Şey için traduction Russe
27,545 traduction parallèle
Neredeyse hiçbir şey için bir adam kiralayabilirsiniz.
Ты можешь нанять парня за бесценок.
Ve bunun arasında bir Paskalya yumurtası vardı, Torun ya da başka bir şey için satın aldığını varsayıyorum, Ve yola girdi ve bir araba ile geçti.
И среди них было пасхальное яйцо, которое, думаю, она купила внуку, наверное, и оно откатилось на дорогу, и его раздавила машина.
Her şey için tüm kalbimle sana müteşekkirim.
И за все это... от всего сердца я благодарен тебе.
Her şey için teşekkürler Dr. Bailey.
Спасибо за все, доктор Бейли.
Bana yaptığın her şey için minnettarım.
Я чрезвычайно благодарен, за все что ты для меня сделала.
Hı... Böyle bir şey için okula gitmene gerek yok mu?
Разве... для этого не нужно учиться?
Benim odamda kalacak ama kirayı da ödeyecek. Sen de hem yemek yapabildiğin hem de duş alabildiğin çok amaçlı odana kavuşursun. Duş ve yemek için yine de banyo ve mutfağı kullanırdım ama bu çok amaçlı odayı bunların dışında bir şey için kullanıp eski erkek arkadaşım ve onun yeni kız arkadaşıyla karşı karşıya oturur olurdum.
но будет так же платить за аренду. где можно принять душ и готовить. но смогу использовать подсобку для чего-нибудь еще...
Yeniden çekmemiz gerekebilir. Sanırım gözlerim kapalı çıktı. Ama önce bakalım seni bir şey için ayartabilecek miyim?
я моргнула. вместе с Фергюсоном.
Clem, ben şey için aramıştım...
я звоню по поводу...
Ve yaptığın her şey için.
Спасибо за всё, что сделали. Да.
Yaptığınız şey için size tekrar teşekkür etmek istedim.
Что ж, я просто хотел снова вас поблагодарить.
- Hiçbir şey için özür dilemiyorum!
Мне не за что извиняться!
Sonra ev gibi bir şey inşa etmek için tuğlaları kullanırsın.
Потом они укладываются как при постройке дома.
Her şey tamam. Sadece zamanı doldurmak için yapabileceğimiz başka bir şey düşünmüştüm.
Я знаю, как всех отвлечь.
Durumu analiz ettik ve kelimenin tam anlamıyla Yardımcı olmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Hiçbir şey değil.
Мы оценили ситуация и пришли к выводу, что ничем не можем тебе помочь.
Aslında alışılmamış bir şey yapıyoruz. Çünkü buraya haftasonu için gelip de bir fahişenin üzerine kusmayan ilk İngilizler bizleriz.
Мы установили своеобразный рекорд, мы первая тройка мужчин из Британии, которые приехали сюда на выходные и которых не вырвало на проститутку
Bence Hammond, emekliliği gelmiş spor arabalar için huzur evi gibi bir şey.
Я думаю что Хаммонд похож на дом престарелых для бывших проблемных владельцев спортивных автомобилей.
Biliyor musun, beni en çok endişelendiren şey bu Zenos'u almak için evini satışa çıkartan bu küçük adam.
что меня беспокоит больше всего, что бедный маленький человек заложил свой дом за Zenos.
Anlayamadığım şey Finlilerin herhangi bir kaza yapabilmek için nasıl yeterince hızlı gidebildiği. Çünkü buradaki hız cezaları inanılmaz.
Самое удивительное, что я не понимаю, как финны умудряются разгоняться настолько, чтобы попадать в аварии, потому что штрафы за превышение тут безумные.
- İhtiyacın olan her şey. - Reklam için ihtiyacın olan her şey. Ekranda.
- там всё что надо - что надо в рекламе, на экране ну и хорошо же?
24 saat soğuk, sefalet... Tam olarak hiçbir şey elde etmek için.
24 часа холода и страданий, ради того, чтобы ничего не добиться.
24 saatlik soğuk, sefalet, Tam olarak hiçbir şey elde etmek için.
Двадцать четыре часа собачьего холода, а в результате - ноль.
Gerçekten yapabileceğimiz şey yağmur duşudur. Bu tozu bastırmak için.
Нам помог бы дождь, который прибил бы эту пыль.
Pişmiş bir kuşun başında sırf, kendimizden bahsetmek için, nefret etiğim, eğer aramızda kan bağı olmasa, hiç bir şey yapmayacağım, akrabalarımla, bir araya gelmeyeceğim sadece.
