Sıcak traduction Russe
11,502 traduction parallèle
Sıcak ve çılgınca. Sanki Meksika ve Viyana gibi.
Жара, неистовость, как в Мексике или Виенне.
Matkap kulübesinde sıcak var.
Жарковато там у них.
Keşke benim küvetin içi de bu kadar sıcak olabilse.
Эй, я хочу чтобы моя ванна была такой же горячей.
Burası çok sıcak.
Здесь слишком жарко.
Lens izi sıcak.
Контроль линз работает.
Ücretsiz olarak benimle sıcak arkadaş ortamında olacak.
Здесь мы минимизируем все внешние раздражители.
Dünya, sıcak arkadaş ortamı değil öyle bir ortamda yaşamayı öğrenmeli.
В мире полно внешних раздражителей, и ему надо научиться жить в реальном мире.
Arkası çok sıcak.
Здесь очень жарко.
Çok sıcak.
Тут жарко.
Çok sıcak!
Оно горячее!
Bikini alsam mı, sıcak olur mu?
Взять бикини, на случай жары?
Öbür dünyada herkes sıcak karşılanır.
В Загробном Царстве всех встретят одинаково радушно.
Hatta Fransa'dan sonra biraz yalnız kalma fikrine sıcak bakıyorum.
Опять-таки, после Франции мысль об одиночестве привлекает.
- Sıcak ağda bana pek iyi gelmedi.
- Выходит, мы с горячим воском не поладили.
Biraz sıcak bastı.
Мне просто немного жарко.
Önceki işvereninizin yazdığına göre sıcak kalpli, konuşkan ve büyük potansiyeli olan mutluluk verici biriymişsiniz.
Здесь ваш предыдущий работодатель говорит, что вы дружелюбная, общительная и энергичная, с большими возможностями.
Bir kafenin önünde oturmak, elinde sade bir kahve sıcak kruvasan, tuzsuz tereyağı ve çilek reçeliyle.
Сидеть возле кафе с чашкой крепкого кофе и тёплым круассаном с несолёным маслом и клубничным вареньем.
Çok sıcak!
Горячая. Очень горячая!
Sıcak mı oralar?
Жарковато там?
- Yeterince sıcak mı?
- Это достаточно тепло?
Söylemem lazım, tulumların içine girince grçekten sıcak oldu.
И я должен сказать, когда мы все поселились здесь, это было действительно тепло.
- Sana sıcak kahve getirdim.
Я принес тебе свежий кофе.
Kahverengi ve sıcak ve insanlar sabahları enerjik olmak için içer.
Это коричневого цвета и горячее. Это пьют по утрам, чтобы взбодриться.
Eski balıkçılar, sıcak suyun soğuk suyla karıştığı yerlere gitmeyi öğrendi.
Рыбаки в древности рыбачили на стыке теплых и холодных вод.
Küçük balıklar sıcak suyun kenarına kadar gelip duruyor ve büyük balıklar soğuk sudan çıkıp onları yiyordu.
Мелкая рыбешка собиралась у края теплых вод, а крупная подходила к краю холодных, чтобы ею питаться.
Sıcak bir içecek istersiniz diye düşündüm.
Я подумала, что вы захотите выпить чего-нибудь горячего.
Kozmostan sıcak sıcak.
Только что из космоса.
Sıcak havuz birden daha da ısınmaya başladı!
В джакузи стало куда горячее.
Sıcak! Sıcak! Sıcak!
Горячо, горячо, горячо!
Sıcak mermi şeyleri!
Горячие штуковины!
Sıcak su.
Горячая вода.
Mükemmel bir kadın. Sıcak kalpli, son derece özel birisi.
Замечательная женщина, с глубоким внутренним миром и отзывчивым сердцем.
Sıcak.
Жарко.
Çok sıcak. Çok sıcak.
Слишком горячо!
Çok sıcak!
Слишком горячо!
Sıcak!
Горячо!
Yemeği orada mı yiyeceksin yoksa Piki senin için yemeği sıcak tutsun mu?
Попросить Пики оставить тебе еды на плите, или ты поешь там?
Ama kız sıcak geldi millete.
А она делает вид, что ей смешно.
Oda çok sıcak oldu.
Полы тёплые.
Dikkatlerini çekmeyecek kadar uzağız dikkatlerini çeksek bile, iklimimiz sıcak kanlılar için ciddi bir engel.
Мы слишком далеко, чтобы они обратили внимание. А если бы обратили, то здесь слишком холодно для теплокровных.
- Bana sıcak gelmişti.
- Мне было жарко.
- Bana sıcak gelmişti..
- Мне было жарко.
- Sana sıcak mı geldi?
- Тебе было жарко?
Çok sıcak burası.
Тут жарко, пиздец.
Çok sıcak.
Слишком жарко.
Sıcak iklimin faydası olabilir.
О теплом климате...
Güney California'da yine güneşli ve sıcak bir gün daha.
Еще один жаркий солнечный день здесь в Южной Калифорнии
En son ne zaman sıcak yemek yediniz?
Когда вы в последний раз ели горячую пищу?
Çok sıcak.
Ты уже была на вертолетной площадке.
Sıcak!
Ай, горячо!
Seni son gördüğümde bana bir bıçak ve dolu bir blaster verip gün ağarana kadar sığınakta beklememi söyledin.
При нашей последней встрече ты дал мне нож и бластер, и сказал ждать в бункере до рассвета.