Öğle yemeği traduction Russe
2,312 traduction parallèle
Sonra öğle yemeği yiyeceğiz.
Потом обедаем.
Öğle yemeği vaktinde nöbet değişimi oluyor.
Смена меняется в обед.
Öğle yemeği için mi?
Перед ланчем?
Öğle yemeği geldi.
Сейчас время обеда.
Öğle yemeği için teşekkürler.
- Спасибо за завтрак.
! Öğle yemeği nereye gitti ya?
А как насчет ланча, чувак?
Ama onun kıçından bir öğle yemeği yiyeceğim.
Но я просто собираюсь съесть ланч с этой задницы.
- Sanırım öğle yemeği yemek istiyor.
Я думаю, он хочет пообедать.
Öğle yemeği hazırlıyor.
Меня не слушает.
Esas cesaret neye lazım biliyor musun? Öğle yemeği için paranın olmaması.
Я тебе скажу, что мужественно... никогда не иметь денег на обед.
Şimdi müsaadenizle, sizin gibi maskaralardan çok daha çekici genç bir bayanla öğle yemeği randevum var.
Сейчас, если вы извините, у меня ланч с молодой леди, которая значительно более привлекательна чем вы, клоуны
Bir saat de öğle yemeği için çıkar.
Минус час на обед.
Fakat öğle yemeği...
- А как же обед..?
Programda kızınız ile öğle yemeği var.
Сейча вы должны обедать с Катрин. - Дерьмо!
Aslında, öğle yemeği.
Вообще-то, сейчас ланч.
Ben de Tom'la öğle yemeği yiyeceğim.
У меня встреча за ланчем. О, у меня ланч с Томом
İnsanların oturup öğle yemeği yiyeceği bir yer. Güllerle, lalelerle, şeylerle kaplı...
Представьте, люди за обедом в окружении роз, тюльпанов и...
Öğle yemeği.
У меня ланч. Перекусываю.
Öğle yemeği yeriz, olur mu?
И пообедаем, ладно?
Öğle yemeği olduğunu sanmıyorum.
Подозреваю, что это не ланч.
Kız kardeşinle öğle yemeği yemiş.
Он обедал с вашей сестрой.
Bir kez 15 dakikalık öğle yemeği molası verebilirsin.
Вам разрешается один пятнадцатиминутный завтрак.
Öğle yemeği hazır!
Побежали!
Öğle yemeği için sadece 20 dakikam var.
- Простите, мисс У меня только 20 минут на обед.
Bana nane özünü getiriver Beryl, öğle yemeği midemi alt üst edip duruyor.
Принеси мне эссенцию перечной мяты, Берил, эти мясные закуски сведут меня в могилу.
Ne dedin? Öğle yemeği yiyeceğimizi unuttun.
Ты забыл, что мы собирались пообедать.
Ninja ile öğle yemeği mi?
Обед с ниндзя?
Öğle yemeği için ara verebiliriz.
Мы можем пообедать сейчас.
Gelirsin, orada öğle yemeği yeriz.
Да поехали, пообедаем там все вместе.
Tarih gece yazılır. sabah ve öğle yemeği zamanında.. kokteyl sırasında da.
История вершиться ночью... и утром, и в обед, и вечером.
Öğle yemeği aldım
Я принесла обед.
Sana öğle yemeği ısmarlamama izin ver.
Давай мириться. Ланч?
Yarın beraber öğle yemeği yiyip bu işi konuşalım.
Давай поужинаем завтра и обговорим повышение.
Yarın öğle yemeği saatinde ne yapacaksın?
Сможешь ли ты завтра, поужинать со мной.
Yarın olmaz. Jack'le öğle yemeği yiyeceğiz.
Ну, я не могу, я завтра ужинаю с Джеком.
- Kampüste öğle yemeği?
- Поедем на обед в кафе?
- Öğle yemeği nasıldı?
- Как пообедали?
Gary, sen ve Selina bugün öğle yemeği vaktinde neredeydiniz?
Гэри, где вы с Селиной были сегодня во время обеда?
Dışarıdan ufak bir öğle yemeği alıyoruz.
Заказываем обед в минимаркете.
Öğle yemeği saatinde sen mastürbasyon yaparken iş arkadaşının yaptığı seksin haricin de başka ne kaydediyor?
Что она снимает, кроме того как твои коллеги занимаются сексом пока ты дрочишь во время обеда?
Hiç giydiğiniz oldu mu kimi kişilerin eşlik ettiği öğle yemeği,
Всегда надевайте один из ваших любимых обед, где она присоединилась к некоторым...
Yarın Yuejiang'a git ve..... Bill Amcayla öğle yemeği ye.
Отправляйся в Яуюджан, завтра... и пообедай с моим Дядя Биллом.
- Öğle yemeği için sözleştik.
- Договорились пообедать.
O gün öğle yemeği yemeyen salak benim.
Это ведь я идиотка которая не пообедала в тот день.
Evet, öğle yemeği yememiştim. Acıkmıştım.
Да, я хотела есть, я не пообедала.
Öğle yemeği için.
Пойти перекусить.
Öğle yemeği aşkı.
Любим ланч.
Öğle yemeği bu.
Нет, это ланч.
- Çocuklar? Öğle yemeği hazır.
- Ребята?
Öğle yemeği.
Ланч.
Dün öğle yemeği yememiştim.
Я вчера не позавтракал.