Silahın traduction Russe
12,648 traduction parallèle
- Siktiğimin silahını indirsene!
- Мужик, опусти гребаный пистолет! - Ешки матрешки!
Silahını indir!
Опустите оружие! – Что это такое?
- Bu ne böyle? - İndir silahını!
– Опустите оружие!
İkimiz de çok korktuk ve Allan silahını aldı. ona ateş etti, ve... ve o da teknemize çarptı ve Allan'ı suya düşürdü...
Мы оба испугались и Аллан схватил пистолет и выстрелил в него... а он ударил по лодке и утащил Аллана под воду...
Cinayet silahını henüz bulamadık.
Орудие убийства пока не найдено.
Sakın! Yavaşça silahını indir.
Медленно опустите оружие.
Bırak silahını, derhal.
Теперь бросьте его на пол.
Polis memuru LavVerne Ganner, zanlı, aile eczanesinde gece vardiyasında çalışan kişi vurulduktan sonra silahını kavradı ve zanlıyı yere serdi.
- Офицер Лаверн Гэннэр застрелила подозреваемого, после того как тот в свою очередь убил продавца в аптеке.
Tariq silahın kendine ait olduğunu kabul etmiş bile.
Но Тариг уже признался, что пистолет его.
Polis bize silahın Savunma Bakanlığı çalışanı savcı Angela Valdes'e ait olduğunu söyledi.
- В полиции сказали, что пистолет зарегистрирован на имя сотрудницы Министерства юстиции, помощника прокурора Анжелы Вальдез.
Angela'nın silahını nasıl almış?
Откуда у него пистолет Анжелы?
Korkarım ki, cinayet silahını atmak için çok geç kaldın.
Боюсь, теперь уже поздно распоряжаться орудием убийства.
Silahınızı?
Оружие?
Bir dahaki sefere, silahının dolu olduğundan emin ol.
В следующий раз, убедитесь, что вы никого не прострелите.
Silahını ver.
Дай мне свое оружие.
Silahını bırak yoksa vururum.
Бросай оружие или я стреляю.
Gizli Servis silahını çıkardığında Hannah'ın çok yakınında olduğunu söylediler.
Ребята из секретной службы сказали, что ты стояла рядом с Ханной, когда она начала стрелять.
Ömrümde gördüğüm en iyi ajanın kazara görev silahını ateşlediğine inanma mı bekliyorsun-- - Hem de başkan yardımcı adayından sadece 3 metre uzakta?
Хочешь, чтобы я поверил, что лучший агент, которого я когда-либо знал, случайно выстрелила из табельного оружия в двух шагах от кандидата в вице-президенты?
Silah taşımak için eğitiliyorsunuz silahın gücüne saygı duymak için, hakketmenin bir ayrıcalık olduğunu anlıyorsunuz, herhangi birine verilmiş hak olmadığını... günün geri kalanında izinlisiniz.
Вы обучаетесь носить оружие, признавать всю силу оружия, понимать, что эту привилегию надо заслужить, а не право, данное каждому, кто... Проведите оставшуюся часть дня, обдумывая произошедшее, и для восстановления сил.
hadi... silahını da.
Просто сделай это... И оружие тоже.
Bazen teröristi durdurmak için silahınızı kullanmanız gerek.
Иногда, чтобы остановить террориста, нужно выстрелить из пистолета.
Silahını aldı, kabzasıyla kafama vurdu.
Замри! – Забрал ее пистолет, ударил меня.
- Silahın da buradaymış.
А вот и твой пистолет. Добрый вечер.
Silahını indirebilirsin.
Ты можешь опустить пистолет.
Dedektif Garroway, rozetini ve silahını alayım.
Детектив Герроуэй, мне нужен твой значок и пистолет.
Şimdi lütfen silahını indir.
Пожалуйста, опусти пистолет.
Seni silahın oğlu.
Ну и жулик.
Asla silahını yere atmazsın.
Ты никогда не опускаешь оружие.
Pislik herif. Catherine'in atölyesinde Caleb Hapstall'ın silah bulduğunu haber verdi.
Пратт позвонила и сообщила, что Калеб Хэпстол нашел пистолет в студии Кэтрин.
- Eğer söylediğin doğruysa ve bu silah ve Philip hakkında hiçbir şey bilmiyorsan Catherine'den ayrı bir avukata ihtiyacın olacak.
– Если ты сказал правду и ты ничего не знал про пистолет и про Филипа, то тебе нужен адвокат отдельно от Кэтрин.
