Arrest him tradutor Turco
2,124 parallel translation
They would arrest him and deport him as well.
Onu tutuklayıp sınır dışı ederlerdi.
Go arrest him and the rest stay for the Empress.
Siz gidip tutuklayın, diğerleri İmparatoriçe'yle kalsın.
Well, how about you arrest him then?
Goert, öyleyse neden yakalamıyorsun?
- They can't arrest him now.
- Şimdi onu tutuklayamazlar.
I wanted to arrest him, but he had 24 hours left.
Onu tutuklamak istedim ama 24 saati kalmıştı.
Arrest him too!
Bunu da tutuklayın!
Arrest him!
Tutukla onu!
Arrest him and take him away!
Onu yakala ve uzaklaştır!
Arrest him and take him away!
Onu esir al ve uzaklara götür!
Arrest him And take him away.
Onu tutukla ve buralardan uzağa götür.
Didn't you guys arrest him in'92 for felonious homicide?
Siz çocuklar onu 92'de kasten adam öldürmekten tutuklamamış mıydınız?
- When will they arrest him?
- Onu ne zaman tutuklarlar?
Arrest him.
Tutuklayın onu.
- If he interferes, arrest him. - Come on!
Müdahale ederse tutuklayın.
Wouldn't arrest him for it, would we?
Bunun için onu tutuklayamayız, değil mi?
Hey, boys, arrest him.
Hey, gençler, yakalayın.
I will get the evidence of your innocence from Marcos.. .. and then arrest him
Sizin masumiyetiniz kanıtlanacak ve Marcos'u yakalayacağım.
Arrest him
Tutuklayın!
Firstly, I can arrest him.
Birincisi, onu tutuklayabilirim.
We weren't there to arrest him, captain.
Oraya onu tutuklamaya gitmedik, Yüzbaşı.
Our plan was that.. .. after we steal the coin and deliver it to Sarang.. .. Officer Khan would arrest him red-handed.
Bizim planımız parayı çalıp, Sarang'a teslim edip memur Khan ile onu suçüstü yakalamaktı.
.. then Officer Khan would arrest him red-handed.
Böylece, memur Khan onu suçüstü yakalayacaktı.
Arrest him.
- Tutuklayın.
We arrest him... and the Cheros kidnap and kill women.
Biz onu yakalıyoruz... ve diğerleri kadınları kaçırıp öldürüyor.
- Did they arrest him?
Tutukladılar mı?
He shot my friend! Arrest him!
Arkadaşımı vurdu.
So you're going to arrest him?
Yani, onu tutuklayacaksın.
You gonna arrest him?
Onu tutuklayacak mısınız?
Can you arrest him?
Onu tutuklayabilir misin?
Many years ago, the man survived the shipwreck, - but I was ordered to arrest him.
Yıllar önce, gemi kazasından bir adam kurtulmuştu ama onu tutuklamam emredilmişti.
- Who will arrest him? There is no king.
Ne kral var ne kraliçe.
You arrest him? It's not that easy.
O kadar kolay değil.
When did you arrest him?
Onu ne zaman tutukladınız?
We found Marco, OSCB will arrest him tonight
Marco'yu bulduk, OSCB bu gece tutuklayacak.
Maybe you really wanted to beat him, so subconsciously you failed to arrest him?
Belki de onu gerçekten yenmek istiyordun, bu yüzden mi onu tutuklayamadın?
I can't arrest him.
Onu tutuklayamam.
- Don't be so silly. Arrest him, Cho.
Hadi ama bu kadar aptal olma, tutuklayabilirsin Cho.
- Why did they arrest him, then? - Dunno.
- O zaman niye onu tutukladılar?
Arrest him. Take him away.
Onu tutklayın ve burdan götürün.
they said they'd keep an eye on him, But they weren't gonna arrest him
Adamı göz hapsinde tutacaklarını söylediler ama biz bir kanıt sunana kadar tutuklamayacaklarını söylediler.
Well, uh, can't you just arrest him now?
Onu hemen tutuklayamaz mısınız?
Apparently, he put two officers on their back When they tried to arrest him for drinking in public.
Görünüşe göre, iki polis memuru birden halka açık alanda içki içerken onu tutuklayamamış.
Locate and arrest the vice president then bring him back to Galactica.
Başkan Yardımcısını bulun ve tutuklayın. Sonra da Galactica'ya getirin.
If this guy thompson wants to arrest me, Let him arrest me.
Eğer bu Thompson denen adam beni tutuklamak istiyorsa bırakın tutuklasın.
Arrest him!
Tutuklayın!
You asked him to arrest the family of one of your delegates.
Delegelerinden birinin ailesini tutuklamasını istedin.
And we arrest this guy, slap some cuffs on him.
Bu adama kelepçeyi basıp götürelim.
And now you want us to arrest him.
Şimdi bizden onu tutuklamamızı istiyorsunuz.
Whether he's willing is something else I promised him money upon arrest
Sonuç farketmez tutuklama yapılıncaya parasını vereceğime söz verdim.
Guys, guys, guys, okay, Caroline says that we can't arrest the judge, but she doesn't say we can't ask him a few questions.
Çocuklar, çocuklar, çocuklar, bekleyin. Caroline bizim Yargıcı tutuklamayacağımızı söyledi ama soru sormamıza bir şey demedi.
We should arrest KS and bring him in.
K.S.'i tutuklayıp buraya alalım.