English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / At your orders

At your orders tradutor Turco

93 parallel translation
- At your orders.
- Emredersiniz efendim.
At the station you needed help, and I was standing there already... at your orders
İstasyonda yardıma ihtiyacın vardı... Ayrıca senin emrinde ölmeye hazır. Ve ben orda duruyordum.
- At your orders, captain.
- Si Capitan.
- At your orders.
- Emrinizdeyim.
At your orders, Marshal, Sir.
- Buyurun komutan emredin.
- At your orders!
- Emirleriniz!
At your orders, Majesty.
Buyrun, Majeste!
At your orders, Majesty.
Emirleriniz, Majeste!
At your orders, Majesty.
Emirleriniz, Majeste.
At your orders.
- Emredersiniz, patron.
At your orders, general.
- İyi yolculuklar, generalim!
At your orders.
Emirlerinizle.
Then you'd better look again at your orders.
O halde, emirlerinize tekrar göz atsanız iyi olur.
- At your orders.
- Emrinize amadeyim.
- At your orders.
- Hizmetinizdeyim.
And besides, about handling'that ambush... everybody in town, more or less, is at your orders.
Ayrıca, şu pusu ile ilgili olarak da... kasabadaki hemen herkes emrinizdedir.
She was executed last night at your orders, Caesar.
Emriniz üzerine dün gece infaz edildi, Caesar.
I'm at your orders Tosun Pasha!
Emrinizdeyim Tosun Paşam!
Jean Baptiste Drogo, Infantry Lieutenant, at your orders.
Piyade Teğmen Jean Baptiste Drogo, emrinizde.
- At your orders, Sir.
- Emredin, Teğmenim.
At your orders! Co, co...
Emrinize amade ko, ko...
At your orders.
- Emredersiniz, efendim.
At your orders, mayor.
Emredin, Belediye Başkan'ım.
- At your orders.
- Emrinizdeyim?
At your orders, Sister.
Nasıl buyuruyorsanız, Rahibe.
Thank you, at your orders.
Teşekkür ederim, emrinizdeyim.
Please get in, Your Honour, at your orders!
Lütfen binin, Sayın Hakim, emrinizdeyim!
At your orders, Colonel.
Emredin Albay.
At your orders, Sir.
Emredersiniz, efendim.
At your orders, general.
Emrinizdeyim, general.
She told me to wait for orders at your place.
Sizin evde beklememi söyledi.
Having been given orders- - or at least permission- - to take a young man into your service... you are accused of having taken his wife as well.
Size genç bir adamı........ hizmetinize almanız için emir ve yetki verildi, siz onun karısını da almakla suçlanıyorsunuz.
Cole was following out your orders of driving Parrish out of the valley.
Cole sadece Parrish'in vadiden atılması için verdiğin emri uyguladı.
Your orders then are, take off at once... if possible.
Emirlerinizi alabilirm... eğer mümkünse.
Under any circumstances at all, you must obey your orders.
Her koşul altında emirlere uyman gerek.
Your orders are to obliterate the target at whatever cost.
Her ne pahasına olursa olsun hedefi yok edeceksiniz.
Your refusal to comply with my orders has endangered the entire success of this mission!
Emirlerime uymayı reddetmeniz, bu misyonun başarısını tehlikeye atıyor.
Captain, your orders at this point are not open to interpretation.
Kaptan, şu noktada emirleriniz yoruma açık değil.
I have received orders to be at your disposal.
Sizin emrinize girme emri aldım.
Your Uncle Shangguan is under orders to work undercover at the Tangs'base ;
"Shangguan Amcan emirlerim doğrultusunda beni öldürdü" "Böylelikle Tang'ların güvenini kazandı ; Bu çok gizli bir görev"
When she was your age, she was dragged from the house and burned at the stake by orders of Queen Elizabeth I.
Sizin yaşınızda iken saraydan sürüldü ve kazığa bağlanıp yakıldı, Kraliçe 1. Elizabeth'in emriyle.
I've cut your orders, you leave at 1500.
Saat 15 : 00'de gidiyorsunuz.
Captain Spock... if you don't hear from us within one hour, your orders are to restore what power you can, take the Enterprise to the nearest star base, and alert Starfleet command.
- Kaptan Spock bizden bir saat içinde haber alamazsanız size kullanabildiğiniz kadar gücü kullanarak Atılgan'ı ilk uzay limanına götürüp, Yıldızfilosu'nu uyarmanızı emrediyorum.
Cease fire... withdraw the guns... ( In Turkish ) Put on defense... wait for orders Set your sights at 1,600 meters...
Ateşi kesin... silah başına... 1,600 metre'ye ayarlayın... 1,600 metre'ye ayarlayın...
Vito doesn't know that I know this but your father has orders to kill me at our wedding reception.
Vito bunu bildiğimi bilmiyor ancak baban beni düğün sırasında öldürmek için görevlendirildi.
Captain Crais, you have to cease your pursuit of the escaped Leviathan transport, withdraw from the Uncharted Territories at once, and return to First Command for new orders.
Kaptan Crais, kaçan Leviathan taşıtını kovalamayı bırakacaksınız, derhal Keşfedilmemiş Bölgelerden geri çekileceksiniz, ve yeni emirler için Komuta Birliğine döneceksiniz.
For 3 months, I've been putting up with your yelling, your ranting, your barking drink orders at me-
Üç aydır seni çekiyorum. Bağırıp çağırmalarına, içki taşımaya katlanıyorum.
Your orders to me were to inspect the latrines at 1000 hours.
Bana tuvaletleri saat 1000'da kontrol etmemi emrettiniz.
At 1000 hours I followed your orders to the minute.
Saat tam 1000'da sizin emrinizi yerine getirdim.
It would seem your robot counterpart is equally as good at obeying orders as you.
Görülüyor ki sizin kopyanız olan robot sizin gibi verilen emirlere itaat etmiyor.
Your orders are on the plane. Wheels up at 2330.
Emirler uçakta. 23 : 30'da kalkıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]