Yaklaştın traduction Russe
1,587 traduction parallèle
Çok yaklaştınız. Bakın, ne diyeceğim.
- Близко к истине.
Yaklaştın.
Почти.
- Oyuncaklarıma mı yaklaştın?
Ты трогал мои фигуры?
Onu yakalamaya nasıl bu kadar yaklaştınız?
Насколько вы близки к его поимке?
Yaklaştın.
Близко.
Yaklaştın.
Ближе?
Ölüme falan mı yaklaştın?
Ты чуть не умер или что-то вроде этого?
Yaklaştın. "Sailling" adında iz bırakan bir liste başı şarkısı yazı.
Близко Он написал песню "Sailing", которая стала одной из самых знаковых в истории чартов.
- Çok yaklaştın.
Слишком близко.
Hayır, ama yaklaştın.
Нет, но близко
Kafanı uçurmama çok yaklaştın.
Вы были в опасной близости от того, чтобы потерять голову.
- Çok yaklaştın.
Ты очень близко.
Beni yakalamaya çok yaklaştın Stan.
Ты чуть не поймал меня, Стэн.
Yine mikrofona çok yaklaştınız Bayan.
Снова слшком близко к микрофону, мэм
Ne kadar yaklaştın?
Как близко ты подобрался?
- Yaklaştın.
- Почти угадал.
Yaklaştın mı?
Ты близко?
Haklısın bu senin kararın ama bunları yaklaştırmak istiyorum.
Решать, конечно, тебе, но по-моему стоит закрыть ей глаза.
100 metre yakınına bile yaklaştırmazlar beni.
Федерального ордера и пропуска. Они не подпустят меня и на сто метров.
Belki de hiç tahmin edemeyeceğim bir şey olur. Ama yaklaştığını hissedebiliyorum.
" А возможно я умер из-за чего-то, приближение чего я не мог предвидеть, но я знаю.
Bir dünya savaşının gezegenimize yaklaştığı ile ilgili içimde bir his var.
Что-то у меня ощущение, что скоро на этой планете начнется постановка "Войны миров".
Bu konuya nasıl yaklaştığını biliyorum.
Я знаю, как ты к этому относишся.
Pekala bu ailenin hep dağılmaya yaklaştığını düşünmüştüm.
Ну и ну... Я всегда думала... что наша семья на грани распада.
Bir adamın başka bir adama yaklaştığını gördüm.
Там было два человека.
Son anda söylediğim için özür dilerim yarışmanın yaklaştığını bilmediğim bir yana, katılacağımı dahi bilmiyordum.
Прости, что так поздно сообщаю. Я даже не знала, что конкурс уже скоро, и тем более, что я участвую в нем.
Yaklaştın.
Промахнулся.
Dudağını yaklaştır.
Чтобы можно было дотянуться губами
Çünkü annenden nefret ettiğin kadar seviyordun onu. Ama onları çok masum bir görünüşte bıraktın. Sence yaklaştım mı?
Но ты оставлял их мирно лежащими, потому что на сколько ты ненавидел свою мать... настолько ты ее любил.
Gerçek dünyada yaklaştırma ve büyültme bize ancak bu kadarını verebiliyor.
В реальном мире зум и улучшение не всегда работают.
Biraz yaklaştırır mısınız?
Мы можем посмотреть поближе?
Bir köpek balığı sana yaklaştığında ne yaparsın biliyor musun?
Вы знаете, что делать, когда приближается акула?
Lois, kaderin bizim için ne hazırladığını bilmediğimiz söylenir. Ama mutlu bir sonun yaklaştığını görebiliyorum.
[Лоис, Как говорится, никогда не знаешь, что уготовано нам судьбой, ] [ но мне кажется, где-то в миле отсюда тебя поджидает счастливый поворот.]
Fakat Dünya gibi bir gezegeni alıp Güneş'e biraz yaklaştırdığınızda ne olur?
И такая планета нам известна.
Belki de çiçekleri biraz daha yaklaştırmalısın.
Возможно, нужно подвинуть цветы чуть ближе.
Bana tuhaf gelen şey ise kadının yüzüne dair hiçbir detayı görememiş olmam. Bana o kadar yaklaştığı hâlde.
Что в этом было самое странное, что я не смог разглядеть черты лица этой женщины, даже когда она была очень близко.
Ormanda, bir yırtıcının yaklaştığının ilk uyarısı, sessizliktir.
В джунглях первый признак приближения хищника - тишина.
Kaçırılan gözler, cebe atılan yiyecekler ve sıcak bir günde kalın giyinen adamlar belanın yaklaştığının göstergesidir.
Отведенные глаза, заначки еды, парни, в жаркий день одевающие теплые куртки - всё это указывает на надвигающиеся проблемы.
"Nöbettekiler ise vardiyanın sonuna yaklaştıkları için yorgunluktan bitap düşmüş olurlar."
И охрана, вероятно, будет измотана к концу дежурства.
Köşeye yaklaştıklarında, atışını yap... Lastiklerini indir.
Стреляй, прострели им шины, как только они будут на углу.
Ve bak burada, bu yaklaştığımız gezegen bambaşka bir şekilde sınıflandırılmış.
И смотря сюда, Планета, к которой мы приближаемся, Совершенно другого класса
Delice gelebilir, ama yakın zamanda çok yaklaştım patlamayla ve vurulmamla...
Звучит безумно, Но я подошел в последний момент так близко, при взрыве, и потом получил пулю...
Seni veya adamlarını o gemiye yaklaştırmayacağım.
Я и близко не пущу никого из ваших людей к этому кораблю.
Onu onların yanına yaklaştırmamak için daha fazla bir neden.
Есть большие причины не позволить им забрать её.
Bunun yerine, son hıza çok yaklaştığını söyleyelim.
Вместо этого, положим, что скорость поезда стала почти равна скорости света.
Bu güzel. Olaya farklı noktalardan da yaklaştığını biliyordum.
Просто прекрасно.
Bu yüzden seni kızımın yanına yaklaştırmadım.
Поэтому я никогда не позволял тебе приближаться к моей дочери.
... suçlunun hedefine nasıl yaklaştığını ve en sonunda erişimi nasıl sağladığını saptarım.
... Чтобы определить как преступник добивался своей цели... и, в целом, как он получил доступ.
Son 6 ayda, 2 CIA ajanı Volkoff Endüstri'ye hiçbir ajanın beceremediği kadar yaklaştı.
За последних шесть месяцев, два агента ЦРУ подобрались к Волкоф Индастриз ближе чем любой другой шпион.
Anlamı, biraz daha yaklaştığın.
Ты подбираешься ближе.
Ayrıca sivrisinek ısırıklarının olmaması için, onları yanıma yaklaştırmamam gerektiği gerçeğide var.
И о том, что москиты покусали меня в такие места, в какие москитам заползать не положено.
- Yaklaştın.
Близко.
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75