Apart from anything else tradutor Turco
43 parallel translation
Apart from anything else there's no suitable quarters. I'm terribly sorry.
Her şey bir kenara, uygun kamara yok.
Apart from anything else, a Rolls Royce will last far longer.
Her şeyden önemlisi, bir Rolls Royce uzun ömürlüdür.
Apart from anything else, it will serve as a notice of intent.
Her şeyin dışında, bu sizin niyetinizi belli edecektir.
Apart from anything else, it makes me feel so ignorant.
Her şey bir yana, bu beni çok küstah yapıyor.
You need clothes and... a lawyer... apart from anything else
Size çamaşır ve avukat... sağlanacak.
It's what's inside that sets her apart from anything else that's out there.
Onu diğerlerinden farklı yapan şey içinde bulunanlar.
Apart from anything else, they're usually in a hurry to get away, aren't they?
Bunun yanında kaçmak için acele ederler, değil mi?
Apart from anything else, it will be prohibitively expensive.
Her şey bir yana, çok pahalıya patlayacak.
Apart from anything else, i think it's time that Patrick maitland learned where babies come from.
Her şey bir yana, Patrick Maitland'a bebeklerin nereden geldiğini öğretelim.
You're old enough to be her father apart from anything else.
Başka bir durum dışında babası olabilecek kadar yaşın var.
And apart from anything else- - I am frankly... Fucking flabbergasted- -
Tüm bunlardan ayrı olarak açıkçası hayrete düştüm.
Well, apart from anything else, he's... not English.
- Şey her şeyi bir kenara bırak... çocuk İngiliz bile değil.
Quite apart from anything else, the smell of sweat inside this thing is reaching atrocious levels.
Diğer konuların dışında, içerideki ter kokusu feci boyutlara ulaşacak.
Apart from anything else, it would break your mother's heart.
Bütün bunların dışında, annenin kalbini kırar.
Apart from anything else, you'd be condemning your soul to Hell.
Hepsi bir yana,.. ... ruhunu cehenneme mahkum etmiş olurdun.
Apart from anything else, that's just rude.
Her şeyi bir kenara bırakırsak, bu çok kaba.
Separate and apart from anything else, that money is hers.
Her şeyden bağımsız olarak, o para ona ait.
Look... apart from anything else, can we just, like, get on?
Bak... herşeye rağmen ilişkimize devam edebilirmiyiz?
.. I feel a duty, apart from anything else, to do what I can.
- Downton'a -... verdiğim için elimden geleni yapmayı bir görev bildim.
Apart from anything else, I can't bring her out from Bombay.
Her şeyi bırak, Rose'u Bombay'dan kontrol edemem.
Quite apart from anything else, this leads to a collapse of empathy.
Her şeyden de öte, böyle bir şey empatiyi tamamen yıkar.
Apart from anything else, I don't want to take on another long run.
Her şeyi bırakın, yine uzun soluklu bir şeye başlamak istemiyorum.
Apart from anything else, I need to be at Westminster.
Bunların yanında Westminster'da olmak istiyorum.
Apart from anything else, it would annoy the hell out of people.
Her şeyi bir kenara bırakacak olursak, insanlar bayağı bir rahatsız ederdi.
It's industrialisation - the coming of mass production that really marks out the European states from the rest of the world and actually explains the growth of empire apart from anything else - the fact that you've got machine guns, steamships, those are the things that mark the big differences. The Ottomans were not interested in international trade, they didn't keep an eye open on the Americas, and their long-term fate was to be brought down by that provincialism.
# 17 yarası vardı... # #... arkadaşları onu suya götürdü... # #... yaralarını yıkamak için... # #... artık yaşamıyor galiba. #
It's industrialisation - the coming of mass production that really marks out the European states from the rest of the world and actually explains the growth of empire apart from anything else - the fact that you've got machine guns,
Bu endrüstrileşmeydi, Avrupa devletlerini gelişip dünyanın geri kalanının önüne geçiren, her şeyden önce seri imalat teknolojisiydi.
Apart from anything else, I've never been warm before!
Her şey bir tarafa daha önce hiç ısınmamıştım.
There are too many discrepancies apart from anything else.
- Her şey bir yana hikayesinde bir sürü çelişki var.
But of course, what sets us apart from anything else on the planet is the processor, which we playfully refer to as the Magic Broomstick.
Tabii bizi dünyadaki her şeyden ayıran özellik ; işlemci. Biz şakasına ona "Sihirli Süpürge" diyoruz.
Apart from anything else, it would help us to get to know you better.
Başka şeylerin dışında, senin iyi olduğunu bilmemize yardımcı olacak.
No, seriously, it's useless apart from anything else, because you have to know someone before their opinion is relevant.
Hayır, cidden, başka bir şeyden başka işe yaramaz, Çünkü onların görüşleri alakalı olmadan birilerini tanımanız gerekir.
Apart from anything else, we can't find our way around in the dark'cause we can't navigate.
Başka bir şey dışında, Karanlıkta yolumuzu bulamıyoruz Çünkü gidemiyoruz.
D'you do anything else, apart from racing driver?
Yarışlara katılmak dışında, başka neler yaptın?
Apart from the fact I can help with food, does anything else about me interest you?
Yani bulduğum yiyecekleri saymazsak onun dışında ilginizi çekecek bir şeyim yok mu?
We don't have anything else apart from this.
Elimizden bundan başka hiç birşey yok.
Does anything else make a difference to my life apart from you?
Sen, bütün bu kazanmış olduğun malları, kolayca..
"That I can't see anything else apart from you."
"Bu kalp, onun için düştü"!
Marian... apart from your escapades as the Nightwatchman, is there anything else that you'd like to tell me?
Marian Gecebekçisi olarak yaptığın çılgınlıkları bir kenara koyarsak bana söylemek istediğin başka bir şey var mı?
there anything else, apart from say, how ugly your face is, that gives such Ö
"Yüzünüz ne kadar çirkin" demekten daha rencide edici bir şey var mı? Veya kocanızın, karınızın, kız arkadaşınızın, partnerinizin yüzü. Evet, evet.
Apart from lipstick, I don't use anything else.
Rujdan başka bir şey kullanmam.
Tell me, Dr. Wilson... apart from books and art... do you think there's anything else we might possibly share in the future?
Söyleyin Dr. Wilson kitaplar ve sanat dışında sizinle paylaşabileceğimiz başkaca bir şey olabilir mi gelecekte?
Apart from your statue at the Kremlin do you want anything else?
Ne istiyorsun? Kremlin de bir heykelinin olmasını mı?
So apart from this letter arriving, did anything else happen during the week that was weird?
Bu mektubun gelmesinden başka bu hafta içinde başka tuhaf bir şey oldu mu?