Yık traduction Russe
36,595 traduction parallèle
Emirlerin sonucu yıkıcı olacaktır.
Приказы, которые приведут к отказу всех систем...
Artık boş yakında yıkılacak. "
Там было пусто, вокзал был под снос ".
Çamaşır yıkıyorum.
Стираю.
Kıyafetlerinden yıkadığım kandan da.
О крови, которую отстирываю с твоей одежды.
Birkaç saat uyuyacağız yıkanıp kıyafet değiştireceğiz ve yeni bir araç bulup gideceğiz.
Мы пару часов поспим, помоемся, достанем одежду, новую тачку и уедем.
Tüm dünya başına yıkılmış.
Вокруг вас обрушился целый мир.
Dört bir yanda bayağı güzel yıkım var.
Отличные разрушения.
Kendimizi bebek kılığına sokmalıyız.
Нам нужно переодеться в младенцев.
Tetikte ve uyanık olmalıyız.
Нам надо быть чуткими и зоркими.
Bir gün, yaklaşık 5 yıl önce, karmanın talihlisi o oldu.
Пять лет назад, карма настигла его.
500 yıl boyunca ikimiz birbirimize bağlı yaşadık.
Пять сотен лет мы были едины
Sana saygım sonsuz Donald ama 30 yıllık emek, sizin için bir bok ifade etmiyor!
При всем уважении, Дональд, тридцать лет усердного труда ни хрена для вас не значат!
Ama 400 yıl sonra, eğilmez ve muzaffer kralcılar şimdi modern, laik Birleşik Krallık'a yabancılaşmış hissediyor.
Но 400 лет спустя бескомпромиссные и победоносные лоялисты чувствуют себя чужими в современном светском Соединенном Королевстве.
Önümüzdeki birkaç haftayla gelecek 15 yıl içinde artık Tommy olmayacak.
Где-то между следующими неделями и следующими 1 5-ю годами Томми не станет.
Bardak kızın birinin kafasında patladı kafası patlamış kız dizlerinin üzerine yığıldı.
Стакан попал в голову девушки и рacколол ее попoлaм, a онa упaлa нa колени.
Kız kapıyı açtığında ona havalı, hoş bir şekilde gülümse.
Когда откроет дверь, встретьте её ослепительной любезной улыбкой.
Onca yıl paslandık
Лет десять пылились
Neredeyse 100 yıllık.
Вышел почти 100 лет назад.
Biliyorum babalık, büyük bir hayal kırıklığıyım.
Знаю, папуля, я тебя разочаровал.
Babam o şarkıyı Kiralık'den öğrendi.
Папа выучил песню из "Прокатной".
Neden şarkıyı değiştiriyorsun ve kıyafetini değiştirmek istiyor musun?
Почему ты меняешь песню и хочешь сменить платье?
Yani, yeni kitaplar almaya kestirecek misin yoksa okul yılını mı kısaltacaksın?
Я имею в виду, вы купите новые книги или сократите учебный год?
Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletindeki Yamuna nehrinin kıyısında bulunan bir şehir.
Город по берегам реки Ямуна в штате Уттар-Прадеш на севере Индии.
Alyansın neredeyse 30 yıllık ve onu farklı bir parmağa almışsın.
Обручальному кольцу как минимум 30 лет и вы надели кольцо на другой палец.
Sizi yıllar önce kapatmalıydık.
Надо было давно вас прикрыть.
Key West de ada değil ki. Orası kıyı.
Ки-Уэст - тоже не остров, это риф.
Güney kıyısı üzerinde uçarak, yüzeyin yoğunluğunu anlamamıza yardım edecek stratejik sismik bombalar atacağız.
Мы подлетим с южной стороны и сбросим сейсмические заряды, чтобы определить плотность грунта.
Kıyısını takip edersek, kuzeydeki tahliye noktasına varabiliriz.
Пойдем вдоль нее - выйдем к месту эвакуации на северном берегу.
Bunu yapmak için Gunpei'yle hayatımızın altı yılını harcadık.
Мы с Ганпеем потратили шесть лет на ее строительство.
Adanın kıyısına geldik.
Это край острова.
Asıl Lander'ları kuzey kıyısında, diğer iki kişiyle bağlı halde bulacaksınız. - İki kişiyle mi?
Настоящих своих людей найдёте на северном берегу, связанных с двумя другими.
Howard yıllardır alkolik, benzinin sarılığı kırmızı burnundaki kırmızı içki izleri bundan.
Всю жизнь выпивает. Бледная кожа, красный нос с кровоизлияниями.
Beş yıl önce Jim Moriarty ile beş dakikalık bir sohbet.
5-минутный разговор с Джимом Мориарти 5 лет назад.
"S-D-K-Ş-P-B-O-N-Y?"
"ЧБССИТБ?"
Kıskanıyorsun çünkü ben yarı tanrıyım ve zayıf olmam hoşuna gidiyor.
Ты завидуешь, потому что я полубог, а тебе нравилось, когда я был слабаком.
O konuda çok iyi olman birkaç milyon yıllık pratik gerektirebilir. Ama evet!
Могут понадобиться миллионы лет тренировок, прежде, чем ты овладеешь этой наукой, но да!
Okja'yı da o yüzden kurtardık.
Вот почему мы спасли Окчу.
40 yıllık düsturumuz bu.
Это наш кодекс вот уже 40 лет.
Babana haksızlık olmasın, sana "beceriksiz aptal" dediğinde Kaliforniya'da "İçinizdeki Sese Kulak Verin" adlı iki yıllık bir kursa yazılmıştın.
В его защиту скажу, что он звал тебя тупой неудачницей, когда ты пошла на двухгодичные курсы "Открой свое призвание".
On yıllık planlama!
Десять лет подготовки.
Göreve sadık kalmalıyız.
Поэтому мы и начали операцию.
Küçük kız Okja'yı bize emanet etti.
Девочка доверила нам Окчу.
Seni çok severim ama Hayvanlara Özgürlük Cephesi'nin 40 yıllık tarihine ve anlamlı mirasına saygısızlık ettin.
Ты мне дорог, но ты опорочил 40-летнюю историю и богатое наследие Фронта спасения животных.
Söylemek istediğim şu, kırk yılın başında seni aradığımda ilk seferinde açmanı istiyorum.
Я просто говорю, что если звоню тебе, бери трубку сразу, понимаешь?
Bir yılda o kadar para dağıtmadık.
Мы столько не выплачиваем даже за год.
25 yılda 16 kez rastladık...
Шестнадцать совпадений за 25 лет?
Cooper 25 yıl önce Briggs'in yakınlarındaydı şimdi de Cooper bu civarlarda ortaya çıkıyor.
Купер был рядом с Бриггсом 25 лет назад. И сейчас Купер появляется в этой глухомани.
Artık palyaço yılandan korkuyorum çünkü kafama o fikri soktun.
Теперь это змеи-клоуны, и все из-за тебя.
Birkaç milyon yıl boyunca hepimiz avcı ve toplayıcıydık.
Когда то, пару миллионов лет... мы были охотниками и собирателями.
Yaklaşık 15 yıldır burada.
Он здесь почти 15 лет.
Yıllar önce, siz yaklaşık on yaşındayken Rand için bir reklam filmi çektiniz mi?
Много лет назад, когда Вам было около 10 лет, вы снимались в рекламе для "Рэнд"?