English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ D ] / Dayanılmaz

Dayanılmaz traduction Russe

524 traduction parallèle
Dayanılmaz birisin, bir azizi bile baştan çıkarabilirsin!
Ты невозможный человек, можешь опорочить и святого!
Hayatım dayanılmaz bir haldeydi.
Моя жизнь это сплошное страдание.
Dayanılmaz bir aşk ile onu sevmekten başka bir şey bilmiyordum.
Я ничего не знала, кроме того, что люблю его. Невыносимо.
Dayanılmaz biri olması senin suçun değil.
Ты не виноват в том, что она стала невыносимой.
- Belki de ilk ben dayanılmaz olmuşumdur.
- Может, сначала я стал невыносим.
O cazibesine dayanılmaz birisi.
Она неотразима.
Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. Nehrin karşısındaki dağlara ya da, eğer mali güçleri yeterse, deniz kıyısına.
Каждый год, в июле, когда жара становилась невыносимой, они отправляли своих женщин и детей вверх по реке, к прохладным горам... или, если получалось, на морское побережье.
Şu leblebiler gibi, dayanılmaz.
Это как грызть орешки, невозможно остановиться.
Pencere açık olduğunda tren sesi dayanılmaz olur.
Когда окна открыты, шум невозможно вынести.
Bunu taksit taksit dinlemek çok dayanılmaz olabilir.
Выслушивать ее по частям - нестерпимое испытание.
Sen ki oğlun için dayanılmaz acılar çektin.
Марчелло.
Anne katili olmak herhalde en dayanılmazı olmalı,... en zor yanı ise buna katlanmak zorunda olan, cinayeti işleyen oğlu.
Убийство матери, возможно, наибольшее преступление из всех, хуже только, когда его совершает сын.
"Bunu çoktan sezmiştim, yine de bunu bilmek kesinlikle dayanılmaz bir şey."
"Я давно подозревал это, и тем не менее эта мысль невыносима."
Dayanılmaz olmuştu.
Он стал просто невыносим.
Bu dayanılmaz bir şey. Ona bir onluk verelim.
Дадим ему 10 фунтов.
Dayanılmaz bir hal alıyor.
- Становится невыносимо.
Huzur içinde ölmeseydi hayat benim için dayanılmaz olurdu!
Он заслужил это! Иначе... жизнь была бы чересчур жестока!
Sıcaklık dayanılmaz.
Невероятная жара!
Fukaralığımız dayanılmaz, kızlarımız açlıktan ölüyorlar,
Всё больше нищеты в моём доме, и дочерям нечего есть.
Doğrusu bu dayanılmaz bir şey.
Это невыносимо.
Sonuç olarak bir Atom Bombası kurbanı için, zaman zaman, hayat dayanılmaz oluyor.
Думаю, у всех переживших бомбардировку жизнь порой становится невыносимой.
Gerekli değilse neden kişi dayanılmaz hatıralarla yaşasın...
Зачем хранить тяжкие воспоминания, если можно...
O zaman neden dayanılmaz bir açlık duygusunu zihnimize yerleştirmiyorsun?
Почему бы просто не поселить в моей голове непреодолимый голод?
Biliyor musun, dayanılmaz derecede güzelsiniz.
А. Вы невероятно привлекательны.
Ona olan duygularınla, onu mahkum ettiğin hayatı dayanılmaz bulacak.
Но твое чувство к нему обрекает его на невыносимое существование.
Gezegenin yüzeyi neredeyse dayanılmaz.
Поверхность планеты почти непригодна для жизни.
Dr. Sevrin'ın müritlerinin kibiri, dayanılmaz bir durum yaratıyor.
Высокомерие доктора Севрина и его последователей создает невыносимую атмосферу на борту.
Acısı dayanılmaz olmalı.
Боль должна быть невыносимой.
Başımda oldukça dayanılmaz bir ağrı var kardeşim efendim.
Совершенно непереносимая головная боль, братан... То есть сэр.
Diyorum ki sizin gibilerin bitmez tükenmez ve dayanılmaz acılar içinde feryat ettiği bir yer.
Да, вроде вас, говорю я вопят... от бесконечной непереносимой боли.
Haklısın, aşkım. Kendimi bildim bileli erkekler beni dayanılmaz bulur.
Я из высшего света, мужчины находят меня неотразимой.
- Dayanılmaz, değil mi?
- Почти невыносимо, да?
Yan yana olup, sürekli yalan söylemek dayanılmaz olmuştu.
Это стало невыносимым - находиться рядом с тобой и быть вынужденным лгать.
Bir yaz öğleden sonrasını hatırlıyorum. Hava dayanılmaz sıcaktı.
Помню, однажды летом после полудня стояла невыносимая жара.
Evet, evet, bazen dayanılmaz oluyor.
Да, да. Иногда, он просто невыносим.
Dayanılmaz isteğe karşı koyamıyordum, o yüzden annemi öldürdüm.
Я не могла сопротивляться искушению, и я убила ее.
Kesinlikle dayanılmaz.
- Я почти согласна.
Dayanılmaz derecede.
Я получаю огромное наслаждение от слов.
Dayanılmaz bir zulmün kurbanı durumundayım.
Я жертва возмутительного преследования.
Müzik onu dayanılmaz şekilde çekiyor, merdivenlere yöneliyor.
Она резонирует в холле. Она неудержимо влечёт его. Он направляется к лестнице.
Dünya kesin kanunlarla yönetiliyor, ve dayanılmaz derecede sıkıcı.
Мир управляется чугунными законами, и это невыносимо скучно.
Ürettiği dayanılmaz kendini beğenmişlik havası sayesinde anlayabiliyorum.
я угадываю это по непереносимой ауре самодовольства, которую она начинает вырабатывать.
Bakın, tüm bunlar dayanılmaz hale geldi.
Видите ли... Этого всего невозможно вынести.
Son nefesini verirken, dayanılmaz acılar çektiğini söylemiş.
Он подавал слабые признаки жизни и постоянно кричал от боли.
Bende dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor.
У меня самого от него голова разболелась.
Uçmak için dayanılmaz bir isteğim yok ama uçacak bir yerim!
И летать в небесах я очень хочу, Но нет места, где мог бы летать я...
Kendir kumaşından içliklerin dayanılmaz dokusu!
Я не смогустоять перед качеством белья под одеждой.
Ne kadar kötü ve dayanılmaz bir an!
Человек, который спас мне жизнь 17 августа 1914 года.
Dayanılmaz bir gürültüydü. Çok korktum.
Пойдем спать.
Vücudunuzun içinde çürümedik yer kalmaz, ve etrafa dayanılmaz bir koku yayar.
{ \ cHFFFFFF } Тело твое будет гнить до самого последнего кусочка
Sıcaklık dayanılmaz. Bir şey içer misiniz?
Позвольте предложить вам освежающий напиток.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]