz ve rahat konuşan birisi demedim.
И я никогда не называл Трейси чистоплотным и ясно выражающим свои мысли. С чего бы мне?
Dadı birazdan benimle burada buluşacak.
Няня скоро заберет его у меня. Ну давай, что случилось-то?
Tamam mı? Evet. Dadı on dakika içinde burada olacak.
Няня приедет с минуты на минуту, ладно?
Dadının geleceği yok.
Меня опплевали.
Arkadaşları, Melissa ve Gregory Disken çifttinin dadıları kayıpmış.
Его друзья, Мелисса и Грегори Дискен, заявили об исчезновении своей няни.
Şimdi, dadıyı bul, Yüzbaşı Raydor etkile. Başkan'a da güzel haberler verelim.
Так что найди няньку, удиви капитана Райдор, и найди мне хорошие новости для мэра.
Demek dadımız bu, Adriana Gomez.
А эта няня, эта Адриана Гомез...
Dört çocuk ve sadece tek dadı.
Четыре ребенка и только одна няня.
Bu gibi durumlarda zaman herşeydir. Ama haklısınız. Dadınızın kaybolmasının mantıklı bir açıklaması elbet vardır.
Предусмотрительность в таких ситуациях никогда не лишняя, но вы правы, скорее всего, исчезновению вашей няни есть логическое объяснение.
Bütün gün birlikteydik. O gün sadece bizle, arkadaşlarım... Griffin ve Ruben ile konuştu ve yalnızca diğer dadılarla birlikteydik.
Мы провели вместе весь день, она только поболтала с нами и моими друзьями, Грифином и Рубеном, да еще с парой нянек в парке, но только и всего.
Bu yakınlarda dadılık yapıyormuş.
Она работала здесь неподалеку, няней. ( исп )
Başka bir dadı mı?
Еще одна няня?
Yaklaşık 3 ay önce dadınız vahşice tecavüze uğramış.
Три месяца назад, ваша няня стала жертвой зверского сексуального насилия.
Sonunda, Santa Monica Polisi'nden adresini alabildik. Ve oda bir dadı.
В полиции Санта-Моники мне наконец-то дали ее адрес, и она - няня.
Oda senin gibi bir dadı.
Она - няня, как и вы.
Oda dadı.
Она тоже няня.
Jeff Walters'ın kayıp dadısı.
Пропавшая няня Джеффа Уолтерса.
Çocuklar dadıları hakkında herkesden daha çok şey bilirler.
Дети знают о нянях больше остальных.
Şeytan her zaman ayrıntıdadır fakat sanırım çok az insan bir nehir kanalının yorumlanmasına itiraz eder.
Хотя версия с руслом реки почти ни у кого не вызывала сомнений.
Şef Wiggum'a dadılık yapıyordum.
Играл няньку для Шефа Виггама.
Kadınların neden herkesin dadılığını yaptığını biri bana açıklayabilir mi?
Объясните мне кто-нибудь, почему женщинам досталась вся золушкина работа?
- Dadı kamerası. Yani... Hırsızlığın mikrofonu... yerleştirmek için yapılmış bir aldatmaca olduğunu ve katilin iş üstünde yakalandığını mı düşünüyorsun?
А... ты не думаешь, что ограбление было всего лишь, предлогом, чтобы поставить жучок, и затем убийца был пойман на месте преступления?
ya da "Dadının saçlarından nefret ediyorum" gibi sorunlar.
или "я ненавижу прическу моей няни".
Pekala. Dostum, yeni dadımız harika.
хорошо. мужик, наша новая няня прекрасна.
- Tamam dadı.
- Отлично, няня.
Ona dadı mı diyorsun?
Ты зовешь ее "няня"?
Gidip dadıya arkadaş olmak istemediğimi söyleyeceğim.
— Погоди, что? — Я скажу нашей няне, что не собираюсь дружить с ней.
Dedi ki, son dadıyı çok fazla profesyonelce davrandığı için kovmuşsun.
Она сказала, что предыдущую няню уволили за то, что она вела себя слишком профессионально.
Fısıldamana gerek yok,... çünkü Stan dadısıyla parkta.
Тебе не нужно шептать, потому что Стэн в парке с няней.
Ve bir program yapabileceğimizi düşündüm. Dadının maaşının yarısını da öderim.
И я подумала, мы могли бы составить расписание, а я могла бы оплачивать половину счета няне.
US Magazin'de okumuştum. John ve Kate'nin dadıları böyleydi.
Я читала в журнале US про няню Джона и Кейт...
Dadı yok, okul taksiti yok, bağlılık yok.
Никаких нянек, учебников, брекетов...
Her ne kadar bu dağ Pasifik'in yüzeyinden 4 km yukarıda olsa da, aslında Pasifik'in zemininden 10 km yukarıdadır.
Гора возвышается на 4 километра над поверхностью Тихого океана, а вот высота над уровнем его дна составляет 10 километров. это самая высокая гора на Земле, на километр выше эвереста.
Ben dadı olmam gerektiğini düşündüm.
Я думаю, что и няни должны вести себя так же.
Bir dadı bulmana çok sevindim.
- Я так рада, что ты нанял няню.
Dadıyı aradım ve buraya gelebilmek için hemen gelmesini söyledim.
Я позвонила няне, как только он ушел, так что я смогла заехать.
Seni etrafımda tutmamın tek sebebi babam.
Now, the only reason that I am keeping you around is for dad.
Babam parçalanmış seviyor.
Dad likes crushed.
Dikkat et babam seni burada kung fu yaparken görmesin Paul Bunyan.
Careful dad doesn't see you making with the Kung Fu there, Paul Bunyan.
Ama daha büyük sürpriz senin babana karşı gelmemen oldu.
But you know what's a bigger surprise is that you couldn't stand up to your dad.
Görüntü'ye yarın ettim hatta içimdeki şefi bile açığa çıkardım. Senden ise tek yapmanı istediğim babama bir gün katlanmandı.
I helped The Blur, I even found my inner Iron Chef, and all I asked - - the only thing you had to do was deal with my dad for one day.
Baban beni Pentagon'dan araştırmış.
Your dad had me investigated by the Pentagon.
Ben de babamı korumaya çalışıyorum.
I do get trying to protect dad.
Eğer babama kendim yardım edersem beni artık bir...
But I thought that if I helped dad on my own, he'd stop seeing me as...
- Dadı... - Sorun değil.
- Все в порядке.
Bebeğim, o dadı değil ki.
Она просто...
Durumun dadılıkla olup olmamasıyla alakası yok.
Да я говорю о ней не как о няне!