Astronaut tradutor Turco
1,347 parallel translation
- What is this, astronaut food?
Bu da ne, astronot yemeği mi?
I'm not an astronaut.
Ben astronot değilim.
So, you're an astronaut?
Yani astronot musun?
And his current subject, the astronaut.
Ve seninle biraz ayıp şeyler yapabilmek için.. .. şansımı zorlamak istedim.
We'll do it. A robot falls in love with an astronaut.
Onu hallederiz abi, bi robot ayda bi astronota aşık oluyor, nasıl?
And John was an astronaut.
Ve John astronotmuş.
One day when John was out doing astronaut things, a big blue wormhole gobbled him up and spat him out at the far end of the universe.
Günlerden bir gün, John dışarıda işiyle uğraşırken kocaman bir mavi solucan deliği onu çabucak yemiş ve evrenin sonuna tükürmüş.
- Astronaut?
- Astranot mu?
Mother was human, father was an astronaut infected by the alien strain... resulting in unstable offspring riddled with disease.
Anne insan, baba uzaylı tarafından zehirlenen bir astronot. Sonuç ise hastalıklara karşı koyamayan dengesiz bir evlat.
I will tell you now, since people are floating in space if the body of a female astronaut touches the body of a male astronaut that would not be a problem
İnsanlar artık uzayda dolaşıyor. Eğer bayan bir astronotun bedeni erkek astronotun bedenine değerse, bir sorun çıkmaz.
And you have been chosen as the lead astronaut.
Ve sen baş astronot seçildin.
loser. Big. Told me he was an astronaut.
İşe yaramaz.
And here I spent all morning applying to be an astronaut.
Ve burda bütün sabahı astronot olma uygulamasıyla geçirdim.
Yeah, it's sort of Armani meets astronaut.
Armani ile astronot karışımı
What, you mean, like an astronaut or something?
Astronot falan gibi bir şey olmak mı istiyorsun yani?
Yeah, well I also wanted to be an astronaut.
Evet ama aynı zamanda astronot da olmak istiyordum.
That's why he killed the astronaut.
Bu yüzden astronotu öldürdü.
He will redefine astronaut.
Astronot karakterini baştan yaratacak.
Yeah, too many options - be an astronaut, be a playboy.
Evet bir sürü seçenek... astronot olmak, playboy olmak.
Eduardo, the Chinese astronaut is yours, a present from me.
Eduardo, Çinli astronotla sen ilgilen, hediyem olsun.
What stranded astronaut?
Ne bağlanmış astronotu?
I guess there's gonna be some stranded astronaut or some...
Sanırım bir astronot olacak.
Walter, the astronaut guy is wrecking Dad's couch.
Walter, Astronot babamın koltuğunu mahvediyor.
Well, as I recall, the card said, "Rescue stranded astronaut."
Hatırladığım kadarıyla, kart diyordu ki Bağlı astranotu kurtarın diyordu.
- The astronaut.
- Astronot
I wish the astronaut had his brother back.
Astronot'un kendi kardeşine kavuşmasını diliyorum.
I wished the astronaut guy had his brother back.
Astronot'un kardeşine kavuşmasını diliyorum.
My team included astronaut Megan McArthur from NASA Johnson Space Center, and astrobiologist Tori Hoehler from NASA Ames Research Center.
Ekibimde Nasa Johnson Uzay Merkezi'nden astronot Megan McArthur ve Nasa Araştırma Merkezi'nden astrobiyolog Tori Hoehler de vardı.
What could this little thing possibly do to a big, strong astronaut like me?
benim gibi güclü büük bir astronota ne yapa bilirki?
Granny Valia, the astronaut.
Valya Nine Astronot Valya.
Did you know that we have astronaut ice cream here?
Burada astronot dondurması olduğunu biliyor muydun?
" Cowboy, astronaut...
" Kovboy, astronot...
"warlock, more powerful astronaut, beer expert."
"büyücü, daha güçlü astronot, bira uzmanı".
YOU COULD'VE BEEN AN ASTRONAUT OR A...
Astronot bile olabilirdin!
Mitch wanted to be an astronaut.
Mitch astronot olmak isterdi.
The first guy says, "Well, I'm an astronaut, so I drive a Saturn." And the second guy says,
İlk adam : "Ben bir astranotum o yüzden Saturne sürerim" demiş ve ikinci adam da :
Okay Morty, gimme a rose-colored spot, tight to mid-chest and an aqua background with an astronaut on a surfboard.
Pekala Morty, gül rengi ışık ver bakalım göğüs hizasında olsun.. ... ve arkaya da suda sörf yapan bir astronot fonu.
There's no way you could ever be an astronaut.
Hayatta astronot olamazdın.
'Cause you can't throw up if you're gonna be an astronaut.
Çünkü astronot olacaksan, kusamazsın.
- He could never be an astronaut.
- Asla astronot olamaz. - İmkanı yok.
Oh. Not as an astronaut.
Astronot olarak değil.
Former astronaut Homer Simpson was arrested.
Eski astronot Homer Simpsons tutuklandı.
I gotta call my mama. Tell her I'm an astronaut.
Annemi arayıp, ona astronot olduğumu söyleyeceğim.
You're an astronaut, not a statie.
Polis değil, astronotsun.
She always wanted to be an astronaut.That's why I had that made for her birthday, years ago, it's been up there so long, I never even thought about taking it down now
Her zaman bir astronot olmak istemişti. Bu yüzden doğum gününde bunu yaptırdım. Yıllar önceydi.
Or maybe an astronaut.
Ya da astronot.
Jose Jimenez, the reluctant astronaut.
gönülsüz astronot, Jose Jimenez.
See that? The eventual goal is to send humans to Mars. But the first person to walk on Mars is not an astronaut today.
Nihai amaç Mars'a insan göndermek, ancak Mars'ta yürüyecek ilk insan bugünkü astronotların arasında değil.
Not an astronaut?
Astronot değil yani!
I am an astronaut and this is a telescope.
Ben tıpkı bir astronot gibiyim, bu da bir teleskop gibi.
And the astronaut. - Who?
- Ve de astronot!