Senin silah taşımana izin veren ve..... seni sevgisiz büyüten bu dünyayı suçluyorum çünkü söylediğin doğruysa bir kaza olduğunu hayatının mahvolması için bir sebep göremiyorum sadece bir hata için.
Я виню мир в том, что он разрешил тебе иметь оружие, что разрешил тебе расти без любви, и если всё, что ты говоришь - правда, ... это был несчастный случай, и я не вижу смысла в разрушении всей твоей жизни из-за одной ужасной ошибки.
Allan'ın takım çantasının içinde silahı varmış, ona birkaç el ateş etmiş, o da teknelerine çarpmış.
У Аллана был пистолет в коробке для крючков и он успел выстрелить, когда врезались в их лодку.
Bir saat sonra, biz silah sesleri ve. sonra da kadının çığlık attığını duyduk.
Час спустя, мы слышали выстрел, а потом её крики.
Dostum yardımın için sağ ol. Etrafta büyük bir silah olması iyiydi.
Чувак, спасибо за помощь было приятно иметь за спиной огромную пушку.
Aramızda kalsın ama bu silah kanun tasarısı geçecek mi ona bile emin değilim.
Между нами, я не уверен, что ее закон пройдет.
Senin de bildiğin gibi tarihsel açıdan silah reformu meselesi bir açılıp bir kapandı. Ancak bu sefer ciddi anlamda daha farklı olacağını düşünüyorum.
Как показывает история, реформа оружия назревает время от времени, и я уверена, что в этот раз все может быть по-другому.
Üzüldü ama bence yola gelecek. Tabii sen beni silah gösterisini ve internet boşluklarını desteklemek zorunda bırakmazsan.
Она расстроилась, но смирится, но не просите поддержать запрет продажи на выставках и в интернете.
Silah haklarının daima ateşli bir savunucusu olmuşumdur.
Я всегда был сторонником права на владение оружием.
Silah tasarısını onun sayesinde geçireceğiz.
Благодаря ей мы примем закон об оружии.
"Burada sakladığın daha fazla silah var mı?"
Слышь, оладушков не осталось?
Polis onun silahı bir yerden... Çalıp çalmadığını bilmek istiyor.
И они хотят знать, не украл ли он его?
Neden çocuklarımın yanında korumasız silah bulunduruyorsun, Angie?
Какого хрена ты кладёшь оружие, где попало?
Araştırmanın devamında yolcunun barut koktuğu ortaya çıktı ayrıca enkazda bir ateşli silah var.
Дальнейший осмотр показал, что от пассажира пахнет порохом, а из обломков машины торчит автомат.
Doğrusu, Amerikalı etnik toplulukların savaştan zarar görmüş memleketlerine silah gönderme alışkanlıkları vardır.
И, действительно, американские этнические общины имеют давнюю традицию снабжать оружием свою воюющую родину.
Az önce Ukrayna savaşında en etkin silah satıcılarının listesini bana veren birisi ile görüşüyordum.
Я только что говорил по телефону с человеком, который дал мне список Американских диллеров оружия наиболее вовлеченных в украинский конфликт.
Yani hem Rusya'ya hem de Ukrayna'ya silah sattığınızı inkar etmiyorsunuz?
Таким образом вы не отрицаете продажу оружия и украинцам и русским?
Geçici kimlikler, üniforma ve kırmızı kabzalı silah alacaksınız.
Вы получите временные полномочия, форму и пистолет с красной рукояткой.
Silah parlatmak yerine neden gerçek bir iş yapmadığınızı merak ediyorsunuzdur.
Вы гадаете, когда я скажу вам закончить начищать пистолеты вместо того, чтобы делать реальную работу.
Masanın altından silah doğrulttun diye her istediğini elde edemezsin.
Значит, ты мухлюешь, а я не люблю жуликов.
Bana silah doğrultan ilk kadın bile değilsin.
Ты не первый киллер, угрожающий мне пистолетом.
Silahını indir.
Опустите пистолет.
silahın var 16
silahın var mı 64
silahını bana ver 22
silahını indir 64
silahını yere bırak 20
silahın nerede 29
silahını al 35
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahın var mı 64
silahını bana ver 22
silahını indir 64
silahını yere bırak 20
silahın nerede 29
silahını al 35
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahınız var mı 18
silah 252
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahlılar 19
silah 252
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahlılar 19
silahım yok 37
silahı al 54
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60
silahı al 54
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60