Kaçış yok traduction Russe
349 traduction parallèle
Ve dediğim gibi, ondan kaçış yok. Yine de her şeye rağmen yaşamak güzel.
Я тебе говорила, что нельзя сбежать.
Onlar içinse elbette kaçış yok.
Но для них нет спасения, сэр.
Elbette kaçış yok.
Конечно, его нет.
Ama bu gemide senin için kaçış yok.
Но с этого корабля ты не сбежишь.
Ve bu cehennemden. Hiçbir kaçış yok. Buradan diğer cehenneme geçiyoruz!
И из этого ада, без остановок, попадем прямиком в другой ад, между которыми и так нет разницы!
Uzun lafın kısası, Marksizmden kaçış yok.
Это, брат, марксизм, от него никуда не денешься.... наука.
Bundan kaçış yok bana!
Мне не избежать этого!
Kaçış yok.
От него не убежать.
Bir cinayet işlendi! Kaçış yok!
Произошло убийство!
Kaçış yok, temiz ve sağlam!
Чётко и чисто!
Kaçış yok.
Нам никуда не деться...
Bizin için bir kaçış yok.
Нам никуда не деться... друг от друга.
Sobibor'dan kaçış yok.
В Собиборе побегов не бывает.
Bundan kaçış yok.
И вы оба просто не сможете этого избежать.
Buradan kurtuluş, kaçış yok ölüm hariç.
Отсюда нельзя сбежать, отсюда нет выхода, за исключением смерти.
Kaçış yok!
От них не спрятаться!
Çünkü kaçış yok.
Вам не убежать.
Kaçış yok bayım.
Нет уж, мистер.
Kaçış yok.
Отсюда не сбежать!
Dar bir yer. Kaçış yok.
Мало места, нет выхода, шесть против двух.
Kaçış yok.
Тебе не избежать этого.
Bundan kaçış yok.
Есть. Обязательно.
Na, um.., kaçış yok
Нет, нет.., Никаких побегов.
Senden hiç kaçış yok!
Ну уж хватит!
Ve bu sefer hiçbir kaçış yolum yok.
И на это раз не будет никакой отсрочки исполнения приговора от губернатора.
Williams'ın kaçış öyküsünü öğrendim ve başka bilen yok.
Послушай, я знаю, где Уильямс раздобыл пистолет. Это эксклюзив.
Ama ne yapmış olursa olsun, onu öldürmeye hakkın yok. Onun cezası kaçınılmaz.
Несмотря на зло, которое он причинил тебе, ты не можешь отнять у него жизнь.
Kaçış yok.
Выхода нет.
Bir kaçış ya da bu gemiyi yok etme teşebbüsü Enterprise'ın ve sizlerin anında yok edilmesine yol açar.
Любая попытка скрыться или уничтожить этот корабль приведет к немедленному уничтожению "Энтерпрайз"
Kaçışınız yok.
Вам не сбежать.
Bakın, kodese dönmek değil de miğferi bulmak istiyorsanız hırgür çıkarmaktan kaçınmalısınız. Kumar yok! İçki yok!
Если мы не хотим снова за решетку, если хотим до шлема добраться, с сегодняшнего дня все склоки прекратить Не играть, не пить, не воровать без меня.
Bir kaçış planınız yok muydu?
Разве вы не решили заранее, как будете отсюда выбираться?
Henüz dünyadışı yaşamın varlığına dair açık kanıtlar yok ve bu da bizler gibi uygarlıkların apar topar ve kaçınılmaz olarak kendi kendini yıkıma götürme ihtimalini merak ettiriyor.
Следы внеземного разума еще не обнаружены, и это заставляет нас задуматься, что если все цивилизации, подобные нашей, сломя голову несутся навстречу собственной гибели.
Artık kaçışınız yok!
Ты хочешь убить его, да?
işte bu yüzden, kaç kişinin size doğru ya da yanlış olduğunuzu söylemesinin bir önemi yok, onların onaylamasına muhtaç değilsiniz
И суть в том что независимо от того, сколько людей скажут Вам, что Вы неправы или правы, Вы не нуждаетесь в их одобрении.
Ama kimse öldükten sonra dirilmez... Hiç alkış yok, sadece sessizlik ve bir kaç ikinci el elbise, ölüm budur!
Пocлe нacтoящeй смepти никтo нe вcтaeт, нe слышит aплoдиcмeнтoв, тoлькo тишинa и пoтpeпaнныe oдeжды, вoт этo смepть!
Buradan çıkış için bir yol yok mu? Bir kaçış yolu var mı?
Oтcюдa ecть кaкoй-тo выxoд?
Bu savaştan kaçış yolu yok. Benim emrim altında ise hiç.
От этой войны ты не убежишь, солдат, пока я командир.
Kaçış yolu yok!
Выхода нет!
Kaçış yolu yok!
Выхода нет! Мы обречены!
Uçup havuza düşeceğinin korkusuyla titreten küçük bir insan olmalı. Hiç bir kaçış yolu yok!
Какое-то маленькое существо... которое трясется от страха.
Hiç yardımcı kuvvetin yok, kaçış rotan yok.
У тебя нет ни поддержки, ни пути отступления.
Güneşin altında parlayan o eşsiz harabelerde kırık mermerler ve yıkık sütunlar arasında dolaşıyordum korkuya kapılan kertenkeleler mezar taşlarının arasına kaçışıyor adeta ıssızlığın ortasına çekilip gözden yok oluveriyorlardı.
Я бродил посреди мраморньх развалин, разрушенньх коллон. Испуганная ящерица укрьлась в стеле. Монотонное пение невидимьх цикад дополняло впечатление одиночества отэтого пустого пейзажа.
Janice'den beri kimseyle çıkmadın. Bundan kaçışın yok.
Суди сам, у тебя никого не было со времен Дженис.
Bir kaç bin tür ve insanlığın yarısı yok oldu.
Все живое оказалось под угрозой.
Şaşırtıcı bir şey yok, kaç tane olduğu dışında.
Ничего поразительного, кроме, разве что, их количества.
Çünkü seni kaçıran tek şeyin azmış hormonların olduğunu anlamak için yalan makinesine ihtiyacım yok, serseri!
Мне не нужен детектор лжи, чтобы сказать, что у тебя просто разыгрались гормоны, панк!
- Hiç kaçışın yok dostum.
Ты так просто не отделаешься.
Kaç defa çıkmış olmanın önemi yok, her defasında, hissederdim... ilk EVA...
Неважно, сколько раз я летал, но каждый раз эти колики.
Kaçış yok, Tom.
Выхода нет, Том.
Yok öyle bir şey. Son sınıftaydık. Bir gece bir partiye gittik ve sangriayı biraz fazla kaçırdık.
Ну... однажды, на последних курсах, мы оттягивались на вечеринке и перебрали сангрии, и дело закончилось небольшим поцелуем.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65