Kalmadı traduction Russe
9,563 traduction parallèle
Yok, kalmadı.
Шампанское, пожалуйста. Я пасс
- Benim bu savaşla alakam kalmadı.
- Я покончила с этой войной.
Artık onu durduracak hiçbir şey kalmadı.
Теперь его ничто не останавливает.
Bakmadığımız yer kalmadı.
Где только можно
Artık hiçbir açmaz kalmadı.
Все концы собраны воедино
İmparator'un daha fazla bekleyecek sabrı kalmadı.
Император не будет терпеть дальнейших задержек.
Ama koruyacak bir şey kalmadı.
Но защищать там уже нечего.
Benden geriye pek bir şey kalmadı.
Я уже далеко не прежний.
Elbette, yine de tüm ülkeyi gözetim altına aldık. Ve orada da kalmadık.
Но мы все равно следили за всеми в стране...
Yardımına ihtiyaç kalmadı artık!
Твои услуги больше не нужны.
Ancak sonradan gitmesine gerek kalmadı.
Кто-то, видимо, решил спасти его от забот.
Kapanış konuşmasından başka bir şey kalmadı ki.
- Ещё как можешь. Осталась заключительная речь.
Ölüm gölgesi vadisinde yürürken, hayatıma göz atıyorum ve hiçbir şeyin kalmadığını fark ediyorum.
Я иду долиной среди теней смерти, я смотрю на свою жизнь и понимаю, что ничего не осталось.
Evet, artık sorun kalmadı.
Ну вот, теперь у нас все круто.
Çekicimize el koydunuz ve geriye vergi memurlarınız için bir şey kalmadı.
Если все конфискуете, то для налоговика ничего не останется.
- Artık söyleyebileceğim bir şey kalmadı. - Bunu bize yapamazsınız.
Вы не поступите с нами так.
Sivriliği kalmadı.
Теперь сплюньте.
Annesiyle ben uzun süre evli kalmadık.
Я недолго был женат на её матери.
Kaptan Vernon'un tayfası gittiğinden beri neredeyse hiç iş gücüm kalmadı.
И поскольку команда Капитана Вернона покинула стройку, у меня почти не осталось рабочих.
- Peki, Madam. - Ders için vakit kalmadı.
- Но мадам, времени почти не осталось.
İçeriden bir ayaklanmayı dert etmenize gerek kalmadı.
Нам не нужно беспокоиться о здешнем восстании.
Konutlarda yaptığını duymayan kalmadı.
Все слышали, что ты натворил.
Çünkü verecek bir şeyimiz kalmadı.
Потому что у нас ни черта не осталось.
Bir şey yapmana gerek kalmadı.
Тебе не нужно ничего с этим делать.
Halledecek bir şey kalmadı.
Не в чем уже разбираться.
Artık kaçacak yeri kalmadı.
Теперь ему некуда бежать.
Ateşe gerek bile kalmadı.
Без единого выстрела.
Neredeyse. Biraz daha zamana ihtiyacım var. Fazla vaktimiz kalmadı Hachiro.
Потому что твоё цифровое отродье освободило Хиро Накамуру и уничтожило крепость.
Bunu yapmaya istekli olan pek fazla insanımız kalmadı.
Нас, желающих этого, не так уж и много.
Güvenli yerlerimizden hiçbiri kalmadı.
Безопасных квартир не осталось.
Hayır, kalmadı.
Нет, не продаём.
Satın alacak kimse de kalmadı.
Купить больше не у кого.
... doğrudan basınç yapmama gerek kalmadı.
... зажимать не пришлось.
Burada benim için bir şey kalmadı artık.
Меня здесь больше ничто не держит.
Kasabada fabrika falan kalmadı bile artık.
Это уже даже больше не город-лесопилка.
Dalaverelerimiz sayesinde hiç dostumuz kalmadı.
Из-за наших схем у нас совсем не осталось друзей.
Şanslı olduğum için hayatta kalmadım.
И в этом не было моей удачи.
Ne tür bir olayla, ne oldu da bizim küçük metal parçamız dışında... geride başka bir şey kalmadı?
Такого рода воздействие не могло не оставить следов на нашем кусочке металла?
Polislerle işim kalmadı.
Я завязал с копами.
Sana ihtiyacı kalmadığı zaman... sana neler yapabileceğini düşünebiliyor musun?
Можешь ли ты себе представить, что она сделает с тобой, когда ты ей будешь больше не нужна?
Güvenilirliği kalmadı.
Она утратила доверие.
Vakit kalmadı.
Времени нет.
Onlarla işim kalmadı benim.
Я уже закончила
Seçilmişleri öldürmekle kalmadılar, halam Pyria'yı da öldürdüler.
Они не только убили Избранных, но и мою тетю Пирию.
Zamanımız kalmadı.
У нас нет времени.
Peki ya zamanımız kalmadıysa?
Но если времени не будет?
- Hiç param kalmadı zaten konuşacak ne var?
- Да ничего срочного, просто у меня денег ни хрена не осталось.
Şimdi geriye hiçbir şey kalmadı.
Теперь у меня ничего не осталось.
Sivriliği kalmadı.
Сделано.
Demesine gerek kalmadı.
Ему и не надо было.
Öyleyse artık hiç şansın kalmadı sanırım.
Ну, я думаю, тебе действительно повезло сегодня.