Bitchin tradutor Turco
264 parallel translation
- Stop bitchin', my dear.
- Tatavayı kes.
There goes that son-of-a-bitchin'saboteur!
İşte lanet olası sabotajcı orada!
She's bitchin'. "
Taş gibi kız. "
She's bitchin'.
Taş gibi kız.
What a bitchin'babe!
Ne şahane fıstık!
That's bitchin'tuck-and-roll.
Fitilli döşemesi var.
- You got a bitchin'car.
- Kız gibi bir araban var.
Then you got in this really bitchin'fight.
Sonra da bu felaket kavgaya girdin.
At least I'm not bitchin'.
En azından şikayet etmiyorum.
I'll kill those sons-of-bitchin'kids!
Bütün bu orospu çocuklarını öldüreceğim.
I raise cattle so my son can be a merchant, so his son can move to Newport, Rhode Island, buy a sailboat and never see one of these bastard-assed son-of-a-bitchin'mountains again.
Ben hayvanlarla uğraşıyorum. Öyleyse benim oğlum da tüccar olabilir. Oğlu Newport'a, Rhode Island'a yerleşip, bir yelkenli satın alabilir ve o lanet olası, aşağılık dağları bir daha hiç görmeyebilir.
lam sick of listenin'to your bitchin'.
Senin bu şikayetlerini dinlemekten bıktım usandım.
You know, when Apollo Seventeen landed on the Moon, people were callin'up the networks and bitchin because reruns of I Love Lucy were canceled.
Biliyor musunuz, Apollo 17 ay yüzeyine indiğinde insanlar televizyon kanallarını arayıp şikayet etmişlerdi çünkü "I Love Lucy" nin tekrar gösterimi iptal edilmişti.
Somebody take this son-bitchin'blindfold off me and let me see my bride.
Biri şu sıçtığımın göz bağını çözsün de gelinimi göreyim.
These goddamn son of a bitchin'cows.
Bu lanet olası inekler!
- Bitchin'!
- Mükemmel!
It doesn't matter. It's still going to be bitchin'.
Önemli değil, hala harika.
I mean, he is so bitchin'.
Yani çok çekici.
But he is bitchin'.
Ama çok çekici.
He's just really bitchin'.
Çok çekici biri.
Your mom is so bitchin', Suzi.
Annen de az değil, Suzi.
You know, Julie, you can kiss all the bitchin'Val dudes good-bye.
Biliyorsun Julie, Vadi'deki tüm çocuklardan umudunu kesmelisin.
Hey, you know, why break up the most bitchin'couple at school?
Hey, niye okulun en güzel çifti olmaktan vazgeçesiniz?
- Oh, bitchin'.
- Oh, ne güzel.
This is a bitchin'place!
Burası bol kadın alacak bir yer.
I'll kill you and your bitchin'girlfriend.
Seni ve o sürtük kız arkadaşını öldüreceğim.
My bitchin'girlfriend?
- Sürtük kız arkadaşını mı?
Get a totally bitchin'education out there, dude.
Gidip orada tamamen haytalık eğitimi alalım, adamım.
How bitchin'.
- Ne kadar da zikik.
That Is Bitchin'.
Süpermiş ya!
Bitchin'.
Çok iyi.
That's the bitchin part about it.
İşin güzel tarafı bu.
On top of that, she's always getting down on you, bitchin'at you, complaining.
Hepsinde öte, sürekli senin tepende. Bağırıp çağırıyor.
Scary German Guy's bitchin'.
Ürkünç Alaman Herif dalga geçiyor.
Goddamn, son of a bitchin', motherfuckin'shithead!
Allah kahretsin, orospu çocuğu, onun bunun şeyi, bokkafa!
Goddamn, son of a bitchin', motherfuckin'shithead.
Allah kahretsin, orospu çocukları, anasını şey ettiklerim, bokkafalar.
Bitchin'idea!
Ne fikir ama!
- This is so bitchin'.
- Bu harika.
This is a bitchin'pad, man!
Burası harika bir yer, dostum.
Bitchin ´.
Harika!
If thing is so bitchin'to witches, why would he leave a page? Even just a page.
Eğer o - cadıların en kaltağı - sayfaları ele geçirdiyse neden bir sayfayı almadan gitsin, neden bir sayfa bıraksın?
- Bitchin'wheels.
- Güzel araba.
Bitchin'.
Çok kıldık.
When he gets out, he'll be going to work with his father doing construction... and be pullin'in a really bitchin'salary...
Çıkınca da, babasının yanında inşaat işi yapacak... ve muazzam bir maaşı olacak.
Son-of-a-bitchin'shell.
Lanet olası kabuk.
I think it's bitchin'.
Çok kıyak bence.
Quit bitchin'!
İşin tıkırında işte, hem de tembel işi.
Bitchin', isn't it?
Berbat bir şey, değil mi?
Bitchin'!
Mükemmel!
Bitchin', huh?
Mükemmel, değil mi?
The market is dead right now. Even the rich are bitchin'.
Pazar şu anda ölü.