Yok musun traduction Russe
733 traduction parallèle
Sen yok musun?
Ладно тебе.
Uğursuz görüntü, göze var ele yok musun sen?
Иль осязанью недоступен ты, Как зрению?
Var mısın yok musun?
Ты в игре?
Bunu bir düşün, tamam mı? Var mısın, yok musun?
Подумай, Фрэнки, да или нет?
Yok musun!
Ч ¬ нее!
Yok musun?
Ч ¬ нее?
Var mısın yok musun?
Согласна или нет?
Sen yok musun?
Еще чуть-чуть.
Evde yok musun?
Тебя нет?
Griff sana bu geceyi soracak. Var mısın, yok musun diyecek.
Грифф спросит тебя про сегодняшний вечер.
Var mısın, yok musun?
Да или нет?
- Yok musun?
- Выходишь?
Sen yok musun.
Эй, пошёл отсюда.
Var mısın, yok musun?
Так ты с нами или нет?
Sen yüzmüyor musun? Vaktim yok.
- Ты не будешь купаться?
- Biraz uyur musun? - Uykum yok.
- Попробуй поспать.
Sana karşı bir garezim yok, anlıyor musun?
Ничего не имею против тебя, понимаешь?
Haydi Mitchie, var mısın, yok musun?
Митч, ты играешь?
Hâlâ sinyal alıyor musun? Geliyor ve gidiyor. O hortlakların bir telsiz okuluna gitmediklerinden hiç şüphem yok.
Эти призраки никогда не ходили в школу радистов, это я вам точно скажу.
Demek ki bu konuda yapacak birşey yok. Beni anlıyor musun?
Это значит, что мы ничего не можем с этим поделать.
- Beni hâlâ istemiyor musun? - Artık, hiç bir önemi yok.
- Я тебе больше не нравлюсь, да?
Hatırlamıyor musun, soru yok.
Мы же договорились, никаких вопросов?
Yalnız kalmana hiç gerek yok, biliyor musun?
Знаешь, ведь вовсе не обязательно быть одной.
Spock... Halkanları yok etmemiz gerektiğini düşünüyor musun?
Спок, ты думаешь, мы должны уничтожить Халканов?
Gezegeninde hastalık yok, hatırlıyor musun?
На вашей планете же нет болезней, помните?
- Hayır. - İzin alıyor musun? - Yok.
Нет.
Yanlış olan bir şey yok, anlıyor musun? Hiçbir şey yok.
Ведь в этом нет ничего плохого.
Yanlış olan bir şey yok, anlıyor musun?
Ведь в этом нет ничего плохого.
Biliyor musun oğlum? Dünya üzerinde Sounder kadar iyi bir köpek yok.
Знаешь, сынок, лучше Саундера собаки нет.
Charlie, çocuğa babasının nerede olduğunu söylememe gibi yasal bir hakkın yok. Anlıyor musun beni?
Чарли, у тебя нет никаких законных прав скрывать от мальчика, где его отец.
Biliyor musun, yuva aramak için... yuvanı terk etmenin anlamı yok.
Знаешь, нет смысла уезжать из дома, чтобы искать новый дом.
- Biliyor musun, artık New York gibi şehirlerimiz yok.
- У нас сейчас нет городов типа Нью-Йорка
Biliyor musun, bir kase spagettiden fazla beynin yok.
Ты - заплывший жиром пожиратель спагетти.
Burada petrol yok. Şu yamacı görüyor musun?
- Ты что, уж не Николая ли сын?
Senin elindeki umudu yok etmek istiyor! Anlamıyor musun bunu?
Он же надежду вашу хочет уничтожить!
Anlamıyor musun be adam, ön sol tekerlek patladı patlayacak, üzerine fazla ağırlık binerse dayanmaz. - Ve de yedek tekerimiz yok.
Разве тебе нельзя сказать по-человечески, что передняя левая шина слаба, и может лопнуть, если её нагрузим, а запасной больше нету?
- Guamar 35'in kavgacı maymunlarının savaş naralarını biliyor musun? - Yok.
Тебе известен боевой клич воинствующих монахов Гвамара XXXV?
Başka tuzak yok, anlıyor musun?
Больше никаких фокусов, ты понял?
Henüz işe yarar bir hipotezim yok ama bunu hissedebiliyorum. Anlıyor musun?
Но я просто чувствую это.
Biliyor musun, seninle bir sorunum yok.
Я бы не хотел, чтобы мы расстались, ненавидя друг друга. Ты знаешь, лично против тебя я ничего не имею.
Yok musun?
Нет?
Biliyor musun? Dünyada ne olup bittiği konusunda hiçbir fikrin yok.
Ты понятия не имеешь что в мире твориться.
Sallah, deve yok dedim, beş deve var! Saymayı bilmiyor musun?
Саллах, я же сказал : никаких верблюдов, а ты пригнал пятерых.
Anlamıyor musun, yaptıklarımızın önemi yok.
Это не имеет значения, разве ты не видишь? Всё, что мы делаем-неважно.
Biliyor musun Belle, kasabada senin yerinde olmak istemeyen bir tek kız yok.
Знаешь, Белль, в городе не найдется ни одной девушки, которая не мечтала бы сегодня оказаться на твоем месте.
- Beladan uzak duruyor musun? - Başımda bela yok.
¬ прошлый вторник € смотрел'еллини.
Küçük bir hol ya da ufak bir boş alan bile yok, anlıyor musun?
Даже не в коридоре или нише, понимашь?
Yaptığın iyi işler, kötü işleri siler biliyor musun? Yaptığım kötü işleri silecek kadar iyi iş yapmaya zamanım yok. Çok geç.
Ты знаешь, что хорошее дело, компенсирует плохое?
Çin lokantası yok, anlamıyor musun?
Я разве не сказал тебе, что у них нет китайских ресторанов?
Anlıyor musun? Bir fabrikamız yok!
– азве ¬ ы не понимаете, что у нас просто нет фабрики?
Biliyor musun, benim korkma seçeneğim yok.
Ты видишь, для меня страх не существует.