Anytime tradutor Turco
5,635 parallel translation
- Hey, anytime.
- Selam, her zaman.
Anytime after 3 it's fine
- Saat 3 gibi.
You can grab hold of me anytime.
Sen de elini at istersen.
Krish, I have an idea... by which you can come to my house anytime.
Krish, bir fikrim var... Bizim eve her zaman gelebilmen için...
Anytime.
Ne zaman istersen..
Call me anytime. - But...
İstediğin zaman beni arayabilirsin.
Meaning, anytime I'm with the boys, there has to be a goddamn social worker there.
Yani ne zaman çocuklarla olsam orada kahrolası bir sosyal hizmetler görevlisi de olmak zorunda.
Fate is a bloody fickle thing - changes sides anytime!
Kısmet öyle aşağılık ve dönek ki her an yer değiştirebilir!
He can throw up anytime.
Her an atağa geçebilir.
Jump up anytime?
Her an atlayabilir mi?
It can turn tables anytime!
Her an tabelayı değiştirebilir!
It can change sides anytime.
Her an başka bir tarafa geçebilir.
It can change sides anytime!
Her an taraf değiştirdiğini.
Anytime.
Ne zaman istersen!
You stand up Lyndon Johnson and go kiss up to the Panthers, you ain't gonna be playing in Vegas anytime soon.
Lyndon Johnson'a karşı çıktın, gidip Panthers'e yalakalık yaptın. Yakın zamanda Vegas'da hiç sahneye çıkamayacaksın.
Is that gonna be anytime soon?
Bu, yakın bir zamanda mı olacak?
No one's gonna stop driving anytime soon, so oil pipelines.
Yakın zamanda araba kullanmayı bırakmayacağımızı göre petrol boru hatları.
He won't be looking in any girls'windows anytime soon.
Artık hiçbir kızın penceresini dikizlemeyecek.
You can leave anytime you wish, Miss Dreyfuss.
İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz bayan Dreyfuss.
You can leave anytime you want.
İstediğiniz zaman gidebilirsiniz.
Aneurism could pop anytime.
Anevrizma her an ortaya çıkabilir.
Anytime I forget to send his check, he calls the tabloids and makes up some bullshit...
Ne zaman çekini göndermeyi unutsam gazeteleri arayıp birkaç zırva uyduruyor.
Your father isn't coming home anytime soon.
Babanız yakın bir zamanda eve gelmeyecek.
Anytime, anyplace.
Herzaman, heryerde.
Anytime, baby. Mob up.
Ne zaman istersen, bebeğim.
Sorry the card says you can play the card anytime.
Pardon, kartta her zaman kullanılabilir yazıyor.
Coon-Ass, anytime, sweetheart.
- İstediğin zaman gitmeye hazırız tatlım.
You can pull the plug anytime.
Fişi her an çekebilirsin.
If I'm being 100 percent honest I'd have you on my team anytime.
Dürüstçe söylemeliyim ki seni her zaman ekibimde görmek isterim.
Excuse me. Is she gonna be back anytime soon?
Pardon ama yakında dönecek mi?
The good news is Balli can get well anytime.
İyi haber, Balli her an iyileşebilir.
Anytime, anywhere.
Her zaman, her yerde.
You thinking about coming down to Miami to visit us anytime soon? Soon as I can.
Yakınlarda Miami'ye gelip, bizi ziyaret etmeyi düşünüyor musun?
We can do those anytime this week.
Bu hafta herhangi bir gün yapabiliriz.
- Anytime!
- ne zaman istersen!
- Anytime, boss!
- Her zaman, patron!
- This guy can check you out anytime.
- Bu adam seni istediğin zaman kontrol edebilir.
You know you can call us anytime while we're gone, okay?
Bizi ne zaman istersen arayabilirsin. Biliyorsun değil mi?
Mr. Anderson, I'd like to submit to you and the court that Reggie isn't gonna win the Father of the Year Award anytime soon.
Bay Anderson hem sizi, hem mahkemeyi temin ederim ki Reggie yakın zamanda Yılın Babası ödülünü alacak çapta biri değil.
Anytime anyone follows their heart, someone else gets their heart broken.
Kallbini dinleyen herkes kalplerinin kırılacağını kabullenir.
Well, after you graduate, we would be happy for you to come back and visit us anytime you want.
Mezun olduktan sonra da, ne zaman istersen gelip ziyaret etmen bizi mutlu eder.
We won't be hearing from them anytime soon.
Artık sesleri çıkmayacak..
Will I be hearin'from you anytime soon?
Yakın zamanda senden haber alacak mıyım?
Well, it's too soon to tell, Mr. President, but whatever their plan of action might be, they're not wasting anytime.
Yakında anlarız Sayın Başkan ama hareket planları her neyse, hiç vakit harcamıyorlar.
Anytime.
İstediğin zaman.
Anytime!
İstediğin zaman!
Come over anytime before I leave.
Ben ayrılmadan önce ne zaman istersen uğra.
I'm a scratch golfer, and you're welcome to take the Tesla for a spin anytime.
... ben sıfır handikap golfçuyum ve falsolu vuruş için Tesla'yı istediğin zaman alabilirsin.
There isn't anytime.
Hiç zamanımız yok.
Anytime.
Her zaman.
If there's anything that you need, call me, anytime.
İhtiyacınız olan bir şey olursa istediğiniz zaman beni arayın.