English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ T ] / Tar

Tar traduction Russe

1,183 traduction parallèle
- Adı Kel'tar.
- Его имя Келтар.
Eğer Kel'tar karşılığında Sokar ile anlaşacaksam, onu önce ben yakalamalıyım.
Если я хочу что-нибудь выменять у Сокара на Келтара, я должен первый его найти.
- Kel'tar.
Кевлар? - Келтар.
O nehir yatağının sonunda Kel'tar'ı son kez gördüğüm mağara var.
В конце русла этой реки есть пещера, где я в последний раз видел Келтара.
Bize Kel'tar olduğu söylenmişti.
А нам сказали Келтар.
Aris, Sam'in Korra'nın ya da Kel'tar'ın her kimse, doğru söyleyip söylemediğini anlayabileceğini biliyor.
Наверное, Арис знал, что Сэм может определить говорит ли Корра, Келтар или кто он, правду, что он ТокРа.
- O ne dedi? - Adının Kel'tar olduğunu ve Sokar'ın düşmanı olduğunu.
- Что вас зовут Келтар... и вы враг Сокара.
Parça parça yıkılıyoruz. Vyus'taki sanayi ve tarım durma noktasına geldi.
Промышленность и сельское хозяйство пришли в упадок.
"tar" lı dosya.
Фал TAR.
Peki neleri tarıyorsun?
А что ты сканируешь?
0.009 milimetrelik bir lazer, retinayı tarıyor.
Сетчатку сканирует лазер с точностью до 0,009 миллиметра.
Bir düzine tarım faturası imzaladım.
Я подписал дюжину биллей относительно сельского хозяйства.
MEV yönlendirme sistemi, MAB vericisini tarıyor.
Система посадки ищет сигнал датчиков ХАБа.
Saçımı tarıyorum.
- Две секунды, я причёсываюсь.
Sadece fidanlık değil, ayrıca Tarım Araştırmaları Enstitüsü için araştırmalar yapıyorum.
У меня не только питомник, я также занимаюсь исследованиями
Günümüzde tarım, endüstriyel sistemleri kullanmak zorundadır!
Сегодня сельское хозяйство должно использовать промышленные системы!
Saçlarını arkaya tarıyorum gözlerinden
Я убираю волосы с твоих глаз
Onlardan saklanıyorsunuz. Onların pisliği içinde sürünüyorsunuz. Fare gibi çöpleri tarıyorsunuz.
Вы прячетесь от них, копошитесь в их грязи... побираясь как крысы.
Topraksız tarım.
Выращено гидропонным методом.
Bizi tarıyorlar.
Они сканируют нас.
Daha çok tarımsal bir memleket tercih ettim.
Мне самой больше нравились фермы.
Beni mi tarıyorsun?
Вы сканировали меня?
Gizlenmiş gemileri bulmak için tarıyorlar.
Они сканируют импульсами, созданными для высвечивания скрытых кораблей.
- Tarım alt yapı sistemlerindeki zayıflığı.
В разрушении сельскохозяйственной инфраструктуры.
Burke... yukarı çıkıyoruz, ve binayı tarıyoruz.
Бёрк, у нас всё готово, начинаем сканировать здание.
McArthur körfezi tarıyor ve bize ihtiyacı yok.
МакАртура сейчас нет, так? И, думаю, он не особо по нам сейчас скучает,..
Yedinci ruhu bulmak için şehri tarıyorum.
Я сканирую город в поисках седьмой души.
Sonra sen tarım devrimine bilimsel devrime, ve endüstriyel devrime ulaştığında bakacaksın ki 10.000 yıl, 400 yıl, 150 yıl geçmiş olacak.
И потом, когда обращаешься к аграрной, научной или промышленной революции, то видишь, что речь идёт уже о 10.000, 400, и 150 годах.
Hah, Tarın Akan!
Он не тот высокий.
Raporunuz Volialar'ın basit bir tarım toplumu olduğunu söylüyor.
В ваших докладах сообщалось, что Волианцы простое аграрное общество.
Dev bir gaz kütlesini ateşleyerek Volia sisteminde ikinci bir yıldız.. .. yarattıklarını biliyoruz. Böylece Volialılar'ın tarım sezonu ikiye katlanmış oluyor.
Мы точно знаем, что они создали вторую звезду в Волианской солнечной системе для чего воспламенили газовый гигант, что удвоило сельскохозяйственный сезон на Волиане.
Orası bir tarım gezegeni.
Это фермерская планета.
- Belki tarım alanı açmak içindir.
- Возможно, чтобы создать сельхозугодия.
200 yıl içinde, milyonluk bir şehir uygarlığından binlik bir tarım ülkesine dönüşmüşler, Aschen tarafından "kurtarıldıktan" sonra.
Что-то, что за 200 лет, превратило их из урбанистической цивилизации с миллионным населением... в аграрную с населением всего в несколько тысяч, после того, как их "спасли" Ашены.
" Hok'tar'ın...
... " Хоктара...
Hok'tar... " Teal'c, Hok'tar nedir?
Хоктара... "Тилк, что такое" Хоктар "?
"Hok'tar" iki Goa'uld kelimesinden türemiştir.
"Хок'тар" это смешение двух слов из языка Гоаулдов.
"Hok" un anlamı "gelişmiş", ve "tar" da bir çeşit argo kelime olduğunu düşünüyorum.
"Хок" означает "улучшенный", а "тар", это как мне кажется, какой-то жаргон.
Nirrti Hanka çocukları üzerinde çalıştı, çünkü onların Hok'tar'a evrimleştiğini düşündü.
В общем, Ниррти изучала детей Хэнка потому что она верила, что они развиваются и превращаются в Хок'тар.
- Her nesil Hok'tar'a biraz daha yaklaşıyordu.
- И каждое поколение приближалось к Хок'тару.
Optik tomografi yoluyla tarıyoruz.
Мы сканируем их при помощи оптической томографии.
Ceplerinde üç kuruş parayla ve gözlerinde umutla batıya doğru bakıyorlar toprak ve kurtuluşun bir anlık görüntüsü için ufku tarıyorlar.
У них в кармане по несколько пенни, но их глаза полны надежды. Они плыли на запад, вглядываясь в горизонт в поисках земли, обещавшей им спасение.
Şuradaki Ling, bir tarım mühendisi.
Это Линг, агротехник.
Radyasyon keşif birimleri şehri tarıyor ve tüm birimlerde ABG spektrometreler var!
ОтрядьI РхБЗ распределеньI по городу, мьI снабдили все подразделения датчиками радиации.
Avukatlar 50 eyalette Portoriko'da ve Guam'da doğum kayıtlarını tarıyor.
Юристы просматривают реестры новорожденных... во всех 50 штатах, а также в Пуэрто-Рико и на Гуаме.
Tarım, hayvancılık.
На ферме не работать, скот не разводить.
Hayır, ama mümkün olan her şeyi yapıyor, polis frekansını ve hastaneleri tarıyoruz ; CTU içindeki bağlantımızdan da haber almayı bekliyorum.
Нет, но мы сканируем полицейские частоты, проверяем в госпиталях, и я ожидаю услышать от моего контакта в СТЮ..
Dinleyin, daha önce oyunu bırakmadığım için özür dilerim Oh tarım!
Мне жаль, что я так на вас кричала из-за игры.
Randall Adası'ndaki tarıma uygunlaştırma fabrikasında çalışıyordu.
Нет. Он работал на пререабатывающем заводе, на Ренделл-Исланд.
Bizi tarıyor.
Он нас сканирует.
Tarık Akan.
Верно.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]