Eski günlerde traduction Russe
152 traduction parallèle
Eski günlerde cadılar çoğunlukla zavallı kadınlardı.
Ведьмы прошлого - это, в большинстве своём, обнищалые старухи ;
Evet, Meksika'yı içkisiz bıraktığı o eski günlerde ben karşısında otururdum.
Да, когда-то он промышлял контрабандой рома из Мексики, а я был на другой стороне.
Eski günlerde bile insanların yüzlerine zarar vermedik.
Вообще-то я против насилия.
Eski günlerde bir gün size "Günaydın" demeye tenezzül etseydim....... o gün kendinizi çok iyi hissederdiniz.
Прежде вы считали, что вам повезло, когда я снисходил до того, чтобы с вами поздороваться...
Eski günlerde beraber takıldığımız bu kadar zaman sonra öcünü almaya çalışan birisi. Hatırladın mı?
Там был старик, которому мы насолили в прежние времена, и теперь, через столько времени, он решил отомстить мне.
Eski günlerde bu standart uygulamaydı.
Такие вещи были обычным делом в дни дурной славы.
Bir zamanlar dünyamizin uçsuz bucaksiz gözüktügü bir zaman, kesfedilecek sadece dünyamizin var oldugu eski günlerde, dünyanin gerçek büyüklügünün üzerinde akillica ilk kafa yorulan günlerde, burada, Misir'da milâttan önce 3. yüzyilda bir adam yasadi.
Было время, когда наша планета казалась бескрайней. Когда она была единственным миром, который мы могли исследовать. Её истинный размер был выявлен простым и одновременно гениальным способом.
Ne olmuş ona? Eski günlerde bize iyi işler ayarlamıştı.
В прежние времена он устраивал нам отличные выступления.
Eski günlerde sarı rengin guba özel olduğu bilgisini edinmiştim.
Видимо раньше желтый был отличительным цветом группы.
Eski günlerde... Bir orduyu bozguna uğratırdı ve yorgunluğun sözü bile edilmezdi.
В былые времена... он не уставал, даже разгромив вражеское войско.
Eski günlerde Rodos "Yılanların Adası" diye bilinirmiş.
В старые времена Родос называли островом змей.
Anlaşılan o ki, şey yapmış... eski günlerde... kendisi.
Очевидно, старик... и сам... того.
Eski günlerde iyi bir ajan olurdu.
В прежние времена он был бы неоценимым сотрудником.
Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.
Как в старые добрые времена.
Eskiden evliydik. Eski günlerde... Şövalyelerin yürekli, hatunların gözü pek olduğu ve kurşunların henüz icat edilmediği zamanlarda.
Тогда ночи были бурными, девушки были решительными, а пули еще не изобрели.
Eski günlerde, bu adamlar köpeklerin önderliğinde Kuzey Kutbuna giderlerdi.
В старые времена, такие парни шли на Северный Полюс по следам своих собачьих упряжек.
Eski günlerde, Tanrı intikamcıydı ve çabuk sinirlenirdi.
¬ прежние времена Ѕог был мстителен и очень вспылычив.
En revaçta olduğu o eski günlerde, Küba'daki en iyi orkestralar orada çalarlardı.
Когда он открылся, сюда приезжали лучшие кубинские оркестры.
Eski günlerde böyle şeyler çok olurdu.
Ну это мне довольно быстро наскучило, так как это желали слишком часто.
Ve Johnson steroidlerin zorunlu olmadığı o eski günlerde oynamıştı.
А Джонсон играл еще до того, как инъекции стероидов стали обязательными.
Fakat eski günlerde - Kraliyet Hava Kuvvetlerinde.
А как же ваши- - Королевские ВВС- -
Sanırım biraz yumuşadım eski günlerde olsaydı seni öldürürdüm.
Да, я размяк. В прежние времена я бы обязательно убил тебя.
Eski günlerde olduğu gibi istiyorduk onu.
Мы хотели, чтобы все было как раньше..
Eski günlerde, elektroşok tedavisi için malzeme üretiyorlarmış.
Когда-то они производили оборудование для электрошоковой терапии.
Eski günlerde biz...
Знаешь, в прежние деньки мы бы...
Eski günlerde, Ülke için en iyinin ne olacağını bir adam karar verirdi Düzen ve disiplin vardı.
В былые дни один человек решал, что лучше для государства,... и был порядок и дисциплина.
Eski günlerde yaptıkların için minnettarız ama bitti.
Мы ценим то, что ты сделал в прошлом, но оно в прошлом. Отныне ты сам по себе.
