Oldugunuz traduction Russe
3,322 traduction parallèle
Pesinde oldugunuz fidyeyse kocam fakir biri degildir.
Если дело в выкупе, то для этого мой муж не достаточно богат.
- Olduğunuz yerde kalın.
- Какого чёрта?
Sınıfta olmaya yetecek kadar dengeli olduğunuz konusunda teminat istiyorum.
Мне нужны гарантии, что вы достаточно стабильны, чтобы оставаться в классе.
Uğrayıp, size bir takım oyuncusu olduğunuz ve üniversiteyi ilk sıraya koyduğunuz için teşekkür etmek istedim.
Я хотел сказать, как сильно я ценю ваш командный дух и то, что вы поставили интересы университета на первое место.
Emrinde olduğunuz kişiyi arıyoruz.
Мы ищем того, кому ты служишь.
Olduğunuz yerde kalın!
Стоять!
Ağzını sıkı tutacağından emin olduğunuz birine.
Кто-то, на чьё молчание вы могли положиться.
Başka bir yer düşünmek zorunda kaldınız. Giriş çıkışları sıkı bir şekilde denetlenen varlığından yalnızca Beauforttaki birkaç akademisyenin ve tabii bir de sizin haberdar olduğunuz bir yer. '63'teki fare baskınını hâlletmesi için işe alınan haşerat itlâf görevlisi.
И вам нужно было придумать что-то другое, место с ограниченным доступом, известном только нескольким учёным в Бофорте... и, конечно же, вам самому, борцу с вредителями, нанятому в 63-м для избавления колледжа от проблемы с крыса
- Görevde olduğunuz için sanırım?
При исполнении, не так ли?
Emniyet müdürünü, çoğu hakimi tanıyor. Suç anında başka yerde olduğunuz kanıtlarını da güçlendirecek.
Он знает начальника полиции, большинство судей и он поможет нам усилить алиби.
Örneğin sizin çok bağlı olduğunuz o tabağı kurtardık.
А мы защищали всё, что могли. Вот, например, ваша фарфоровая тарелочка. Фрэнк сказал, что она вам очень дорога.
Hazır olduğunuz da.
Когда будете готовы.
Karımı aldığınızda çocuğumu aldığınızda hayatım sahip olduğunuz her şey bir hiç.
Когда вы забираете мою жену когда вы забираете... моего ребенка... мою жизнь... все что у тебя было.. стало ничем.
- Sorun ise, hangisini seçecek olduğunuz.
— И какую же выбрать.
Olduğunuz yerde kalın.
Оставайтесь на местах.
Yapmış olduğunuz bu açıklama etkinliklerimizi altüst edebilir.
Подобное тому, что вы только что сказали, может подорвать нашу деятельность.
Filistinliler başından beri İsraillilerle peşinde olduğunuz şeyden şüpheliydi.
Потому что палестинцы подозревали, что ты с израильтянами делали это все время.
Ve başarısız olduğunuz? Evet!
- И до сих пор безрезультатно?
Bekle. Olduğunuz yerde kalın Bay Compton.
Стойте, где стоите, мистер Комптон.
Bu çiftin en yakın arkadaşları olduğunuz için çağrıldınız.
Вы вызваны сюда, поскольку являетесь людьми, вероятно, самыми близкими этим супругам.
İnan bana, Cathy,... ben de bu yerde sizin olduğunuz kadar tutsağım.
Поверь мне, Кэти. Я в плену у этого места, так же как и вы.
Hastalık Kontrol'ün yeni saha görevlileri olarak başlamak üzere olduğunuz Dünya'nın uzak noktalarında bir göreviniz var.
В качестве новых полевых сотрудников ЦКЗ вы вот-вот отправитесь на задание на край света.
Sahibi olduğunuz sanatoryumdan biri raporu değiştirmesi için Dedektif Wilden'a rüşvet verdi.
Он меня бросил. Кто-то в больнице, которая принадлежит вам, заплатил детективу Вилдену, чтобы тот подделал свой доклад.
Güce sahip olanlar siz olduğunuz için, Antonio eminim değiştirmek istemiyorsunuzdur.
Уверен, что не решите, Антонио, поскольку ты один из сильных.
Kampta olduğunuz zaman mı?
Вы посетили его в лагере?
