Havaalanına traduction Russe
1,322 traduction parallèle
Hey, neden havaalanına gitmiyoruz?
Почему мы не едем в аэропорт?
Havaalanına gidene kadar farkına varmadım ki.
Я заметила это только в аэропорту.
Hayır, havaalanına geldiğinde makyaj yapmıştın.
Нет, ты наложила макияж перед поездкой в аэропорт.
Bütün paramı Hindistan dolarına çevirdiğimi ona söylediğim için havaalanına gitmem için 50 dolar taksi parası verdi.
так как я сказал ей, что я обменял все свои деньги в индийские доллары, она дала мне 50 баксов на такси до аэропорта.
Havaalanına gidip Filipinlere uçmalıyız
Мы должны ехать в аэропорт, лететь на Филиппины.
Seni tekrar havaalanına götürmemi istersen bana söylemen yeterli.
Скажи мне, когда захочешь вернуться в аэропорт.
Tamam, havaalanına kadar onlara eşlik et.
Готов? Сопроводи их до аэропорта.
Şimdi havaalanına doğru çıkıyorum.
а потом лечу к вам.
Çevremdeki insanların sürekli olarak birbirleriyle çeşitli bağlar kurduklarını görüyorum arkadaşlık veya aşk gibi fakat insanlar arası bu ilişkiler daima farklı yeni sorunlara yol açar... sorumluluk, paylaşım,... insanları havaalanına bırakma.
Я вижу, что людям всегда нужны взаимотношения,.. .. дружба или любовь,.. .. но эти связи всегда ведут к неприятным осложнениям..
Havaalanına götür.
Отвези меня в аэропорт.
Hayır teşekkürler. Lütfen havaalanına sürün. Bay Pilot.
господин Пилот.
Havaalanına gidiyoruz Tayland!
Мы едем в аэропорт! Тайланд!
Havaalanına giden bir yolda.
Он едет в аэропорт.
Öyleyse, havaalanına bir taksi çağırmamı... ister misin?
Так, эм ты хочешь, что бы я позвонила... и заказала такси до аэропорта?
Anne, neden havaalanına gitmiyorsun?
Ничего, Джули.
Seninki direk havaalanına gidiyor.
- Тебе пора в аэропорт.
Dediler ki "Raheem, neden sürekli havaalanına gidiyorsun?"
Они говорили, "Рахим, почему ты все время ездил в аэропорт?"
Beni havaalanına götürecek olan araba geldi, pekala döndüğümde herşeyi anlatırım. Olur mu?
Эм--о, боже, за мной машина приехала, чтобы отвезти меня в аэропорт, я все расскажу когда вернусь.
- Havaalanına gitmek istemiyor musun?
- Так что, в аэропорт не едем?
Havaalanına giderken kaldırırız.
- Подкараулим возле дома и похитим ее по пути в аэропорт.
Geçen gün Livia'ya rastladım. Onu havaalanına bırakamadım Taksiye bindi.
В наш последний день с Ливией, я ведь не смог отвезти ее в аэропорт, она брала такси.
Havaalanına gidiyordum.
Я была на пути в аэропорт.
"Reagan'a iniyorum" diyebilmek için adını havaalanına vermek istiyorlar.
Или чтоб в его честь аэропорт назвали и они смогли бы сказать : "Я уже в Рейгане!"
Bu gece JFK havaalanına uçup kız kardeşlerine katılıyorsun.
Ты сегодня сядешь на самолет. Ты должен быть со своими сестрами.
Havaalanına doğru gidelim.
Давай уедем. Прямо сейчас. Давай поедем в аэропорт.
Havaalanına gidiyorum.
Я нахожусь на своем пути в аэропорт.
Şimdi havaalanına gidelim, tamam mı?
Пошли, нам пора!
Eğer o gün Anni ise, lütfen onu havaalanına sen götür.
Поверь мне, Гу Чхан.
Yarın havaalanına gitmem gerektiğini biliyorsun.
Я встречался с твоей сестрой. Она мне всё рассказала.
Şimdi kim beni havaalanına bırakacak?
И как теперь я попаду в аэропорт?
Beni havaalanına bırakacak birisi gerekiyor.
Мне... мне нужно в аэропорт.
Havaalanına gitmesi gerekiyormuş.
Ей нужно в аэропорт.
Eğer bu işi düşündüğüm kişi yapmışsa, her zaman aynı yolları izlerler. Genelde New Jersey'de, havaalanına yakın bir yere sevk ederler.
Если это те, о ком я думаю, они всегда пользуются одним маршрутом.
Efendim, tetikçi havaalanına vardı.
Сэр, исполнитель уже в аэропорту.
Bu olaya iki şekilde devam edebiliriz. Adamların sana hastaneye kadar eşlik ederler ve seyahat edecek hale geldiğinizde, adamlarım sizi havaalanına geçirirler. Bir :
Я вижу два возможных варианта событий.
Doğrudan havaalanına gitmenizi istedi.
Он просил вас ехать прямо в аэропорт.
Altıncı caddeden geçiyordum, orada bir araba bekliyordu havaalanına yetişmek için sadece 38 dakikam vardı ve birşeyler yazdırıyordum.
Перебегаю через 6-ую Авеню, меня ждёт машина мне нужно доехать до аэропорта ровно за 38 минут, при этом я диктую.
"Tamam, eğer havaalanına gittiğimde bilet orada değilse, bilecektim. Tamam, sen aptalsın, ve şimdi eve gidebilirsin."
"Если приеду в аэропорт и билета не будет, это означает всё ясно, ты дура, можешь возвращаться домой".
Sonra doğruca havaalanına balayına.
А потом сразу в аэропорт, медовый месяц!
Havaalanına arabayı alıp gidebilir.
Он может взять машину и ехать в аэропорт.
Havaalanına gidiyoruz.
Мы едем в аэропорт.
Yaklaşık olarak 20 saat sonra Londra Heathrow Havaalanı'na inecektir. Haneda'dan Londra'ya direk uçuş yok.
Тогда, с сегодняшнего дня и до конца тренировки, вы будете оставаться на два часа после занятий, чтобы наверстать упущенное.
Seninle havaalanına gelmeliyim.
Нет.
Havaalanına mı gideceksin?
Ты поедешь в аэропорт?
Havaalanında bıraktığı arabasının bagajına özenle gizlenmişti.
Тщательно спрятанные в багажнике его машины в аэропорту.
Havaalanı Güvenlik Kurumu, Doakes'in fotoğrafını bütün ana havaalanlarına dağıtıyormuş.
Управление Транспортной Безопасности разослали фото Доакса По всем крупным аэропортам.
Hikaye için havaalanı güvenliğini sınadığına çok eminiz.
Мы уверены, что в связи с этим он даже проверял систему безопасности аэропорта.
Daha Bağdat'tan, Bağdat Havaalanı'na gidemiyoruz.
Мы даже не можем добраться из Багдада до багдадского аэропорта.
Uçuş kayıtlarına baktı, havaalanını gezdirdim.
Он проверил записи полетов, заставил меня показать ему аэропорт.
Frenler sıkıştı ve Eben fırtına başlamadan evvel aleti havaalanından getirmemi istemişti. Ben de bu yüzden...
У меня тормоза заело.
Türk Hava Yolları'na ait bir uçağın JFK Havaalanı pistinde kızakladığı raporunu aldık.
В аэропорту имени Кеннеди сошел с полосы самолет Турецких Авиалиний.