Gl traduction Russe
3,819 traduction parallèle
Tilki, tavşanın çığlığını duyunca koşarak gelir.
Когда лиса слышит крик кролика, она бежит на него.
Jack'in çığlığını duyduğunda, koşarak gelme sebebin ne olacak?
Когда ты услышишь крик Джека, зачем прибежишь ты?
Bu yalnız bir çocukluk yardım için bir çığlık gibi geliyor.
Это звучит как крик о помощи из одинокого детства.
"Öğrenciler, resmi tören öncesinde üniversiteleri ve Bay Rockfeller adına sevinç çığlıkları attı."
"Перед объявлением студенты устроили овации колледжу и мистеру Рокфеллеру".
Sen burada hep yanlış yerlere bakarken ben uzaktan Matt'in çaresiz çığlıklarını duydum.
Я слышал Мэтта и его отчаянные крики. Где?
Her ne kadar kaliteli viskinin tadını çıkarmış da olsam genç Aaron'un ölüm çığlıkları kulağımızda son intikam davranışının bizimle bir devri kapatıp yenisini açtığını bilerek bir sonraki içkimizin tadının çok daha iyi olacağından eminim.
Хоть я и в восторге от этого бурбона, надеюсь, следующее угощение будет вкуснее, особенно под крики умирающего Аарона в наших ушах, и понимая, что последний акт твоей мести примирит нас, и все начнется сначала.
Eskiden ben de çığlık atardım. Ama benim için böyle keskin şeyler yoktu. Parmaklarım vardı.
Я раньше тоже кричал, но не из-за острых инструментов, а из-за пальцев.
Acayip sıcaktı. Çok gürültülüydü, çok fazla çığlık vardı.
Было ужасно жарко, очень шумно, много криков.
Üzgünüm, çığlıkları hafifletmeye çalışıyordum.
Извините, я просто хотел заглушить стоны.
Komşular bir kadının çığlığını duymuşlar.
Соседи слышали женский крик.
Babasının çığlıklarını hatırlıyorum.
Помню, как его отец подтвердил его алиби.
Çığlık atıyor.
Да он крикун.
İnsanlar panikliyor, çığlık atıyordu...
Люди паникуют, кричат.
Yolun civarındaydım ve korkunç bir çığlık duydum.
Я проезжал мимо, когда услышал чей-то ужасный крик.
Kayalara çarpınca enkaz sesini duyarız. Gemi çöktükçe de çığlık seslerini duyarız.
Нам слышен треск, когда судно разбивает о скалы внизу, а затем крики, когда камни крошат его.
Çok güzel bir tören yapıldı. Sonra küçük çocuklardan biri woge yapıp beni gördü ve çığlık atmaya başladı. Sonra ailesi de woge yaptı ve beni görüp saldırdılar.
Все было прекрасно, пока один из детей не обратился и не увидел меня, и не закричал, а потом его родители обратились, они увидели меня и напали, и мне пришлось их убить.
Dördünüz tekinsiz bir çığlık işitiyorsunuz.
Вы четверо слышите зловещий скрежет.
Çığlık attı ve beni bıraktı ve bende o zaman kaçtım.
Он закричал и слез с меня и... тогда я побежала.
Birisi acı içinde çığlık attığında bu dur demek oluyor, Hillary.
Ну, обычно, когда кто-то кричит от боли, это значит стоп, Хиллари.
Yandaki evden çığlık duydum.
У соседей, я слышала крики.
Çığlık duyduğunu sandın diye mi?
Из-за того, что тебе показалось, что ты слышала крик?
Çığlık attığımı duysalar polisi aramalarını isterdim.
Если бы они услышали мой крик, лучше бы они вызвали полицию.
Çığlık attığını duyduklarını düşünselerdi.
Если бы им показалось.
Sanırım çığlık atabilirim.
Кажется, я сейчас закричу.
Seni omzuma alıp çığlık çığlığa konuta götürmekten ne kadar nefret etsem de ikimiz de biliyoruz ki çocuğumun iyiliği için bunu yapacağım.
Как сильно мне хочется перебросить тебя через плечо и утащить тебя, пинающуюся и кричащую, для воссоединения. Мы оба знаем, что я бы сделаю это ради моего ребёнка.
Çığlık atarak gebereceksiniz!
Ты будешь умирать, громко крича.
( Çığlıklar ) yok! Kimse beni vurur!
Никто не будет больше меня бить!
Otur! ( Çığlık )
Сядь!
Tuhaf, onun hiç çığlık attığını duymadım.
Забавно, никогда не слышал, чтобы она кричала.
Çığlık attıracağım.
Заставлю его кричать.
Bir çoğundan daha sesli çığlık atıyordun.
Ты кричала громче остальных.
- Çığlık sesi nereden geldi?
Сюда.
Bayanlar odasındaydım ve sonra bir silah sesi ve çığlık duydum.
По студенческой визе? Откуда у неё время на учёбу если она работает пять дней в неделю?
Onu çığlık atarken duydum ve bu hâlde buldum.
— Я не знаю. Я услышала её крики, а нашла уже такой.
Ama komşusu Dana'nın çığlık attığını söyledi.
Но соседка слышала крики Даны.
Çığlık atan jelibon ayıcıklar neden orada sanıyorsun?
А для чего же кричащие Мишки Гамми, как думаешь?
Aynen, çiftlik işi, hayvan dürtüşü, şapka takışı, çığlığı derken tam bir kovboy günü.
Все верно.
Çığlıklarını hatırlıyorum.
А их крики.
Babanın çığlık attığını biliyor muydun? Burada yapmak mı istiyorsun?
Ты знал, что твой отец кричал?
Sancak baş omuzluk 800 yardada sığlık görüyorum.
Риф приблизительно в 800-х метрах от форштевня.
Çığlık atıyorsun. Yaralandın da.
И шрам этот...
Batışını gördük adamların çığlıklarını duyduk derinliklere doğru battı.
Мы видели это, и слышали крики мужчин с глубины моря.
Şehir mi? - Çığlıkların olduğu yer.
- Место, наполненное криками.
Şehir mi? Çığlıkların olduğu yer.
- Место, наполненное криками.
Çığlıklarını hayal edeceksen.
Вы представите её крики. Её слёзы...
Çığlık atarım.
Кричать.
Bir dakika önce daktiloma şerit takıyordum, bir dakika sonra kendimi yerde, başımda bir çocuk çığlık atarken buluyorum.
Я пыталась поменять ленту в машинке и вдруг лежу на полу, а рядом кричит ребенок.
Yani diyorsun ki tek bir mermi şuradaki tavan penceresinden gelmiş metro boyunca bir şekilde sekmiş, sonra da mucizevi bir şekilde, tanıklara göre "Beni öldürecekler." diye bağırıp bir yandan çığlık atarak kaçan adamın göğsünde bir delik mi açmış?
Ты полагаешь, что пуля прошла сквозь крышу, по пути её срикошетило, и она залетела на станцию и просто чудом попала в грудь жертвы... который, согласно свидетелям, бегал и выкрикивал : "Они убьют меня"?
Dilin olmadıktan sonra çığlık atamazsın.
Ты не сможешь кричать без языка.
Lakin çığlık atarsa Valhalla'nın kapılarından bile geçemez.
Но если будет кричать, то Вальгаллы ему не видать.
Eşyalarımın çoğu yatak odasında yani yukarı çıkmam için yardım edebilirsin ya da bir şey olursa çığlık atabilirim.
Ну, большинство моих вещей в моей спальне Я имела ввиду, что вы можете помочь мне подняться наверх или я могу кричать, если почувствую, что я в опасности.