And what about her tradutor Turco
1,231 parallel translation
And what about her?
Peki o ne durumda?
My eyes were watering, and my tongue was swollen... and from that moment on, I was more careful about what I lick.
Gözlerim sulandı ve dilim şişti. O günden sonra, her yaladığıma dikkat ettim.
No, what about her and you, man?
Aranız ne durumda yani?
Whatever... what about you... what do you do? You can afford a place like this... and a woman like that.
Her neyse... ya sen... ne yaparsın?
You yelled and screamed about what, that you ruined her life.
Bağırıp çağırdı ve hayatını mahvettiğini söyledi.
"Vivek, what's all this about? Salim called and asked me to get here" But he didn't tell me any reason.
Vivik ne oldu, Selimi arada buraya gelmesini söyle ama bana nedenini söylemedi o her zaman heyecan yapmak için sebepleri gizliyor o Selim mi?
I only know what other people have told me about you and you can't believe everything people say.
Senin hakkında sadece diğerlerinin anlattıklarını biliyorum ve insanların her söylediğine inanamazsın. Haydi anlat.
Nevertheless, let me continue and say why I think both thesis are correct. Well to begin with, what is terrorism? Got to say something about that.
gerçekten de, eve gitsem iyi olur çünkü bu apaçık bir şey yine de bu her iki tezin neden doğru olduğunu düşündüğümü söyleyeyim şöyle başlayalım.
Let's go and ask her what it's all about.
Mevzunun ne olduğunu gidip soralım ona.
Everything I've said about my father is because I was angry and I blamed him for what happened to my mom.
Söylediğim her şey sinirimdendi. Anneme olanlar yüzünden onu suçluyordum.
Director Dixon, you've always been direct and fair with me, which is why I take no pleasure in what I'm about to say.
Müdür Dixon, her zaman bana karşı açık ve dürüst oldunuz. Bu yüzden söyleyeceklerim benim için hiç de hoş olmayacak.
And my feelings for you were what proved to me that I could be great and those feelings were stronger and wiser and more persistent and more resilient than anything else about me.
Sana olan duygularım harika biri olabileceğimi kanıtlıyor. Bu duygularım benliğimdeki her şeyden daha güçlü, daha bilge daha ısrarcı ve daha büyük. - Pacey.
We need to know everything about that street and the people on it... what they eat... what they drink... preferred currency... how they greet each other... prevalence of technology... every bit of merchandise that's for sale... each detail helps us focus... gives us new data we can use...
O sokak ve oradaki insanlar hakkında her şeyi bilmeliyiz. Ne yediklerini, ne içtiklerini kullanılan para birimini birbirlerini nasıl selamladıklarını teknoloji kullanımını satılan her türlü ürünü bilmeliyiz. Bütün ayrıntılar odaklanmamıza yardımcı olur bize yeni veriler sağlar ve bizi hedefe yaklaştırır.
- Oh no. - What? It's because I teased you about the commitment thing and proposing.
Bağlılık ve evlenme teklifi konusunda seninle alay ettiğim için her şeyi mahvettim.
[Sighs] Last night, Carrie and I had this big fight about how I forgot to ask her about her evaluation at work, and how she's always thinking about what's going on in my life.
Dün gece değerlendirmesini sormayı unuttuğum için Carrie'yle kavga ettik. O her zaman benim hayatımda olanları düşünüyormuş... Sana böyle mi dedi?
Once you get your sea legs, you can be confident enough... to initiate a conversation about what foreskin is... and how it really won't affect her pleasure.
Onu bir kez yatağa attıktan sonra, onunla üst derinin ne olduğunu ve onun zevkini nasıl etkilemeyeceği konusunu konuşacak yeteri kadar güvenin olacaktır.
Marge wrote me about what happened. And as soon as her check cleared, I was on the first flight here.
Homer, Marge bana olanları yazdı ben de çekini bozdurur bozdurmaz, ilk uçakla buraya geldim.
It's gonna end up with the whole town taking this too far, and us having to talk about what we learned to change everyone's minds, and I say we just stop it right now and go play cards or something.
Bu her zamanki gibi, tüm kasabanın çılgına döndüğü, büyük bir hengameye dönüşen, sonra da bizim ne öğrendiğimizi anlattığımız günlerden birine doğru gidiyor. Ben diyorum ki şimdiden çekilelim, gidip kağıt falan oynayalım.
We can whisper about her and when she asks us what we were talking about... we can giggle and say, "Nothing."
Onun hakkında fısıldaşır ve bize ne hakkında konuştuğumuzu sorduğunda kıkırdayıp "Yok bir şey." diyebiliriz.
And what do you know about her disappearing act from the hospital?
Hastaneden kaçması hakkında ne biliyorsun?
And what about... - Samantha? - What about her?
Peki ya Samantha?
You either tell me everything you know about Alexander... or I'll charge you as an accessory to kidnapping... and you're gonna get a taste of what American prison's like.
Ya bana Alexander hakkında bildiğin her şeyi söylersin ya da seni adam kaçırmaya suç ortaklığından suçlarım ve Amerikan hapishanelerinin tadına bakarsın.
What about you and her?
Peki ya sen ve o?
- What are you doing? And remembering everything that we talked about.
- Konuştuğumuz her şeyi hatırlayacaksın.
I feel like shit about what I said and your daughter and everything.
Söylediğimden ötürü kendimi çok kötü hissediyorum, kızın ve her şey için.
I also strongly suggest we take apart our F.O.B., overhaul the B.O. B think about new heads, decks and slugs. Jenna, what do you think?
