A little advice tradutor Turco
427 parallel translation
- Let me give you a little advice.
- Size küçük bir tavsiyede bulunayım.
I've become the patient, and I'd like a little advice.
Hasta ben oldum ve bir tavsiyeye ihtiyacım var.
Mr Halton, since I've had the privilege of enjoying your confidence, may I indulge in a little advice?
Bay Halton, bu gizliliğinizden keyif alma ayrıcalığını yaşadığımdan küçük bir tavsiyede bulunabilir miyim?
Then you know if I give you a little advice, it'll be good advice.
Öyleyse bilirsin ; ben bir tavsiyede bulunuyorsam, bu senin iyiliğin içindir.
I'll leave you with a little advice.
Sana bir tavsiyem olacak.
Now, just a little advice :
Şimdi, küçük bir tavsiye :
But I got a little advice for you, man, because I like you, man.
Sana bir arkadaş nasihatı vereyim.
Want a little advice?
Küçük bir tavsiye ister misin?
Let me give you a little advice.
Benden sana küçük bir tavsiye genç bayan.
Sugar, a little advice. lf l were a girl, and I am, I'd watch my step.
Şeker, bir tavsiye. Ben kız olsaydım, ki öyleyim, adımıma dikkat ederdim.
A little advice, maybe, how to improve it.
Bunu nasıl geliştirebileceğim konusunda tavsiye de olabilir.
Want a little advice, Miss Willard?
Bir öğüt ister misiniz bayan Willard?
If I may give a little advice in this situation, I'd resolve it in only one way.
Şayet bu durumda küçük bir tavsiyede bulunmamı istersen, hadiseyi tek bir yöntemle halledelim derim.
But let me give you a little advice.
Ama sana küçük bir tavsiye.
Son, let me give you a little advice.
Evlat, sana küçük bir tavsiye vereyim.
I'm going to give you a little advice.
Sana bir öğüt vereceğim.
- You take a little advice?
- Biraz tavsiye alır mısın? - Elbette.
Let me give you a little advice, eh, kid?
Sana küçük bir tavsiye vereyim mi evlat?
Oh, and Cap'n... if you wouldn't mind me giving you just a little advice... it's important to tell'em you love'em every couple of days.
Ve Yüzbaşı....... kusura bakmazsan sana küçük bir tavsiyem var kadınlara günaşırı onları sevdiğini söylemek önemlidir.
We were just wondering if you could give us a little advice on our careers.
Acaba bize mesleğimizle ilgili bir şey diyebilir misiniz?
A little advice.
Küçük bir öneri.
But Professor do-right has a little advice for you.
Ama Profesör Doğru Adam'ın sana bir tavsiyesi var.
Can I offer you a little advice?
Sana bir tavsiyede bulunabilir miyim?
Honey, can I give you a little advice?
Tatlım, sana bir tavsiyede bulunabilir miyim?
Do you mind a little advice?
Küçük bir tavsiyenin sakıncası var mı?
Let me give you a little friendly advice, my dear.
Sana küçük bir dost tavsiyesi vereyim, canım.
I'll give you a little bit of impertinent but good advice, mademoiselle.
Haddimi aşarak size iyi bir tavsiyede bulunacağım, matmazel.
And as for you, brother, I'm going to let you off with a little friendly advice.
Sana ise küçük bir dost tavsiyesinde bulunmakla yetineceğim kardeşim.
And let me give you a little friendly advice.
Size dostça bir tavsiye.
Is it possible that all of this advice is based on the fact that you know Mr. Marswell just a little more intimately than I do?
Bütün bu tavsiyeleri Bay Marswell'i, daha yakınan tanıdığınız için veriyor olabilir misiniz?
Here's a little feminine advice
Here's a little feminine advice
I would like a little free advice.
Biraz bedava fikir almak istiyorum.
I'm only following the advice of a Texas philosopher who said, "Give the little girl a big..."
Ben sadece Teksaslı bir filozofun tavsiyesine uyuyordum. Şöyle demişti, "Küçük kıza büyük..."
I just dropped in to give you a little piece of advice.
Size küçük bir tavsiye vereyim
Look Marshal, it's none of my business, but I'd like to give you a little free advice...
Beni ilgilendirmez ama size bir tafsiyede...
Captain, I hope you do not mind a little professional advice but... when a person is nervous and irritable... you can be assured that something is missing in their life.
Kaptan, umarım küçük profesyonel tavsiyeme kızmazsınız. Bir insan gergin ve tedirginse kesinlikle bir şeyler eksik demektir.
Look, let me give you a little friendly advice?
Bak, sana arkadaşça bir tavsiyede bulunayım mı?
I'll give you a little piece of advice.
Size küçük bir tavsiyede bulunayım.
Your advice comes a little late, Mr. Kirby.
Bay Kirby akıl vermekte biraz geciktiniz.
He's got the beggar down. The steward's giving him a little bit of advice.
Dilenci hâlâ yerde, hakem tavsiyede bulunuyor.
My advice to you is to get yourself a little revenge on them bucks.
Sana tavsiyem o serseriIerden iyi bir intikam aIman.
''When you go to get a word Of advice from the fat little pastor
" Küçük şişman papaza, öğüt almaya gidersin
Let me give you a little bit of free advice if you make one peep....
Sana bir tavsiyede bulunayım şöyle bir bakarsan.
Want a little piece of advice, Bandit?
- Evet, söyle, evlat.
Take a little healthy advice, mister.
Küçük, hayati bir tavsiye bayım.
Oh, that's excellent advice, Mr. Brewster, but a little late, don't you think?
Bu mikemmel bir öğüt, Mr Brewster, ama biraz geç.
Just a little fatherly advice.
Ufak bir baba tavsiyesi işte.
You open to a little piece of advice, George?
Küçük bir tavsiyede bulunabilir miyim, George?
Hey, hey, Sam... here's a little bit of advice for you :
Sana ufak bir tavsiyem olacak, Sam.
When you been up in Attica 10 years, surrounded by psychotics you're gonna wish you'd taken a little fatherly advice.
Attica'da 10 yıl deliler arasında kaldığın zaman biraz daha baba tavsiyesi almış olmayı dileyeceksin.
Want a little advice, Lieutenant?
Bir tavsiye ister misin, Komiser?
a little bit more 67
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little while ago 61
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little late 32
a little respect 43
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little while ago 61
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little late 32
a little respect 43