Brainy tradutor Turco
235 parallel translation
The first place a competent and brainy criminal would have looked.
İşinin ehli ve zeki bir suçlunun ilk bakacağı yer orası olurdu.
There really isn't very much... for a brainy fellow like Mr. DevIin to do in Rio any more.
Burada gerçekten de bay Devlin gibi akıllı birisi için fazla yapacak birşey yok.
Brainy bruins with new ideas.
Brainy Bruin'dun yeni geliştirdiği bir numarası var.
I always thought you were the brainy type.
- Hep, zeki birisi olduğunu düşünmüştüm.
My brother Charley is a very brainy guy.
Ağabeyim Charley de çok zeki bir adamdır.
You just ain't brainy.
Sadece akıllı değilsin.
I didn't think Mr. Scott would go for the brainy type.
Bay Scott'ın zeki birine âşık olacağını sanmazdım.
Isn't that typical of my brainy husband?
Benim akıllı kocama uygun bir durum değil mi?
We all know she's brainy.
Zeki olduğunu biliyoruz.
Well, you are, you know, kind of on the brainy side.
Doğrusunu istersen sen beynine biraz fazla güveniyorsun.
And they are considered to be our brainy aristocracy!
Ve onlar bizim zeki aristokrasimiz sayılıyorlar!
Something brainy like that.
Öyle kafa isteyen şeylerden işte.
You FBI guys are brainy.
Siz FBl'dakiler zekisiniz.
- You know, brainy, like a librarian.
Bilirsin, inek gibi.Bir kütüphaneci gibi.
Growing up in the Universe partly means evolving from simple to complicated, inefficient to efficient, brainless to brainy.
'Evrenle Büyümek'kısmen basitten karmaşığa evrilmek demektir. Yetersizden yeterliye, akılsızdan akıllıya.
Barnes is the brainy inventor of America's craziest craze :
Barnes, Amerikanın en çılgın modasının akıllı mucidi :
I'd say to them, "Concentrate less on the singing a little more on the approaching Cuervo beach volleyball tournament if you want to maintain that brainy-mammal image."
Onlara şöyle derdim, "Şarkı söylemeye daha az zaman ayırın Cuervo voleybol turnuvasından uzak durmaya daha fazla zaman ayırın eğer o zeki memeli imajınızı korumak istiyorsanız."
You see, she's brainy and beautiful.
Görüyorsunuz ya, hem akıllı hem de güzel.
But I couldn't have done all this... without the help of my brainy sister, Eliza.
Fakat bunların hiçbirini zeki kardeşim Eliza'nın yardımı olmadan başaramazdım.
And here I was thinking you were just some brainy beauty. Now I find out that you also have good taste.
Sizin sadece zeki bir güzel olduğunuzu sanıyordum ama aynı zamanda zevk sahibi biriymişsiniz.
I mean, he's not brainy... in that doctor, lawyer, banker way... but he has something else.
Doktor ya da bankacı kadar zeki değil... Ama onda farklı birşeyler var.
The brainy one.
Matematiği iyidir.
Hi, I'm Quinn's brainy sister.
Selam, ben Quinn'in inek kızkardeşiyim.
If you're lying you're brainy and stupid.
Eğer yalan ise hem akıllı hem de salaksınız.
" Oh, you're so brainy, you're so big!
Çok zekisin! Çok irisin!
There was nothing brainy about the guy in the hotel.
Oteldeki elemanda ben danışılacak bir şey görmedim açıkçası.
I probably wouldn't have done so well in school if it hadn't been for my fear that I'd be bested by my brainy little brother.
Muhtemelen okulda bu kadar çok başarılı olamazdık. Eğer küçük zeki kardeşimin beni geçmeyeceğinden bu kadar korkmasam.
She's not brainy like Claire, but... She has an animal intelligence that I like a lot.
Claire gibi akıllı bir kadın değil ama bir tür hayvani zekası var ve bunu çok takdir ediyorum.
By combining brawny kids with brainy ones.
Güçlü çocukları zeki çocuklarla karıştırarak.
Those who were brainy went to the palace schools and graduated into different levels of viziers and governors.
Saray okullarına giden bu akıllı çocuklar vezirlik veya yönetimin farklı derecelerinde mezun oluyorlardı.
I guess he's into brainy chicks.
Galiba zeki kızlardan hoşlanıyor.
Maggie's now the brainy girl.
Maggie sen de akıllı kız oldun.
You're the popular one, and shelley was the brainy one LiIy was the fun one and Paige was the sexy one, and I was the big, fat one.
Sen her zaman popüler olandın, ve Shelley'de zeki olan Lily eğlenceli olan ve Paige'de seksi olan, ben ise büyük, şişko olan.
If it's brainy enough, it'll weed out the real unwashed masses.
Yeterince zeki ise gerçek kitleleri sokağa dökecektir.
Well, I see the brainy types are up bright and early this morning.
Güzel, zeki tipler bu sabah erken kalkmışlar.
She's a brainy type.
Çok zekidir o.
Now, don't get me wrong, I love watching the news on TV- - Dan and Tom and Peter and maybe a little Jim Lehrer if I'm feeling brainy.
Beni yanlış anlamayın, TV'de haber seyretmeye bayılıyorum... Dan ve Tom ve Peter ve belki biraz Jim Lehrer eğer kendimi zeki hissediyorsam.
I was only gonna go to that exhibit because I wanted you to think I was brainy.
O aptal sergiye sadece benim akıllı biri olduğumu düşünmeni istediğim için gidecektim.
But why do the brawny prey on the brainy?
Peki neden bu kaslılar beyini olan insanların peşinde?
Rawiri reckons you're pretty brainy, eh?
Rawiri epey zeki olduğunu düşünüyor, değil mi?
She's pretty brainy too.
O da gayet zeki.
You're brainy.
Akıllısın.
She goes to one of the best schools. I'm very proud of her. Oh, you're one of those brainy mamas.
O ülkenin en iyi okullarından birine gidiyor ve onunla gurur duyuyorum.
So brainy geeks like you can go the hell to America.
Senin gibi zeki öküzler cehennem olup Amerika'ya gidebilir.
- What then, brainy?
- Ne öyleyse, çokbilmiş?
Oh, excuse me, Mr. Brainy.
Affedersin, Bay Zeka.
Brainy, remember?
Beynim var unuttun mu?
Sexy soccer mama or brainy beauty?
Seksi ve kendini çocuklarına adamış bir anne mi yoksa zeki bir güzel mi?
Generally I tend to prefer the brainy brunettes with brown eyes.
Genellikle kahverengi gözlü zeki esmerleri tercih ederim.
"Brainy, bright, clever." I love this thing!
"Akıllıyım, dahiyim, irfaniyim." Bayıldım bu işe!
Kind of brainy.
Akıllıydı.
brain 227
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainer 146
brain tumor 25
brain damage 30
brained 21
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainer 146
brain tumor 25
brain damage 30
brained 21