Я точно не поеду к ненавистным родственникам, чтобы наесться пересушенной птицы, претворяясь, что у нас есть что-то общее кроме кровного родства.
Hey, şey için teşekkürler...
Два из трёх. Ладно.
Matematikte bana öğretecekleri şey kalmadığı için eve erken gelmiştim. Tamam, şimdi seninleyim.
Я вернулся домой раньше, потому что у них не осталось математики, которой они могли бы меня научить.
Benim için bir şey yapman gerek.
Люси, мне нужна твоя помощь.
Bir arkadaşım için bir şey teslim etmem gerekiyordu ama galiba yanlış adrese geldim.
Простите. Меня попросили завезти кое-что другу, но я перепутала адрес.
Ölümünden sonra harcanması için biriktirdiğin her şey orada.
Ты же копил это, чтобы потратить в загробном мире.
Bebek gibi bir şey. Kate için mesaj bırakın.
Это что-то молодое.
Bunun da tek yolu, bizi elvermemesi için Aram'a bir şey söylememek.
Единственный способ это сделать - держать Арама в неведении, чтобы он не раскрыл наши карты.
Hayatımda daha önce hiç kimse benim için böyle bir şey yapmamıştı.
Со мной ещё ни разу в жизни так хорошо не поступали.
Size söylemedikleri, söyleyemedikleri şey buradan ayrıldıktan sonra işlerin benim için bir süre berbat gittiği.
Что бы вам ни сказали, не могли не упомянуть, что когда я уходила, дела обстояли фигово.
Yakında benim için her şey bitecek zaten.
Мой срок годности и так ограничен.
Sizin de benim için yapabileceğiniz bir şey var.
И вы ребята можете кое-что сделать для меня.
Agrabah'ın yerini bulmamız için bize yardım edecek bir şey bulmuş olabilir.
Вероятно, он нашел то, что может найти Аграбу.
Az önce yaptığı şey ben de bunun için savaşıyorum.
Что она сделала...
Ev sahibi deprem yüzünden hasar oluştuğunu biliyordu. Fakat tamir ettirmek için bir şey yapmadı.
Владелец дома знал о повреждениях, но не починил их.
Dikkat çekmemek için farklı bir şey yapmayacaksın.
Не надо ничего выдумывать, чтобы не вызывать лишнего подозрения.
Ben de bu yüzden biraz endişlenmeye başladım. Çünkü bana şey gibi hissettirdi, sanki benim için bu şeyler çok çok fazla.
И у меня голова пошла кругом, потому что начал думать,
Futbol birçok kişi için önemli bir şey.
Я всего лишь намекаю... футбол... Для многих людей он имеет большое значение.
Depresyon için bir şey aldın mı hiç?
Ты что-то принимаешь от депрессии?
Cece bu, şu ana dek sana söylemek zorunda kaldığım en zor şey. İç tasarım için işi ciddiye aldığın zaman sunmuş olduğun fikirleri seveceğimi düşünmüştüm.
которую я когда-либо должен был сказать тебе. я должен был поддерживать их.
Kaçınmak için yapabileceği hiçbir şey yoktu.
У неё не было и шанса уклониться.
Silinen derslerini kaydetmek için hala yapabileceğin bir şey var.
Есть кое-что, что вы можете сделать, чтобы вернуться на занятия.
Paralel parktan kaçmak için yolu değiştiriyorsun ki bu bir yetişkinin yapabilmesi gereken bir şey gibi görünüyor.
Ты проезжаешь целые кварталы только для того, чтобы избежать паралельной парковки, а ведь это та вещь, которая любому взрослому должна быть по плечу.
O şey... Benim için geldi.
Оно пришло за мной.
O şey benim için geldi.
Оно пришло за мной.
Ben Flynn'i öldüreceğim o da kardeşini geri döndürmek için sana yardım edecek. Ben ve karımla ilgili bir şey yok, ama olsun, sen istediğini alıyorsan sorun yok.
Значит, я убью Флинна, ты вернёшь сестру, а о моей жене и речи не идёт?
Eğer onları öldürecekseniz, eminim ki bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, ama yapacaksanız... beni de öldürmeniz gerekecek.
Если вы решите их убить, уверен, я не смогу вам помешать. Но если вы это сделаете... Вам придётся убить и меня.
Içeri gir. Hava Kuvvetleri Başsavcısı size soruyor Ne yapmak ne kadar uzun olursa olsun, bir şey yapmak için yaparsın.
Когда мастер-сержант ВВС просит что-то сделать, ты это делаешь, когда бы ни закончил служить.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16