English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / At your place

At your place tradutor Turco

1,845 parallel translation
- We found this weapon at your place.
- Bu silahı da evinizde bulduk.
All right, fine, but we're doing it at your place.
Tamam, tamam, ama senin evinde yapıyoruz.
Is someone at your place?
Orada biri mi var? - Merhaba.
I told April she could stay at your place for a couple of days.
April birkaç günlüğüne senin evinde kalacak.
You can call him later all the same, if you wind up at your place now...
İsterseniz hepiniz ondan giyebilirsiniz. Şimdi hazır olun!
This blows your rule out of the water about no women allowed at your place.
Bu parti, mekanına kadın sokmama kuralını bitiriyor galiba.
Well, I said... we were camping out at your place.
Ara sıra senin evinde kamp yapacağımızı.
Did she sleep at your place?
Senin yanında mı uyudu?
I wanted to tell you, I forgot my scarf at your place.
Şey diyecektim, atkım sende kalmış.
The girl who is working at your place... Is it her day off today?
Sizin orada çalışan kız bugün izinli mi?
At your place, Ivan's, Simon's, in restaurants, on holiday.
Ne senin evinde, ne İvan'da, ne Simon'da, ne restoranlarda ne de tatilde.
I'm gonna pick up William early on Friday, at 3 : 00 here instead of 5 : 00 at your place.
William'ı Cuma günü senden 5'te alacağıma, 3 gibi alacağım.
Your girlfriend left her earrings at your place.
Sevgiliniz, evinizde küpesini unutmuş.
Well, if he's being hunted, he shouldn't be staying at your place.
Peki, eğer peşinde biri var ise, senin evinde kalmamalı.
We got our analysis backof the explosives at your place.
Patlamanın bizde kendi analizini yaptık.
I was thinking maybe I could drop it by at your place at some point.
Un Stylo. Evet. Stylo.
As a matter of fact, I think i mentioned this to you when we were at your place that it wasn't going well.
Hatta galiba senin evdeyken bunu sana söylemiştim. Yani iyi gitmediğini.
While I was at your place, I left my girl at the hotel with Glont.
Ben senin yanındayken, kızımı otelde Glont'la bırakmıştım.
Got any at your place?
Zulan var mı?
Well, I've been thinking. What if we had the party at your place?
Düşünüyordum da partiyi evinizde yapsak nasıl olur?
I thought she was at your place.
Senin yanında olduğunu sanıyordum.
We watching at your place?
Sende mi izleyeceğiz?
What's going on over there at your place?
Evinde neler dönüyor?
Are you inviting us to eat at your place?
Sarayındaki kutlamaya bizi çağırdın mı?
at your place.
evinde.
They found him at your place, cell 211.
211 nolu hücrede buldulardı onu.
Oliver told me that he doesn't feel that... he can eat properly at your place.
Oliver evinizde doğru dürüst yemek yiyemediğini söyledi.
She stored her stem cells at your place
Kök hücrelerini sizin yerinizde saklıyormuş.
Yeah, I'll wait for you at your place.
Peki, seni evde beklerim.
You can park it at your place.
Kendi garajına park edersin belki.
Don't worry. She'll be at your place, 11 : 00.
Saat 23 : 00'de mekanında olacak.
Dinner for two from the Waverly Inn has been ordered, dropped off at your place at 8 : 00.
Waverly Inn'e iki kişilik yemek siparişi verildi. Saat sekizde senin evine bırakılacak.
It collides protons together so often that your chances of seeing something incredibly interesting and profound are increased way beyond anything that we've had before and I can think of no better place to be actually at the moment.
İnanılmaz ilginç bir şey görme şansınızı arttıracak sıklıkta protonları çarpıştırır daha önce hiç bir şeyde olmadığı kadar yüksek seviyede yoğunluk artacak ve aslında şu an da buradan iyi bulunulacak bir yer düşünemiyorum.
! If my talking right would've made a difference.. .. then your daughter would be having fun at her in-laws'place.
Eğer doğru konuşursan fark yaratabiliriz... dolayısıyla da kızın evlendiği evde mutlu bir şekilde yaşar.
You forgot your wallet at my place last night.
Dün gece cüzdanını benim mekanda unutmuşsun.
That... that fellow was in the wrong place at the right time, just like your daddy was.
Bu... bu adam yanlış yerde, doğru zamandaydı, babana olan gibi oldu.
If you did, I wouldn't come here, at 5 : 00 a.m., messing up your place. That's the problem.
Sorun da bu.
You got all that stuff at your ex-boyfriend's place.
Bütün eşyaların eski erkek arkadşının evinde.
With your level of flight experience, I wouldn't place you anywhere near the group that would normally be considered for this, if a woman were to do any flying at all.
Şu anki uçuş tecrübenizle eğer uçuşu siz yapıyor olsaydınız sizi grubun yanına bile yaklaştırmazdım.
You know... At first, I couldn't place your name.
Biliyor musun, başta ismini çıkaramadım.
I was thinking maybe I could drop it by your place at some point.
Muhtemelen. İki haftadır ortada yok.
So at 11 : 00, at least an hour before the coroner said the murder took place, your son Thomas was home with you?
Pekâlâ, saat 11'de, yani adli tabibin dediğine göre cinayetten en az 1 saat önce, oğlunuz Thomas sizinle birlikte evde miydi?
You want to leave and go stay at your man's place, feel free.
Ayrılmak istiyorsan erkeğinin yanına git ve kendini özgür hisset.
You know living at your parents'place isn't exactly... grab a life by the balls you know.
Tamam da, annenlerle oturmak, "hayatı hayalarından tutmak" değildir.
But your heart was at the wrong place.
Ama kalbin yanlış yerdeydi.
But I've been told that the last month or so that you've been refusing to stay at your dad's place.
Bana söylendiğine göre geçen ay sen babanın yanında kalmak istememişsin.
why don't you want to stay at your dad's place?
Niçin babanın yanında kalmak istemiyorsun?
The murder took place at your home.
Cinayet evinizde oldu.
Both of your stem cells were stored at the same place, correct?
İkinizin de kök hücreleri aynı yerdeydi, değil mi?
So, it's not just at home you drop your things - all over the place.
Yani eşyaları sadece evde dökmüyorsun.
I could do a signing at your restaurant and finally fill the place.
Şunu, biraz tutabilir misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]