Biz tradutor Turco
215,549 parallel translation
The boat's engine blew, and we're still about 50 yards from the buoy.
- Teknenin motoru patladı ve biz şamandıradan hala 45 metre uzaktayız.
We don't play chess.
- Biz satranç oynamayız.
So we vowed never to play the game again for the sake of the team and our friendship.
Biz de ekibin ve arkadaşlığımızın uğruna bir daha o oyunu oynamamaya karar verdik.
Can't you hold it until we figure this out?
Biz bu işi çözene kadar orada tutabilir misin ki?
She's in pool one, but we're both in pool two.
Grup birde, ama biz grup ikideyiz.
_
Belki biz?
I can't just stand by while we destroy him.
Biz onu yerle bir ederken öylece durup izleyemem.
- Paige, listen, we're actually- -
- Paige dinle, biz aslında...
Paige, listen...
- Paige dinle, biz aslında...
Yes. Of course.
Biz böyle bir şeyin önüne geçeceğiz umarım.
I was just thinking how we would have done it if we had to go back. Tell them first or when we got there?
Dönmek zorunda kalsak biz nasıl yapardık diye düşünüyorum.
So nuclear weapons aren't bad enough?
Zengin bir ülke değiliz biz. Nükleer silahlar yeterince kötü değil mi yani?
Including us.
Biz de dahil olmak üzere.
But we approach them, their people have them so terrified, the odds are- -
- Şimdi biz adamlara yaklaşıyoruz ama kendi ülkesindekiler onları çok korkutuyor, işe yarama ihtimali...
Even if we just scare'em, we still win.
Azıcık korkutsak bile kazanan biz olacağız.
You think we sent her?
- Sence onu biz mi gönderdik?
_
Oleg! Biz de seni bekliyorduk.
but we didn't do anything to them.
Ama biz onlara hiçbir şey yapmamıştık.
And it was real hot, so we went skinny dipping in the rooftop quarry.
Hava çok sıcaktı biz de Rooftop Quarry'de çıplak yüzmeye gittik.
Yeah, he could. I just think when it comes down to things, us, or...
Evet, önemseyebilir ama bence işler nihayete erdiğinde, biz ya da...
You too.
Biz de seni.
You tell us what to do, and we'll do it.
Yapacağımız şeyi söyle, biz de yapalım.
But we'll keep practicing.
Biz çalışmaya devam edeceğiz.
All right. We'll be back Thursday.
Pekâlâ, biz Perşembe döneceğiz.
_
Ama Müdür'e itiraf etti, biz de onu adama karşı kullandık.
_
Biz onu Beeman'a karşı kullandığımızda yemi yutmadı.
Do not lie to us.
Biz de oradaydık.
Me and Pasha, you know, we fight all the time.
Pasha'yla sürekli kavga ediyoruz biz.
And we skate and skate and skate, night comes, we still skate.
Kayarız da kayarız. Gece olur, biz hâlâ buz üstünde oluruz.
We're upset about it.
Biz de üzüldük.
I mean, it wasn't just us, but... it does feel good when you can make a difference.
Sadece biz değildik tabii ama bir fark yaratmak iyi hissettiriyor.
_
Gerçek şu ki, gidenlerin geri dönmesini istiyoruz biz.
_
Doğrusu, biz de iyi görünüyoruz bu süreçte.
The offer just came out of the blue, and we're going to take it.
- Teklif birdenbire çıkageldi biz de kabul edeceğiz.
We just, uh... Weren't the expecting... the engagement.
Biz nişanlanmanızı beklemiyorduk da.
I am a courier, so... Maybe we can work together too.
Kurye olduğum için belki biz de birlikte çalışabiliriz.
- Well, we. Chris helped me.
- Biz, Chris de yardım etti.
Um, well, before we got here, our people worked it out.
Biz buraya gelmeden önce bizim için belirlediler.
You want to know who we are?
Biz kimiz, bilmek ister misin?
_
Biz de onlarız.
Then the Lifeboat's CPU will tell us, we'll come right back.
Makinenin işlemcileri bize haber verecek, biz de hemen döneceğiz.
Even if we destroy the Mothership, someone still needs to smash the Lifeboat.
Biz ana gemiyi yok etsek bile, birinin gidip diğer makineyi de yok etmesi gerekir.
- Oh, no, no, no, we just met.
- Hayır, hayır biz yeni tanıştık. - Evet.
I-I don't know, but if he is and he's going to blow up the Mothership, I think we should destroy the Lifeboat.
Bilmiyorum, ama doğru söylüyorsa ve ana gemiyi yok edecekse, bence biz de makineyi yok etmeliyiz.
And we saved three women.
Ve biz üç kadını kurtardık.
We are now gonna be on an upward "trajecdity", to just, uh, fly, spread your wings.
Şimdi biz yukarıya fırlıyoruz, sadece uçacaksın kanatlarını açıp.
- We have...
- Biz...
We do not know what we're doing, uh, so we go see a therapist, and we don't know if it's helping, but we have written a song about her.
Ne yaptığımızı bilmiyorduk, biz de terapiste gittik. Yardımcı oluyor mu, bilmiyorduk fakat terapistimize şarkı yazdık.
We're a team!
Biz bir takımız! "
And we found him.
Biz de onu bulduk.
_
Düşündüğünden daha güçlüyüz biz.