Içın traduction Russe
2,553 traduction parallèle
- İnancıma göre İspanya İç Savaşı sonraki dünya savaşının kostümlü bir provasıdır. Ve bence gidebilecek herkes gitmelidir.
- Ну, я думаю, что война в Испании... разминка перед мировой войной... и каждый кто может, должен ехать.
Gözetimde değilken bile yaptığımız şeyin ne kadar zor olduğunu biliyorum ama yine de bazılarınızın zaten tanıdığı İç İşleri'nden Detektif Ivan Lewis'e sıcak bir karşılama yapmanızı bekliyorum.
Я знаю, как сложно выполнять свою работу, чувствую постоянный контроль, тем не менее, прошу вас любить и жаловать детектива Айвена Льюиса из управления, которого, уверен, некоторые из вас уже знают.
Amanda'nın iç organlarının kaplaması içinden akıp dışarı çıkıyor.
Успокойся, просто оболочка её внутренних органов вытекает из неё.
Kuvvet ve enerji iç içe bulunur. Değer ve amacın her ikiside nereder bulunur.
Сила и мощь спрятаны внутри, где достоинство и цель уживаются вместе.
Uzmanlar muhalefet içinde çatışan grupları silahlandırmanın ülkeyi uzatmalı bir iç savaşa sürüklemek için kesin bir yol olduğunu söylüyor.
Эксперты считают, что вооружение противоборствующих групп среди оппозиции, это верный путь втянуть страну в длительную гражданскую войну.
Gençlerin iç savaşa katılmalarının sebebini anlıyorum.
Я понимаю, почему молодые люди шли добровольцами на войну.
Karılarınız Amerikan İç Savaşı Sahnelendirme Toplumu'ndaki bir başka toplantıya katıldığınızı düşünür, siz metreslerinizi görmek için şehir dışına çıkmak zorunda kalırsınız.
Вам придется ездить в другой город, для встреч с подругами пока ваши жены убеждены, что вы находитесь на очередном собрании Общества Реконструкции Гражданской войны.
Sürü Alaska'nın iç bölgelerine ağır ağır ilerlerken...
И стадо неуклюже двигалось на юг по побережью Аляски...
Hapını iç Irving.
Ирвин, выпей таблетку.
Gerçek bir kadının onların iç çamaşırlarını indirmesi normal.
Это исключительно естественно, что от вида живой женщины у них резинки от трусов начнут лопаться.
Göz doktorunun raporuna da baktığımızda onun raporunun da pek iç açıcı olmadığını söyleyebilirim.
А с точки зрения... заключения офтальмолога... также не слишком-то обнадеживающе.
İç organlarını sen temizle.
Ты можешь убрать внутренности.
Waterloo istasyonu etrafındaki iç ve dış tüm kamera kayıtlarını görmek istiyorum.
Мне нужны записи с камер наблюдения станции "Ватерлоо".
Kartlarınız iç kısmına bakın.
Взгляните на свои карточки.
Sodium Amital bizim insanların iç dünyasına girmemizi sağlıyor.
Амитала натрия дает нам окно в чью-то психику.
İç organlarını yerinde tutmak için yürüyen bir hastane yatağına ihtiyacı yok onun ama.
Ему не нужна передвижная койка, чтобы внутренности не вываливались.
Yanına iç çamaşırlarını da al.
Захватывай свои трусы, идя в ванную.
- Vücudunun iç yapısının Dünya'daki domuzlar ile aynı olup olmadığını merak ediyordum.
Интересно, а её внутреннее строение аналогично земному?
Annesiyle beraber kalması beni hasta ediyor. Ancak sanırım yargıçlar kadınların annelik iç güdüleri olduğunu farz ediyorlar.
Мне противно от того, что он должен быть с ней, но видимо судьи полагают,
Onda Medea'nın annelik iç güdüsü var!
Что у женщин есть материнский инстинкт. У неё материнский инстинкт как у Медеи!
İnsanlar kadınlarda işleri başlatan bir iç güdünün olmasını bekliyorlar.
Люди думают, что у женщин Есть инстинкт, который вдруг появляется.
Ona bir mesaj atacak ve kendisini görmeyi dört gözle beklediğini ve iç çamaşırı giymediğini yazacaksın. Millet, dinleyin.
Ты напишешь ему и скажешь, что дождаться не можешь встречи с ним и что на тебе нет белья.
Beyefendi, domuz çobanınız bir ayyaş ve iç çamaşırlarıyla teşhircilik yapan bir rezil.
Сэр, ваш свинарь - горький пьяница и позорный эксгибиционист!
İnsanlar tüm umutlarını kaybedecek ve açgözlülüğe, akrabasıyla ilişkiye girmeye ve iç savaşa teslim olacak.
люди потеряют надежду и предадутся алчности, кровосмешению и гражданской войне.
Ancak kendisini başkalarına açıp, onların iç dünyasını algılayabiliyor.
Но он может открыть себя, чтобы понять мысли других.
O iç çamaşırı mevzusunda şansın yaver gitti yalnız, onu söylemek lazım.
