Around the corner tradutor Turco
2,521 parallel translation
Slow around the corner!
Köşeden yavaş dön.
- They live around the corner. But I want to stop at the bakery and get some bread.
Köşede oturuyorlar ama önce fırından ekmek alacağım.
Beth israel is around the corner, okay?
Beth, Israel köşe başının etrafında, tamam mı?
A drunk and disorderly call came out around the corner.
Köşe başında taşkınlık yapan bir sarhoş çağrısı geldi.
JØRGEN IS RIGHT AROUND THE CORNER
JØRGEN ÇIKMAYA AZ KALDI
Hey, there's a place around the corner.
Şuralarda bir mekan olacaktı.
If the warden's hiding anything, it would be in the building around the corner.
Eğer müdür bir şey saklıyorsa şu köşedeki binadadır.
All right, Del, we know you hit that bank on Main and your associates, Phillip Larue and Goldy Stentz, stole a car right around the corner from the bank.
AII sağ, Del, sen vurmak biliyoruz. Bu banka ana......ve, ortakları, Phillip Larue ve Goldy Stentz, bir otomobil çaldı......right bankadan köşeyi.
- Just around the corner, huh?
- Hemen köşenin ardındaydı, öyle mi?
- To the left around the corner.
- Köşeden sonra sola.
I was just around the corner so I thought I'd take you to school.
Bu çevredeydim, o yüzden sizi okula ben bırakayım dedim.
We never do know what's right around the corner.
Bir sonraki köşede karşına ne çıkacağını asla bilemezsin.
See, I would imagine that there would be a hundred young men all lined up around the corner, eagerly waiting to steal a kiss from you.
Bana kalsa senden bir öpücük kapmak için sırada bekleyen onlarca adam olduğunu söylerim.
'You're nearly there, just around the corner.
Neredeyse geldiniz, hemen köşeyi dönünce.
'They're just around the corner.
Hemen köşeyi dönünce göreceksiniz.
Is Judickie's bakery still around the corner?
Judickie'nin fırını hala o köşede mi?
It was past the bakery that always smelled so good.. ... around the corner at an exciting accessories shop and down, down, down a dangerous-looking alley.
Güzel kokular saçan fırını geçtiğinizde köşe başındaki aksesuar dükkanından aşağı doğru inince tehlikeli görünen bir sokakla karşılaşırsınız.
Norway Cup is right around the corner.
Norveç Kupasına sayılı gün kaldı.
We had to walk around the corner. - Oops.
Onu görebilmek için köşeden dönmemiz gerekmişti.
And you can tell the men from the boys because they gear down, they drop a cog down and then they ease off slightly, then they open it up and rip it around the corner.
vites düşürürler virajda biraz yavaş geçer sonra tekrar gaz açar Böylece virajı keserler
He was coming around the corner A good race line, really good race line in all fairness to him, and he was flying round.
Virajın dışından çok iyi bir çizgide geliyordu Hakkını yemeyelim çok iyiydi uçarak geçti
It's right around the corner from my apartment.
Apartmanımın orda, köşe başında.
There's a chop shop around the corner. You're a smart guy.
Şu köşede çalıntı araç parçalarını söküp takan bir oto tamircisi var.
In there and around the corner, is where the bathtub was, you know where the girl killed herself.
Burdan ilerleyelim, köşeden sonra banyo var. Ölen kız olan hani.
I got you. The paramedics are just around the corner.
İlkyardım varmak üzere.
I started volunteering at this pregnancy crisis center and there was this beautiful cathedral around the corner and I would go there to pray at lunch.
Bu işe hamilelik kriz merkezinde gönüllü oldum. .. ve bu güzel katedral de.yakınlarındaydı. Öğlenleri oraya dua etmeye giderdim.
When you run around the corner, the force wants to throw you to the outside, so you counteract it by leaning to the inside.
Virajı alırken, güç sizi dışarı savurmak ister, sizse içeri doğru yan yatarak onu etkisiz hale getirirsiniz.
With what our lives are like, never knowing what's coming at us around the corner?
Buna yaşam boyu katlanmaya hazır mısın? Bir an sonra ne yaşayacağımızı bilmeden yaşamaya.
Nobody could see what was around the corner.
Köşede neyin beklediğini bilen yoktu.
- She's just around the corner.
Hemen şuracıkta.
It's from the deli around the corner.
- Köşedeki marketten aldım.
I know a little park right around the corner.
Tam köşede küçük bir park biliyorum.
Hello boys, just to let you know Freedom, we're going to around the corner to the back side.
Merhaba çocuklar, haberiniz olsun dedim sadece Özgürlük, yani biz hemen arka tarafa köşeyi döneceğiz.
- Yes, there is a Fatboy tent around the corner.
- Evet, köşede bir Fatboy var.
Ladies'room is around the corner, three doors down.
Bayanlar tuvaleti, koridorun sonunda, soldan üçüncü kapı.
I look up, and around the corner comes these kind of big dudes.
Kafamı kaldırdım ve köşede kocaman adamların bana doğru geldiğini gördüm.
But the security guard around the corner, he gave me the stink-eye.
Bir de buraya gelirken köşedeki güvenlik görevlisi o gözlerini pis pis bana dikti.
I came around the corner and saw him lying there.
Köşeyi döndüm ve burada yatarken gördüm.
Walks calmly out the front door around the corner and disappears.
Sakince kapıdan çıkıyor, köşeyi dönerek uzaklaşıyor.
It's handy for me. I live just around the corner.
Benim çok işime geliyor, zira öbür köşede oturuyorum.
But then after four blocks, I came around the corner and I realized
Ama dört sokak sonra köşeyi döndüm ve gördüm ki çekmeli bavulu olan bir kadını takip ediyormuşum.
It's right around the corner.
Köşeyi döner dönmez.
It'll be coming up soon. Snyder's mainframe should be around the next corner.
Snyder'ın ana sistemi köşeyi dönünce karşımıza çıkacak.
With speeds of up to 200 miles per hour and the opportunity for disaster around every corner ; its dangers are set in stone.
Saatte 200 milin üstünde giderken fırsatlar ve felaketlerle dolu kaldırım taşlarıyla döşeli virajlarda
We've sat above here, in a room on the balcony, and we've watched the guys coming around that corner, and there was a lamppost there.
Burada balkonun üstüne bir oda yaptık Yarışçıların virajın dışından gelişini seyrediyoruz
They plonked us around the fucking corner.
Suların bizi yutması an meselsi.
My office is around the corner. Here.
- Al bakalım.
Just around the corner.
2740.
There's one in the mayor's office, just right around that corner.
Başkan'ın ofisinde bir tane var. Hemen köşeyi dönünce.
Well, don't despair. Valentine's day is right around the corner.
Umutsuzluğa kapılma.
Stig not wasting any time around the first corner and into the chicane.
Stig ilk köşede ve şiganda hiç zaman kaybetmiyor.
around the world 31
corner 43
corner of 22
around 956
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
corner 43
corner of 22
around 956
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20