Çıkın traduction Russe
31,118 traduction parallèle
Sonuç negatif çıkınca Owen'ın kalbi kırıldı.
И когда результат оказался отрицательным, сердце Оуэна разбилось.
İnek kıçını, at kıçını.
Одно животное верхом на другом.
Pekâlâ, James, tersine çevirmeye başlamak istersen, Hammond'un acınacak çığlıkları için kulaklarını açık tutmak.
Джеймс, сдай назад, будь добр, и готовься слушать несчастные вопли Хаммонда.
Alfa Romeo, neredeyse 30 yıldır satıcıların hayal kırıklığı.
Alfa Romeo, мастера разочарования в течении почти трёх десятилетий.
Britanyanın Avrupa Birliğinden çıkışı için kullanılan terim )
Такие дела.
Dün gece bir tanesine gidip, yola çıktığınızda kullanabileceğiniz harika şeyler satın aldık.
Мы сходили в один и купили разных товаров для дороги.
Kıçının üstüne çöküyor. Bunu yapmak için üretilmiş.
Она приседает на старте для этого она создана
Sanırım, Biraz yaratıcılık ve para ile, Çadırın katlanılabilir olmasını sağlamak.
Я думаю, что возможно, при наличии смекалки и денег сделать кемпинг терпимым.
Ertesi sabah, bir kez daha yola çıktık, James ve ben satın almıştım kamp dişli Arka tarafı yukarı kaldırmak
На следующее утро мы выехали снова, уже с оборудованием для кемпинга, которое купили мы с Джеймсом, и везли с собой хвост.
Can sıkıcı olan şey, ne yaptın Orijinal vintage VW dişli düğmeyle? Ah, şey, hayır, bu konuda iyi haberler var.
А хуже всего то, куда вы дели мою оригинальную ручку от "Фольксвагена"?
Ve yine de, bir şekilde, yönettiğiniz Plaj arabayıcınızı sıkıcı hale getirmek için.
И, тем не менее, ты как-то умудрился сделать свой багги скучным.
Kızlar montlarınızı çıkartın.
Девочки, снимайте пальто.
Neden, her defasında bu sahneye geldiğimizde, tam da kederin zirvesine çıkmış, seyircinin gözünden... gözyaşını söküp alacak... sahneye geldiğimizde, neden duygusal birikimin sese dönüşürken, sesin neden Google Haritalar'daki ses gibi çıkıyor.
Почему каждый раз, когда мы доходим до этой сцены, к этому апогею горя, которая должна в буквальном смысле вызывать поток слёз у зрителей, ты выдаешь эмоции голосом из Гугл карт.
Sence annem sana gerçekten, sorumluluklar mı verecek sanıyorsun, sırf C sınıfı ünlüler senin aramalarına çıkıyorlar diye?
И ты подумала, что мама даст тебе нормальные обязанности, из-за того, что с тобой говорят третьесортные звезды?
"Siz ikiniz, dikkatimi dağıtıyorsunuz. Dışarı çıkın, sevişin ve bir şeyler öğrenmeye hazır olduğunuzda geri gelin."
Мы сидели на первом ряду и смотрели друг на друга, и тут Фрэнк остановил занятие и сказал :
Her gün oraya çıkıp muhteşen bir kadının hayatını trajik şekilde son bulmasını insanlara hatırlatmanı istiyorum.
Я хочу, чтобы каждый день ты напоминал, что была оборвана жизнь прекрасной женщины.
- Evet, ama havuzda kıçını tekmeleyebilirim.
Но я могу надрать твой зад в бильярд.
Videoyu yayınladıktan sonra yayınlananın çarpıcı bir şekilde benzeri olan Trinity'yle rızasız cinsel ilişkiye girmek zorunda kalan kadınlardan bir dizi çağrı aldık.
После показа видео, мы получили дюжины звонков от женщин, которые обвиняли Тринити в том, что у него были с ними отношения без их согласия, что очень похоже на то, что было показано.
Leonard'ın burnu bir gece öyle ıslık sesi çıkardı ki yeminle rayda uyumak gibiydi. - Hep la bemol fark ettin mi?
Знаешь, однажды Леонард ночью хропел так сильно, что клянусь, это было похоже на то, что я сплю на колее мимо проезжающего поезда.
Kılıcın kanla kaplansın.
Пусть твой меч обагрится кровью.
Devam et, bana kız. Fakat acısını hastadan çıkarma.
Злитесь на меня, но не отнимайте этого у пациентки.
"ama Gideon korkmuyordu kılıcını çekti ve kötü büyücüye döndü sevdiği insanları kurtarmaya hazırdı."
"но Гидеон был бесстрашным. Он выхватил меч и повернулся лицом к злому колдуну, готовый спасти людей, которых он любил."
Karanlık Olan'ı kışkırtmanın iyi bir fikir olacağını da nereden çıkardın?
Что заставило тебя думать, что провоцировать Темного - хорошая идея?
Kılıç... beni öldüren kılıcın kabzasında kırmızı bir taş vardı neredeyse parlıyordu.
Меч... меч, которым меня убили, я... его рукоять была инкрустирована красным камнем, почти светящимся.