Да, вам повезло с этим чёртовым тестом, я это признаю.
Varrick'in bir İç Savaş planladığı toplantıya katılmışınız.
Согласно словам Уналака, вы приняли участи в собрание, на котором Варрик попытался развязать гражданскую войну.
Korra, senin en güçlü yanın Raava'nın ruhu değil, kendi iç ruhundur.
Корра, самое сильное, что есть в тебе это не дух Равы, а твой собственный дух.
İç açıcı olmayan sonuçlar gösterdi ki lise öğrencilerinin yarısından azı Amerikan İç Savaşı'nın meydana geldiği yüzyılı doğru bir biçimde söyleyebiliyor.
The findings were bleak with results showing that less than half of high schoolers were able to correctly identify the century in which the Civil War was fought.
İç kalede olduğunuzu varsayın.
Представьте, вы в цитадели.
Bayan Sherrod, Crock'un iç yüzünü anlamaya çalışıyorduk, buradaki kısa hayatını.
Мис Шеррод, мы пытаемся понять что из себя представлял Крок, вкратце, его прошлое.
- İşin iç yüzünü bilen insanlarla konuşmamışsınız demek ki.
Значит, вы еще не слышали людей с проверенной информацией.
İç Güvenliği bağlayın.
Свяжитесь с министерством.
İç çamaşırlarını nerede saklıyordun?
Где лежало белье?
Ben de bilgi kaydına doküman idaresine, faaliyet yönetimine ayrıca iletişime iç, dış olayları ve kurbanın ailesiyle olan işlere bakacağım.
А я проверю оформление дела, документы, процедурные моменты, а также работу с прессой и семьей жертвы.
Adam yatağın üzerine vibratör ve birkaç tane iç çamaşırı bırakmış.
Взломщик оставил на ее кровати белье и вибратор.
Evlerine giriyor, iç çamaşırlarını alıyor.
Проникать в их дома, брать их белье.
Hani şu emekli maaşlarını iç ettiğin ölü akrabamız var ya?
Мертвую родственницу, чьи чеки по соц.страхованию ты обналичиваешь.
Kitabın adı benim için çok önemli ama içine ettiğim kitabı okumaya başladığımda Tanrım, çok iç karartıcıydı.
Названия вообще много для меня значат, но когда я взялся за книженцию... Боже, ну и нуднятина!
Dinle, eğer bir şans vermek, ve Mona'nın iyileştiğine inanmak istiyorsan, durma, sihirli içeceği iç.
Слушай, если ты хочешь рискуть и поверить в исцеление Моны, вперед, слепо доверься ей.
Buranın 15 kilometre yakınlarında bir keskin nişancı görürsem dört kabine üyesini öldürürüm ve işin içine ironi katıp İç Güvenlik Müdürünü de.
Мы наблюдаем за вами сверху. Если в радиусе 10 миль я увижу хотя бы одного снайпера – убью четырех членов кабинета. А чтобы элегантно подчеркнуть всю иронию ситуации, среди них окажется и министр внутренней безопасности.
Unutuncaya kadar iç ama gözlerini açtığında hatırlayacaksın.
Напейся, это поможет забыть. Но завтра, когда проспишься, ты вспомнишь всё.
Bu akşamki buluşmamızın Birleşik Devletler Karşı İstihbarat ajanslarını denetleyen İç İşleri komitesine göre son derece gizli olarak addedildiğini biliyorsun.
Итак, наша встреча этим вечером, как вы понимаете, носит секретный характер для отдела внутренней безопасности комитета по надзору за учрежденями контрразведки США.
Dr. Hunt binanın iç kısmına doğru ilerliyor.
Доктор Хант входит в здание. ... Она вне поля зрения.
Canının istediği gibi ye, iç, avlan. Ivan Block'ın ikramı.
Слушай, еда, выпивка, рыба, все это подарок Айвэна Блока.
Tüm bu mobilya ve kadın iç çamaşırı koleksiyonunu burda bıraktı.
Оставив всю свою мебель и значительную коллекцию каталогов нижнего белья.
Bütün küçük tişörtlerini ve iç çamaşırlarını yıkadım.
Я постирала все твои маленькие маечки и трусики.
Oteldeki kurbanın karın şahdamarı ve iç ana toplardamarı, yani böbreklerin kan dolaşımı yolu tamamen çıkarılmıştı.
В отеле, брюшная аорта жертвы, и нижняя полая вена... Будто бы почка была полностью удалена вместе с ними.
Neden iç çamaşırını giysilerinin üzerine giyiyor?
Почему он носит нижнее белье поверх костюма?
İç organların şişmesi akciğerlerden sıvı fışkırmasına neden olduğundan insanlar, eskiden ölülerin kana susamış hayaletler olarak geri döndüğüne inanırdı.
Знаешь, люди поверили, будто мертвые встают из могил в поисках крови из-за того, что их внутренние органы раздувались, как... отрыгиваемая жидкость в легких.
İç mimarın hakkında pek iyi şeyler düşünmüyorum...
Я не слишком высокого мнения о твоем дизайнере.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16