" Büyük bir hayranımız olduğunuz için lütfen Dona Fausta'nın dizide taktığı bu Obregon broşunu kabul edin.
" В знак того, что вы большой поклонник, пожалуйста, примите эту брошь, которую Донна Фауста носила в сериале.
İfadeniz, tahmin edeceğiniz üzere kazadan sağ kurtulan tek kişi olduğunuz için bizim için son derece önemli.
Вы, наверное, понимаете, что они крайне важны для нас, поскольку вы единственный выживший в этом происшествии.
Bana bu avukatı bulduğunuz için, yanımda olduğunuz için.
За этого адвоката, за вашу поддержку.
- Evet, yakın olduğunuz belli.
Я могу сказать, мы рядом.
- Şey için... Bu barda yalnız olduğunuz için.
За то... что вы одиноко стоите в баре.
Yani bu, Frankle'le ikinizin açık bir ilişkide olduğunuz anlamına mı geliyor?
Так значит, ты с Фрэнком теперь в свободных отношениях?
Pekâlâ, Nelson, belki de baban ve sen... çok gizli bir teknolojiyi kopyalayıp,... ülkenin en gelişmiş istihbarat silahını... teşhir ederek... prototipin neredeyse ölümüne sebep olduğunuz için... ülkeden özür dilemelisiniz.
Не знаю, Нельсон, может, это вам с отцом следует извиниться перед своей страной за копирование сверхсекретной технологии и разоблачение самого ценного в нашем арсенале оружия разведки, благодаря чему едва не был уничтожен прототип.
Bu bizi neden burada olduğunuz sorsuna getiriyor.
Вот зачем я вас позвал.
Yani, birinin yatağının altında olduğunuz o son derece garip ve rahatsız pozisyonda,... ki nasıl hissettiğinizi hayal edebiliyorum...
И в этой крайне неловкой и неудобной позе, находясь под чьей-то кроватью, чему я могу только посочувствовать...
Burada olduğunuz için mutluyuz Kongre üyesi.
Конгрессмен, мы счастливы видеть вас здесь.
Teşekkür ederim... burada olduğunuz için.
Спасибо вам... что пришли.
Capgras sendromu çalışmamızda yer almak için gönülü olduğunuz için teşekkür ederim.
Что ж... спасибо что добровольно согласились принять участие в исследовании синдрома Капгра.
Beraber olduğunuz geceyi ayrıntılarıyla bana anlatmaya başladı.
Она начала описывать мне в подробностях как вы делали это.
Sanırım doktor olduğunuz için.
Наверное потому что вы врачи.
Polislerin, hatta muhtemelen belediye başkanının da sahibi olduğunuz.
- И что же? Я знаю что вы прибрали департамент полиции.
İnşa etmiş olduğunuz şey neydi?
Напомните мне, что именно?
Olduğunuz yerde kalın bayım.
Не двигайтесь, сэр.
Siz ikiniz aynı takımda olduğunuz sürece ben oynamıyorum.
Ох, когда вы двое играете, мне остается только сдаться.
Üzgünüm fakat muzdarip olduğunuz şey redükte edilemez, indirekt inguinal bir herni.
Мне очень жаль. У вас не поддающаяся лечению паховая грыжа.
Bay Mendieta, sahip olduğunuz herni için tek geçerli tedavi yöntemi cerrahidir.
Мистер Мендьета, единственное лечение с вашем типом грыжи - это операция.
Yoksa ikinizi de otopark sorumlusu yaparım. Belki de ait olduğunuz yer orasıdır. Çünkü yufka yürekli polislere hiç tahammülüm yok.
Или я переведу вас в регулировщики дорожного движения, где, возможно, вам самое место, потому что я терпеть не могу малахольных копов.
Sizin öğrenci olduğunuz kanısına kapılmıştım.
Я думал, что вы ученица.
Şu an olduğunuz yere fazla uzak olmayan bir su yoluna bırakılmış.
Сброшена в овраг недалеко от вашего места расположения.
- Olduğunuz yerde kalın.
- Стоять, где стоите.
FBI. Bağlantılı olduğunuz bir davayı soruşturuyordum da.
Я расследую дело, с которым вы связаны.
Bunun, gay olduğunuz anlamına geldiğini söylemem bildirildi.
По инструкции в этом случае я должен вам сказать, что это значит, что вы гей.