Eski günlerde olsak çoktan evlenmiştim.
В прежние времена я бы уже была замужем.
Little Willie gibi yapabiliriz dostum. ... aynı eski günlerde ki gibi.
Мы могли бы работать также, как Малыш Вилли... в прежние времена, такими же суммами ворочать.
Eski günlerde değiliz artık.
Сейчас не старые времена.
Eski günlerde Kahya Mays tarlaya zorla götürürdü bizi.
В старые времена надсмотрщик Мейс нас туда выгонял.
Eski günlerde HydeTeller'da çalışırken birlikte baya zaman geçirmiştik.
Мы с ним отлично проводили время когда-то.
Bu eğlenceli olur adamım, fotoğrafçıdaki eski günlerde olduğu gibi.
Это будет забавно, чувак, типа как в старые деньки в фотосалоне.
Bu günlerde yapılan müzik.. hiç de eski günlerdeki gibi değil.
Музыка в наши дни... совсем не такая, как была в "Золотом веке".
Doktor, eski günlerde Zaman Girdap'ını emebilen yol arkadaşların olurdu!
В былые времена, Доктор, твои спутницы могли впитывать целый временной вихрь.
Eski günlerde benimle seyahat ederdi.
Путешествовал со мной. Давным-давно.
Kafayı bulan çoktan soyunurdu ama bunlar eski günlerde kaldı.
Под кайфом я бы сорвал подштанники, но прежде. в прежние времена.
Siz öğle yemeğini nerede yemek istediğinize karar verin ben de telefon edeyim. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.
Решайте, где будем обедать, а я позвоню.
Biliyorsun, Cambridge'deyken hep rugby oynardım, dinozorların yeryüzünde aylak aylak dolaştığı eski günlerde.
Знаешь, я играл в регби за Кембридж в те дни, когда по Земле еще ходили динозавры.
Burada bahsettiğimiz şeyi eski günlerde KGB "dezinformatsia" olarak adlandırıyordu.
То, о чем мы здесь говорим, в былые времена КГБ называл "дезинформацией."
Eski günlerde söyledikleri gibi : "Yalpa vuralım!"
И, как говорили в давние времена, от винта.
Görünüşünden yola çıkarsak, eski günlerde olduğunu söyleyebilirim.
Судя по твоему лицу, сейчас твои ранние годы.
Eski günlerde o gece çocuklarınızı içerde tutardınız.
Знаете, в прежние дни в эту ночь, люди не выпускали детей из дома.
Eski günlerde olsa hepsinin üstesinden gelirdik.
Эх, а в старые времена, мы бы этого просто так не оставили...
Eski güzel günlerde, ailelerimiz bizi eğitirken bizden itaat beklerlerdi
Раньше когда родители учили нас уму разуму, они ожидали от нас полного послушания. Что верно, то верно.
Tıpkı, eski günlerde olduğu gibi.
Да, это было как раньше.
Malesef bu evdeki soğutma tesisatı çok eski ve bu gibi sıcak günlerde acil yardımı beklemektense stokları kullanmamayı tercih ederim.
К сожалению, кондиционер в этом доме старый и часто ломается в такие жаркие дни, как сегодня. Поэтому во избежание проблем, мне нужен хороший запас.
Eski günlerde Cennet ve Cehennem'i yaratan güçle boy ölçüşemesek bile Biz neysek oyuz. Kahramanlardan meydana gelen Tek bir yüreğiz
... Хоть нет у нас той силы, что играла в былые дни и небом и землею собой остались мы сердца героев изношены годами и судьбой но воля непреклонно нас зовет бороться и искать, найти и не сдаваться.
İlerleyen günlerde 1988'de aldığım bir Laura Ashley elbisenin hâlâ dolabımda durduğunu gördüm ve eski sevgilimi dostça aramanın vaktinin geldiğine karar verdim.
На той же неделе я увидела в своем шкафу платье от Лоуры Эшли, которое последний расз носила в 1988 году и решила что пора и по-дружески набрала номер бывшего.
Eski mutlu günlerde beş yaşındaki çocuklar diledikleri gibi çalışırdı. Tekstil fabrikalarından demir eritme fırınlarına kadar.
В старые добрые времена дети уже с пяти лет могли работать сколько угодно и где угодно начиная с текстильных фабрик и кончая сталеварными цехами.
... eski güzel günlerde hiç de fena sayılmazdı. O öğleden sonrası radyoda hafif bir müzik çalıyordu.
Дом, в котором жил Том, был лучшим, а в старые добрые времена его можно было назвать и вполне презентабельным.