American accent tradutor Turco
145 parallel translation
I see the tall dark mysterious stranger with an American accent in Wigan came to nothing.
Görüyorum ki Wigan'daki Amerikan aksanlı, uzun boylu, esmer, gizemli yabancı boşa çıkmış.
They've even given her an American accent.
Amerikan aksanıyla konuşmaya başladı.
You've got an American accent.
Amerikan aksanı ile konuşuyorsunuz.
Don't these horses go in for an American accent?
Atlar Amerikan aksanını anlamıyorlar mı yoksa?
[American Accent] Absolutely not!
Kesinlikle yok! Hiç sorun değil dostum.
[American Accent] Have you had dinner yet, by the way, pal?
Bu arada akşam yemeği yedin mi dostum?
I want a... we want a bit of an American accent.
Şey istiyorum... biraz daha Amerikan aksanıyla söyle.
If the guard asks you a question can you say anything in an American accent?
- Pekala, dinle. Olur da nöbetçi sana soru sorarsa ; Amerikan aksanıyla bir şey söyleyebilir misin?
Why don't you drop the American accent?
Şu Amerikan aksanından artık vazgeçsene.
Hong Kong, with an American accent.
Hong Kong, hem de Amerikan aksanıyla.
You want to do it with your American accent?
Altı aydır elime yapıştı. Amerikan aksanınızla mı oynayacaksınız?
Why is he using that ridiculous American accent?
- Şu Amerikalı aksanını niye kullanıyor?
So much so that Robin Hood has an American accent.
Robin Hood'un Amerikan aksanı olana kadar.
[IN AMERICAN ACCENT] Hi.
Merhaba.
[IN AMERICAN ACCENT] I'll see you later.
Teşekkürler. - Görüşürüz.
[IN AMERICAN ACCENT] I'm sorry, Dr Crane.
Buna üzüldüm Doktor Crane.
- I'm trying my American accent. NILES :
Amerikan aksanını deniyorum.
( AMERICAN ACCENT ) I was sitting in this chair watching a football game on television.
Bu sandalyede oturmuş, televizyonda futbol maçı seyrediyordum.
Your American accent is very impressive, Mr Kirk.
Amerikan aksanınız çok etkileyici, Bay Kirk.
( bad American accent ) No, sir.
Hayır efendim.
( American accent ) Thanks a lot. dude.
( Amerikan aksanıyla ) Çok teşekkürler adamım. Senin aksanını da sevdim.
( AMERICAN ACCENT ) Hey, you open for afternoon tea?
( Amerikan aksanıyla ) Hey, akşam çayı için açık mısınız?
And you can't have people say "persimmons and pineapples" with an American accent.
Kimseye Amerikan aksanıyla hurma ve ananas dedirtemezsin.
I say, do I detect another American accent?
Başka bir Amerikan aksanı daha mı ortaya çıkardım?
( with American accent ) I'm afraid not. I lost all my personal belongings in a fire back in New York.
Korkarım yok, tüm özel eşyalarımı New York'taki yangında kaybettim.
You mean "Mystery", With an American accent.
"Mystery" demek istedin, Amerikan aksanıyla.
( American accent ) Look, a real English bookie's.
Bak, gerçek bir İngiliz kumarhanesi.
Had you going with the American accent, didn't I?
Amerikan aksanıyla sizi kandırdım, değil mi?
And if I am going to America I am going to have to speak with a flawless American accent so as not to arouse suspicion.
Amerika'ya gidiyorsam kusursuz Amerikan aksanıyla konuşmam gerekecek. Şüphe uyandırmamak için.
~ American accent ~ How you doin', ma'am?
( Amerikan aksanıyla ) Nasılsınız bayan?
~ American accent ~ Yes, sir!
( Amerikan aksanıyla ) Evet efendim! Evet efendim!
~ American accent ~ Yes, sir.
Emredersiniz efendim.
' Yes, but technically she speaks with an American accent because she's grown up in America so...
Evet ama teknik olarak Amerikan aksanıyla konuşuyor çünkü Amerika'da büyüdü.
I just love an American accent, and I find much of what you say very amusing.
Amerikan aksanını çok severim ve söylediklerinin çoğunu çok hoş buluyorum.
[IN AMERICAN ACCENT] He just clears up that town.
Kasabaya çekidüzen veriyor yani.
- That's an American accent, isn't it?
Bu Amerikan aksanı, değil mi?
I'm practicing my American accent by watching your newslady friend.
Haber muhabiri arkadaşını izleyerek, aksanımı düzeltmeye çalışıyorum.
- Mmm. She spoke with an American accent until the day she died.
Öldüğü güne dek Amerikan aksanıyla konuşmuştu.
And so, we have met the people of Britain and America. ( AMERICAN ACCENT ) Why don't you take a photo, it lasts longer!
Bu ingiltere ve amerika arasındaki farklılıkların devamı diğer bölümlerde., ve merakınızı sakın kaybetmeyin.
He had an American accent.
Amerikan aksanlıydı.
All right, she had a Swedish accent, but we're still talking about an American citizen here.
Tabelanı unuttun, Doktor.
So the name stuck, and now the accent is American?
Yani ad kaldı, ve artık aksanı Amerikan aksanıydı?
He wears American spectacles and speaks with a most terrible French accent.
Sakız çiğniyormuş, Amerikan gözlükleri takıyormuş, ve berbat bir Fransız aksanıyla konuşuyormuş...
- ( American accent ) Sure.
- Elbette.
Yes, isn't it. [IN AMERICAN ACCENT] Hey, Dr Crane.
Evet.
American kids saying... ( Shaky accent ) " Steve, you're damn cool.
Amerikalı çocuklar şöyle diyor : " Steve, acayip havalısın.
[Chinese accent] American g.I., your "a" number one good time order ready.
- Hey, Amerikan askeri! Birinci sınıf siparişin hazır!
American girls would seriously dig me with my cute British accent.
Amerikalı kızlar sevimli İngiliz aksanımdan etkilenecektir.
Well, you know, your father, well, he's a busy man, and along comes this handsome American... with his accent and his swing, not the type I would approve of at all.
Bildiğin gibi, baban da meşgul bir adam. E bunun üzerine yakışıklı bir Amerikalı gelir. Aksanı ve vuruşlarıyla.
Oh, please, Gus, I started with a British accent, and then seamlessly slipped into my fake American one.
Lütfen Gus, ingiliz aksanıyla başladım, Ve sonra sahte amerikan aksanıma Doğru kayıverdim.
'Cause I'd be the foreigner. I'd be American, I have the accent.
Çünkü orada yabancı biri olurum, Amerikalı, aksanım da var.
accent 40
america 556
american 575
americano 30
americans 193
american dad 22
american idol 23
american woman 19
american boy 23
american male 21
america 556
american 575
americano 30
americans 193
american dad 22
american idol 23
american woman 19
american boy 23
american male 21