Aynı zamanda bizimle bağdaşmayan promosyon eklerini kullanmanızı tavsiye edebilirim ve yeni başlıklar, süslemeler gibi her türlü darbe vuracağımız şeyler.
Talking about what he is going to do to her, and how to make her Cucci feel and all that. That is right.
Sonra da kadınlığı ile nasıI oynacağını ve - hatunun ne kadar zevk alacağını anlatıyor.
- And what do we know about her?
- Biz onun hakkında ne biliyoruz?
I started asking my friends what they thought about her... and no one liked her.
Ben daha yeni çok kötü bir ayrılık yaşadım, biliyorsun.
Rebecka wrote to me about everything and what they did to her.
Rebecka onların ne yaptıklarına dair herşeyi bana yazdı.
And what's worse, you think you're right about everything.
En kötüsü de her konuda haklı olduğunu düşünmen.
Damn thing kills thousands of people every year... and doctors don't know what the hell to do about it.
Lanet şey her yıl binlerce insanı öldürüyor... doktorlarsa ne olduğunu bilmiyorlar.
And what about the annual Kranks'Christmas Eve party?
Ya Krank'ların her zamanki Noel gecesi partisi?
I'm not going to pretend like I know anything about paradoxes... or what follows them, and honestly, I really don't believe in that crap.
Paradokslar hakkında her şeyi biliyormuş gibi davranmayacağım ya da onları takip eden şeyleri ve dürüst olmak gerekirse, bu saçmalıklara inanmıyorum.
Yeah, but what do you think the receptionist thinks... about two guys that come and get a room for six hours every day?
Evet, peki resepsiyonist, iki adamın gelip her gün altı saat boyunca bir odada kalması hakkında ne düşünüyor dersin?
He hits home, I mean, all his jokes are on point and you know exactly what he's talking about.
Bence söylediği her şeyde haklı.
And what about the civilization that beamed her DNA code through space?
Peki ya onun DNA kodunu uzaydan buraya ışınlayan medeniyet?
What kind of impoverished mind does this society.. .. Possess that a woman should stay in her boundaries.. .. And a man should wander about like a wild hog?
Bu ülkeye nasıl bir zavallı düşünce hakim olmuş böyle bir kadın sınırları içinde kalacak ama bir erkek aç gözlü bir domuz gibi ortalıkta mı dolaşacak?
I thought about what I was leaving her to... and I shot him.
Anne'i kime bırakacağımı düşündüm. Ve onu vurdum.
And the blood on his watch is a match to Visingi's DNA. - What about her?
Ve kol saatindeki kan Visingi'nin DNA'sıyla uyuştu.
There is always a woman in the case, and you know what I'm talking about.
Her vakada kadın vardır. Ne kastettiğimi biliyorsun.
Listen, um, I'm here about Inspector Sheridan, Phoebe... and what I think he did to her.
Dinle, burada Müfettiş Sheridan, Phoebe hakkında duyuyorum. Ve ne onun için yaptığını düşünüyor.
Then, and only then, will we see about giving her what she wants.
O zaman ve ancak o zaman ne istediğini ona verme konusunda göreceksiniz.
Al, once that dope-fiend throws her skirts over her head and hightails back to new york, you think she'll give one wet fart about what happened at this camp?
Al? O esrarkeş... eteklerini toplayıp New York'a kaçtıktan sonra... bu kasabada ne olduğunu umursar mı sanıyorsun?
What does she have to do with any of this? I tell her about the car, she runs and tells you.
Ona arabayı söyledim, koşup sana yetiştirdi.
And me, the person who's been talking about being a journalist her entire life. What did I do?
Ve hayatı boyunca gazeteci olmaktan bahseden ben ne yaptım?
And that's what this is all about, isn't it, Danny?
Her şey bundan ibaret değil mi, Danny?
I mean... "And he would've died for her, and she would've died for him." What's that about?
Demek istediğim... "Adam kadın için ölebilirdi ve kadın da adam için ölebilirdi." Bu ne böyle?
A demon possession. That's it, that's what you have to take and run with and when you write about... what's her name?
Şeytani dürtüler.İşte bu, üstüne gitmen ve yoğunlaşman gereken şey.
Agent Gibbs, you know what it's like to spend every free moment dreaming about being home again, hugging your wife, hearing your kids laugh, only to come home and learn it's all gone?
Ajan Gibbs, siz hiç her boş vaktinizde yuvanıza dönmeyi hayal ettiniz mi? Karınıza sarılmayı, çocuklarınızın kahkahalarını duymayı? Eve dönüp de hepsinin gittiğini görmek nasıldır bilir misiniz?
But first, you go back to your client and you ask her if she's ready for what will come out about her if she does go to trial.
Ama önce müvekkiline git ve ona eğer bu yola başvurursa olacaklara hazırlıklı olup olmadığını sor.
and what are you doing 48
and what about you 352
and what are you doing here 62
and what 818
and what are you going to do 22
and whatever you do 86
and what's more 117
and what's worse 41
and what happened 146
and what do you want 78
and what about you 352
and what are you doing here 62
and what 818
and what are you going to do 22
and whatever you do 86
and what's more 117
and what's worse 41
and what happened 146
and what do you want 78
and what does that mean 94
and what's your name 81
and what do you think 83
and what's that 303
and what's this 102
and what did you say 84
and what's that supposed to mean 44
and what about 34
and what if you're wrong 16
and what is that supposed to mean 21
and what's your name 81
and what do you think 83
and what's that 303
and what's this 102
and what did you say 84
and what's that supposed to mean 44
and what about 34
and what if you're wrong 16
and what is that supposed to mean 21