Yanlış mı traduction Russe
7,169 traduction parallèle
Onu öldürürsek biraz ölür sanki, yanlış mıyım?
Если мы его убьём, он же умрёт!
Ben durumu yanlış mı...
Я... неверно понял- -
Dua etmeni istemem yanlış mıydı?
Было неправильно попросить тебя помолиться?
Yanlış mıyım Dedektif West?
Не так ли, детектив Уэст?
Miles'ın yanlış bir şeyler yaptığını biliyordum ama böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan bile geçmedi. O benim bebeğim.
Я... я знала, что Майлз - подонок, но никогда бы не подумала, что он может сделать что-нибудь подобное.
Uzun zaman oldu, yanlışım olabilir. Ama şöyle bir şeydi.
Давно это было, и я мог его немного подзабыть, но вот оно.
Bu yanlış tamam mı?
Ёто неправильно.
Ödemeyeceğini söylerken, yanlış anlamış olmalıyım.
я, наверное, не так теб € пон € ла, когда ты сказал, что не будешь оплачивать моЄ обучение.
Yanlış bir şey yapmadığım için masumum.
Я не совершала правонарушение.
Ama yanlış adamla çene çalıyorsun tamam mı?
Но вы охотитесь не за тем парнем, ясно?
- Belki de öyle çünkü ben yanlış bir şey yapmadım.
А, может, у меня алиби, потому что я ничего не делал.
Diane sürekli masanın ayağının altına kitap sıkıştırırdı. Yanlış ölçü aldığımı hatırlatmak için. Yine de masayı atmadı.
Диана всегда подкладывала спичечный коробок под ножку, чтобы напомнить мне, что я неправильно замерил, но она так и не избавилась от него.
Neden herkes kendisine yanlış şeyler yaptırmaya çalıştığımı söylüyor?
Почему все постоянно говорят, что я заставляю их поступать неправильно?
Yanlış birşey yapmadım.
Я не сделал ничего плохого.
Açıkçası, yanlış bir başlangıç yaptığımızı hissediyorum.
Я просто чувствую, что мы, очевидно, не так начали.
Az önce anlaşılabilir nedenlerle yanlış birşey yapan ama... hiç pişman olmayan bir adamla karşılaştım.
Я встретил человека, поступившего неправильно по причинам, которые можно понять, и... он ни о чём не жалеет.
Yazım kurallarına uymamasından ve yanlış yazmasından o olduğuna inanmıştım.
Я был уверен, что парень был на уровне. из за его плохой орфографии и грамматики.
Bu konudaki yanlış çıkarımım için özür dilerim.
Прошу прощения за мой ошибочный вывод об избиении.
Bu yanlış mıydı?
Что-то не так?
Albay Baird, sanırım bu işi bir süredir yanlış yapıyorsun.
Полковник Бэйрд, я думаю, что вы находитесь в заблуждении.
Bu maddenin yanlış kullanımı Atlantis'i yok etti.
Ис-ис... использование этого материала уничтожило Атлантиду.
Yanlış hamle hayatım.
Неверный ход, дорогуша.
Kusura bakmayın, yanlış bir şey mi yaptım?
I'm sorry. Did I do something wrong?
Lütfen, ben yanlış bir şey yapmadım.
Please. I did nothing wrong.
- Sanırım bu yanlış tür bir bilgisayar.
Кажется, у нас неподходящий компьютер.
Yanlış fikre kapılmışsın adamım.
Ты меня не так понял, друг.
Ve onu bu işe karıştırmayacağım çünkü o yanlış bir şey yapmadı.
И я не стану вмешивать его, потому что он ни в чём не виноват.
Bay Belasco'nun HR'ye yanlış yaptığını söyleyen güvenilir bir kaynağımız var.
У нас есть информация, что мистер Беласко перешел дорогу HR.
Hadi bunu anlarım da Adalet Bakanı olarak kalanlarınızı bunun yanlış ve yasadışı olduğu konusunda uyarıyorum.
Он, еще ладно. Но остальные, это не правильно и не законно, и говорю вам, предупреждаю вас, как генпрокурор США, не делайте этого.
Yanlış bir şey yapmamıştım. Onunla yatmam ne yanlış ne de yasadışıydı.
Нет ничего плохого в том, что я с ней спал, все было легально.
Yanlış bir şey yapmadım, her şeyi kitaba uygun yaptım.
Я не сделал ничего плохого, делал все правильно.
Yanlış bir şey yapmadım ama doğru şeyi de yapmamış gibi hissediyorum.
Я ничего не сделал плохого, но такое чувство, что не сделал и ничего хорошего.
Sadece bilmek istiyorum. Neyi yanlış yaptım? Niçin beni terkettin?
Я просто хочу знать, что я сделал не так, почему ты ушла.
Her şeyi düzeltmeye çalışacağım. Yanlış anlayacak.
Или я слишком правильная, или он не поймёт.
- Sadece yanlış kardeşe baktım.
- Я подозревал не того родственника.
Bizi yanlış yönlendirmişti Kate hatırladın mı?
Она направила нас по ложному следу, Кейт, помнишь?
3 boyutlu baskı makinesine yanlış besleme yapıldığı için bu silahlarda feci bir hata aldığımıza inanıyorum.
Я полагаю, мы получили опасный сбой в работе этого оружия из-за неправильной подачи в 3D-принтере.
Ben mi yanlış anladım yoksa az önce partnerin onu Ford'un uydurduğunu söylemedi mi?
Я ослышался, или твой напарник только что сказал, что Форд его выдумал?
Ayakkabımı yanlış ayağa giymişim, ayağımın yanı acıyor!
Мой сапог обут не на ту ногу и из-за этого у меня болит палец.
Yanlış beden iç çamaşırı almıştım.
Я купил трусы не того размера.
Şimdi de ünlü konuklarımıza, yarışmanın daha önceki birincilerine hoş geldiniz diyelim ve şu an hırslı, evet, yanlış duymadınız.
А теперь, давайте поприветствуем наших звездных гостей, бывших победителей этого самого соревнования, ставших теперь птицами высокого полета.
Ona yaptığımız şey çok yanlış.
Мы поступаем плохо.
Bir yanlış anlaşılmadan dolayı kızım benden korkuyor.
Из-за недоразумения... дочь меня боится.
Umarım kardeşimin sözlerini yanlış anlamazsınız.
Надеюсь, вы не поймёте слова моего брата неправильно.
Eğer bu olmazsa yaşlı bir kadın olarak burada oturup... neyi yanlış yaptığımı ve arkadaşımı nasıl yüzüstü bıraktığımı düşüneceğim.
А если этого не произойдёт, я до конца дней буду сомневаться, где я напортачила, почему подвела подругу.
Yanlış bir şey mi yaptım?
Я чё-то не так сделал?
Woody, ben yanlış yapmadım.
Вуди, я объебался.
Evet, ben yanlış yapmadım.
Да, я объебался.
Daha az mı yanlış, 50 sene önce, veya 60 ya da 70 yıl önce işlendiği için?
Или оно кажется более справедливым... раз было совершено 50 лет назад, или 60, или 70?
Evet, yanlış bir şeyler var ama seni temin ederim bunun mantıklı bir açıklaması var tamam mı?
Митч, тут явно что-то творится. Да, тут явно что-то творится, но уверяю, всему есть оправдание, ясно?
Hayır, Chloe, sanırım beni yanlış anladın.
Спасибо, что спас меня. Стой, Хлои, ты меня не так поняла.