Kaçış traduction Russe
10,028 traduction parallèle
İskeleye kaçışını gizleriz. O kadar kolay olmayacak.
Ты уходишь к причалу, мы тебя прикрываем.
Tüm olası kaçış yollarının tutulmasıyla erzaklarını tazeleyemeyecekler.
Если берег будет наш, а бухта перекрыта, они не смогут пополнить припасы.
Kaçış yolu göremiyorum.
Я не вижу выхода.
Er geç tek kaçış yollarının Kaptan Vane'i teslim etmek olduklarını anlayacaklar.
Рано или поздно они поймут, что единственный путь – сдать капитана Вейна и отступить.
Muhtemel bir güçlü müttefik yerine, kaptanımızı kaybetme garantisi olan kaçış planımı?
- План побега, при котором мы наверняка потеряем капитана? В то время как могли бы приобрести сильного союзника.
Önceki kalan ailede baba, anne ve onların iki kız çocukları varmış. Ani bir kaçıştan önce bu evde çok kısa bir süre yaşamışlar.
До этого там недолго проживала семья - отец, мать и двое дочерей.
Peki Kaçış parkurunda? Kaçış parkuru.
Но что случилось с паркуром уклонения?
Kaçış parkurun iyi durumda.
Отличный паркур уклонения.
Kaçış parkuru!
Паркур уклонения!
Kaçış stratejisi.
Запасной план.
Sen de en az benim kadar iyi biliyorsun. Buradan kaçış yok.
Ты же не хуже меня знаешь, то нет способа сбежать отсюда.
Kaçış yoktu.
Нет выхода.
Kaçış araban bile başka bir isimle kayıtlı ve kameraların göremediği bir yerde hazır bekliyordu.
Даже машина для побега зарегистрирована на другое имя, и размещена в месте, отлично скрытом от уличных камер.
Bir kaçış stratejin var mı?
Есть запасной план?
- Bir kaçış stratejisi.
План отступления.
Kaçışım derken?
- Я ухожу?
Sanırım yapmaya hazırlıklı olmadığım, çok kritik bir adımı gözden kaçırmışım.
Но, кажется, я упустил один важный шаг, к которому я не готов.
'Kaç'gibi basit bir mesajı? Mektup Vali'nin istediği her şeyi onun ağzından çıkmış gibi anlatıyordu. Benim söyleyeceğim şeyler gibi değil.
Я написал все в точности так, как меня просил губернатор, но на мои-то слова это не похоже.
O hâlde aklını kaçırmış olmalısın.
Значит ты просто сошла с ума.
Şu an hakkında çocuk kaçırmaktan hakkında arama kararı çıkmış olabilir.
Вдруг тебя уже в розыск объявили.
Çıkışı kaçırdın.
Ты пропустила съезд.
- Louis aklını kaçırmak üzereymiş çünkü yeni filmi elinde patlayacakmış.
Я слышал, Луи совсем сходит с ума так как его новая картина провалится.
Bunu hak etti demiyorum ama hepimiz o yollardan geçtik, içki fazla kaçırılır peşi sıra bir şeyler olur, işler kontrolden çıkar filan.
- Я не утверждаю, что она сама напросилась, но все мы иногда можем перебрать, слово за слово - и всё вдруг выходит из-под контроля.
Sınavı kaçırdın.
Ты экзамен пропарила.
İddiaya göre 3 Mayıs'ta Rose Stagg'ı evinden kaçırmışsınız rızası dışında alıkoymuşsunuz.
Вас обвиняют, что 3-го мая вы похитили Роуз Стагг из её дома, и незаконно удерживали против её воли.
Kasabamın huzurunu kaçıran birisinin karşısında durmaktan asla korkmadım.
Просто не могу, и всё, но... я был готов дать отпор тому, кто угрожает благополучию города.
Depo kapısından kaçıp gitti.
Он сбежал через склад.
Dur, Spring Street'e kaç kez uğramış.
Вот, Спринг стрит. Сколько раз?
Maddie ve Eleanor kaçırılmış.
Мэдди и Элеанор похитили.
Aynı zamanda hamiline tahvillerin para aklamak, vergi kaçırmak ve yasa dışı ticari işlemler için kullanıldığının da farkındayım.
Я также знаю, что эти облигации используются для отмывания денег, уклонения от уплаты налогов и других незаконных операций.
Cengiz Han unvanıyla egemen olacak Timuçin'le nasıl evlendiğinin gece yarısı üç Merkit tarafından nasıl kaçırıldığının hikâyesi.
Она вышла замуж за Темучжина, человека, что станет известен как Чингисхан. Её похитили три меркита прямо посреди ночи.
Burayı araştırdıklarında bir şeyi gözden kaçırmış olabilirler.
Может, они что-то пропустили, когда обыскивали это место.
Kaç gece üst üste pilav ve haşlanmış sebze yiyebilirsin ki ama?
Ну, в смысле... Сколько раз подряд можно ужинать белым рисом с овощами на пару? Нисколько.
Sanırım kalçasına da bir kaç işlem yaptırmış.
Я считаю, она себе и задницу сделала.
Yani son bir kaç haftadır alışılmamış bir şey olamadı mı?
Значит, ничего необычного не случилось за последние несколько дней, недель?
Evet, taciz edilmiş veya kaçırılmış filan olabilir.
Думаю, над ней издевались или... похитили, что-то вроде этого.
Kızınız kaçıncı sınıfta?
Ваша дочь, в каком она классе?
Sözde çocuğu LSD zihin kontrolü deneyi için kaçırılmış.
Ее ребенка похитили для экспериментов по контролю разума?
Sanki aklımı kaçırmışım gibi.
- Как будто я съехала с катушек. - Эй.
Büyük kötü Adam da Jane'i o yüzden kaçırmış.
Поэтому злой, плохой Человек похитил Джейн.
Tam başlamışken, iştahını kaçırmak istemem ama patronunun, Axe ve polisler hakkında edindiği sözde bilgileri, karısının özel notlarına bakmak suretiyle öğrendiğini söylemezsem olmaz.
Не хочу портить тебе аппетит, ты только начал есть, но... я должен сказать тебе, что твой босс получил ложную информацию про Акса и копов, изучая конфиденциальные заметки своей жены.
Kimse kaçırmaya çalışmamış.
Никто не похищал его.
- Kaçırmış olmalıyım.
- Как-то я пропустил.
Bu müziği nasıl kaçırmışım ben?
- Как я этого не слышал раньше?
Katili yakalamak için kaç tane gerekiyorsa. Sıfır sanırım.
Столько, сколько понадобится, для того, чтобы поймать убийцу.
Kaç yarış kazandın, Rich?
В скольких гонках ты победил, Рич?
Dün akşam dünya dışı canlılar tarafından kaçırıldığıma % 80 eminim.
Я на 80 % уверен, что вчера ночью меня похитили самые настоящие инопланетяне.
Easton sırf eşinin kaçırılmasıyla ilgili yalan söylemek için mi tutuklandı?
Истон попал под арест, чтобы соврать о похищении жены?
Kaçırılmak üzere olan kamyonlar, kayıt dışı kiralanan kamyonlar...
Где есть грузовики, которые можно снять, или которые можно провести вне накладной?
- Bıçak yarası iştahını kaçırmamış herhalde.
Ножевое ранение не повлияло на твой аппетит.
Bunların 200.000'den fazlası aile üyeleri tarafından kaçırılmış.
Из них более 200 000 человек насильственно удерживали члены их семей.