Apartment tradutor Turco
23,824 parallel translation
So how did he know which apartment to go to?
Hangi daireye gideceğini nasıl biliyordu?
The buzzer panels has names and apartment numbers on it.
Zillerde isimler ve daire numaraları var.
The security footage on Patricia Brannon's apartment complex is up.
Patricia Brannon'ın evinin güvenlik görüntüleri hazır.
Did you happen to see anyone enter or exit the Lenahan apartment this morning?
Bu sabah Lenahan'ların evine giren çıkan birini gördünüz mü?
She just said she wasn't thrilled to be going to a law firm in someone's apartment.
Sadece, apartman binasında olan bir hukuk şirketinden etkilenmediğini söyledi.
My apartment.
Benim daireme diyorum.
Oh, so you admit that she is running - a business from her apartment.
- Yani işlerini dairesinden yürüttüğünü kabul ediyorsun?
He runs a business out of his apartment on the sixth floor.
Altıncı kattaki dairesinden işlerini yürütüyor.
You work out of your apartment?
Dairenizin dışında mı çalışıyorsunuz?
That's different than running a business out of my apartment.
Bu dairemde iş yürütmekten farklı bir şeydir.
The regulations also prohibit subletting, but Mrs. Dosek rents a spare bedroom in her apartment to her mother-in-law.
Yönetmenlik ayrıca, bayan Dosek'in boş odasını kaynanasına alt kiraya vermesini yasaklıyor.
She wasn't thrilled with having a law firm that works out of an apartment building.
Onun için bir apartman dairesindeki hukuk şirketi pek de heyecanlı değildi.
- We're working out of your apartment.
- Dairenden çalışıyoruz.
That's Julia's apartment.
Julia'nın dairesi.
Which apartment is it?
- Hangi daire?
We figure if we wait outside his apartment long enough, eventually he'll have to leave.
Evinin önünde yeterince beklersek eninde sonunda çıkacağını düşündük.
Snow and I will take Henry back to the apartment, keep him safe.
Pamuk'la Henry'i daireye geri götürüp güvende tutacağız.
Given recent events, and his headache thing, I'd like to check his apartment.
Son yaşananlar ve yaşadığı baş ağrısı göz önüne alınırsa apartmanına bakmak akıllıca olur.
We looked at the stuff we found at his apartment.
Apartmanında bulduğumuz şeylere baktık.
We have an apartment in Soho.
Bizim SoHo'da bir dairemiz var.
My apartment has a nice view, but nothing like this.
Apartmanımın da güzel bir manzarası var ama bunun gibi değil.
Our view at home is just a painting of a view in the neighbor's apartment.
Bizim evimizin manzarası komşumuzun manzara tablosuydu.
The, uh, L.A. Housing Authority and Martin Borja are announcing their development plans at noon, and Borja's put aside a little park between the shopping center and the apartment complex he's creating where the Zyklon buildings were, and he's naming it after Chief Taylor.
Borja, Ziklon'lara ait binaların yerine inşa ettiği apartman kompleksi ile alışveriş merkezi arasında küçük bir park için yer ayırmış ve parka Şef Taylor'ın adı verilecek.
NOPD found a full bottle in his apartment.
NOPD evinde tam bir şişe bulmuş.
Rented an apartment...
Bir ev kiraladılar.
What about the phone we found in Nolan's apartment?
Nolan'ın evinde bulduğumuz telefon ne alemde?
Anyway, uh, for what it's worth, given the amount of dust that was found in Nolan's apartment, he'd have to be making frequent trips to that cemetery.
Herneyse, ne pahasına olursa olsun Nolan'ın evinde bulunan tozun miktarına bakılırsa o mezarlığa sürekli gitmiş olmalı.
After you found the apartment, he knew someone was on to us.
Apartmanı bulduktan sonra peşimizde birisinin olduğunu biliyordu.
Burner phone, same make as the one we found in Nolan's apartment.
Kullan at telefonu, Nolan'ın evinde bulduğumuzla aynı model.
Someone has found the apartment.
Birisi apartmanı buldu.
We have a 24-hour audio / video on Iosava's apartment, and everything comes back here directly to us.
losava'nın evini 24 saat izleme ve dinlemeye aldık... Her şey doğrudan bize geliyor.
Windsor Terrace ground floor apartment.
Windsor Terrace'da giriş kat dairesi.
He was shot in his apartment in Queens two weeks ago.
İki hafta önce Quenns'teki dairesinde vuruldu.
Apartment's paid up for the month, so the landlord gave the family time to clean it out.
Bu ay için dairenin kirası ödenmiş ev sahibi aileye, evin boşaltılması için zaman tanımış.
And that apartment and this one can look right into each other.
O daire ile bu daire birbirlerini görüyorlar.
So, we just got back from Anita Rodriguez's apartment.
Anita Rodriguez'in dairesinden şimdi geri geldik.
Apartment fire around 10 last night.
Dün gece 10 gibi apartman yangınına gittim.
We went to the apartment where they meet.
Buluştukları daireye gittik.
This is all the money I was saving for the new apartment.
Yeni daire için biriktirdiğim tüm paraydı o.
I have a nice apartment, a nice job.
Güzel bir dairem var, güzel bir işim.
On the train, at work, in my apartment.
- Trende, işte, dairemde.
Police came to your house, said a prostitute was shot at your father's apartment.
Polis sizin eve gelmiş. Babanın dairesinde bir fahişenin vurulduğunu söylemiş.
To watch your brother's fight from his little shit box apartment in Boyle Heights.
Boyle Heights'taki küçük, boktan evinde kardeşinin dövüşünü izlemek için.
That's refinancing your apartment, selling the Fite Club.
Bunun için apartmanını elden geçirip Fite Club'ı satmam gerekir.
My apartment, Sunset Towers.
Benim dairemde, Sunset Kuleleri.
Man has his own apartment for fuck sakes.
Adamın kendine ait garsoniyeri var yani.
How can I return to normal when the SUV belonging to the man I murdered is parked outside my apartment?
Öldürdüğüm adamın arabası kapımın önündeyken nasıl normale dönebilirim ki?
We're only making one stop : your apartment.
Tek bir durağımız olacak, senin dairen.
You broke into my GG's apartment, my shotgun is registered, and I have a right to defend my property.
Anneannemin apartmanına daldın. Pompalım kayıtlıdır. Ayrıca mülkümü koruma hakkım var.
No, you may not use our upstairs apartment for an after party.
Hayır, davet sonrası parti için üst kattaki dairemizi kullanamazsınız.
Yeah, he came by the apartment, too, man.
Evet, benim eve de geldi.