Yarın tanık sandalyesine çıkacağım.
Меня вызывают завтра.
Evliymiş ve yarın tanık sandalyesine çıkıp ifade vermekten ve başının derde girmesinden çok korkuyor.
Она замужем и сходит с ума, что завтра ей придется встать и дать показания, и поставить всё на кон.
40 yıl sonra ortaya çıkıp, başkalarının harcadığı emeğin meyvelerini toplayamam.
И мне об этом напомнили.
Ve aracın dışına çıktığımda, ben artık yeni biriyimdir.
И когда я выхожу из машины, я... другой человек.
Pekala, birazdan, kaçığa benzer bir kızın yola çıktığını görmeliyiz.
Так, сейчас мы увидим, как девочка с безумным видом выбежит на дорогу.
İkiniz de ağzınızdan kıçınıza kadar yarıp ceket gibi birbirinize dikeceğim sizi.
Я вскрою вас обоих ото рта до ануса и буду носить вас как куртки.
Ardıç Kuşlarını yakaladık, köstebeklerini tutukladık.
Мы поймали Дроздов, арестовали их крота.
Lafını kesmek zorundayım. Dramatik bir adam olmanı takdir ediyorum ama bir daha ki sefere bir söze başlarken "bu, şu ana dek sana söylemek zorunda kaldığım en zor şey diyorsan", cümleni artık ben eşcinselim, testislerimde yumru buldum ya da nerden geldiğini anlamadım, arabadan kanı çıkarmama yardım et diyerek bitir.
Я должна остановить тебя. который начинается со слов которую я должен был сказать тебе "
- Onun çığlık atışını duydum.
Я слышал её крики.
Kızı oradan çıkarmak için ne kadar bir boşluğa ihtiyacınız var?
Сколько места вам нужно, чтобы добраться до неё?
Capp, oraya çıkıp başını sabitleyebilir misin?
Кэп, подвинься и держи его голову.
Bana gerçekten dışarı çıkıp oğlunun ihtiyacı olduğu formda ilaç almayacağını mı söylüyorsun?
Ты в самом деле говоришь мне, что ты не желаешь вернуться в аптеку и приобрести своему сыну лекарство в той форме, которую он предпочитает?
- Çıkıyor Chet Polian emekli San Diego'da bir huzurevi ile sınırlanmış.
Чет Полиан находится в доме престарелых в Сан-Диего.
Akıcı değil. Bunlar kızının duası boncukları mı?
Это четки вашей дочери?
- Onlarca yılın tacizini ortaya çıkardık.
– Он годами занимался насилием.
Herife ulaşan ilk Keaton olursa daha fazla CIA'in sırlarını açığa çıkaramasın diye onu çok derin ve karanlık bir çukura gömecek.
Если Китон доберётся до Винтера первым... он закопает его в глубокой тёмной яме, чтобы он не смог выдать ещё больше секретов ЦРУ.
Dön ve çık. Burada bulunamazsın.
Разворачивайся и уходи, тебе нельзя здесь находиться.
Tam emin değilim ama bu duvarlardan biri koridora diğeri de laboratuvarın içine çıkıyor.
Я немного закрутилась, но за одной из этих стен коридор, а за второй – продолжение лаборатории.
Jane'in Times Meydanı'nda ortaya çıkışını ilk ciddi taktik değişikliği sanmıştık.
Мы полагали, что появление Джейн на Таймс-Сквер было первым изменением их тактики.
Tanıkların ifadesine göre duvarı kırıp içeri daldıktan sonra, tekrar sokağa çıkmadan önce beş dakika kadar içeride kalmış.in.
Свидетели утверждают, что после того, как машина проломила стену, она пробыла там 5 минут, прежде чем снова вернулась на улицу.
Herkes söyleyeceklerini duysun istiyorsan, silahını atıp dışarı çık.
Если вы хотите, чтобы люди услышали вас, опустите оружие и выходите.
Bunu diyen de beş dakika da bir... hayatımda çıkan takipçi çılgın kız diyor.
М : Сказала безумная преследовательница, которая возникает в моей жизни каждые 5 минут.
Bekle bir dakika. Kendini kesen ve etrafta... çıplak dolanan kamptaki bu Meghan denen kızın... Papaz yardımcısı Joe'nun üvey kızı... olduğunu mu söylüyorsun?
Ты говоришь, что девушка из лагеря, Меган, которая порезала себя и бегала по округе голышом, падчерица дьякона Джо?
Çok karışık biliyorum ama asıl önemli olan buraya hayatımı riske atarak geldim çünkü sen Kurtarıcısın ve ailenin sana ihtiyacı var.
Ладно, это сложно, но... Я рисковала жизнью, придя сюда, потому что ты Спаситель... и ты нужна своей семье.
Emma'nın onu öldürebileceğini düşündüğü kılıç bile elimizde değil.
И у нас даже нет того меча, которым можно было победить ее.
- Alışılmışın dışına çıkmadık.
Ну, не более обычного. Да, это так.
Bu şehrin inişler ve çıkışlarla başa çıktığını gördüm.
Я видел, как этот город прошёл через свою долю взлётом и падений.