Caps tradutor Turco
914 parallel translation
Use caps.
Başlık yap.
Hurry! We're trying on graduation caps!
Gel, mezuniyet keplerimizi deniyoruz!
Feather in our caps.
- Şapkamıza takacak bir tüy daha.
and good men's lives expire before the flowers in their caps, dying or ere they sicken.
Doğru insanların ömrü, şapkalarına taktıkları çiçeklerden bile çabuk tükeniyor. Hasta olmadan ölüveriyor insan.
That caps it all!
Bu hepsine tüy dikti!
When we ram into it, the ends of these nails will hit the percussion caps and shoot the bullets into the gelatin.
Onu çarptırdığımızda bu çivilerin ucu, kurşunların dibine çarpıp, jelatinlerin ateşlenmesini sağlayacak.
Miss Laura, here's one of Captain Mello's coats and caps so you can have a whole outfit.
Bayan Laura, bu Kaptan Mello'nun ceketlerinden biri ve şapkası. Kıyafetin tam olsun diye.
You hook a schnook, I'm invited to Hamburger Heaven for dinner and Loc shows up each night with a man from the drugstore with more shower caps and quarts of aspirin.
Sen bir salağı cezbediyorsun, ben bir hamburgerciye davet ediliyorum ve Loc her gece eczanede tanıştığı birini getiriyor daha çok duş başlığı ve bir kutu aspirinle.
When he had done, some followers of mine own... at lower end of the hall, hurled up their caps... and some 10 voices cried, "God save King Richard!"
Konuşması bittiğinde, benim birkaç adamım salonun alt ucundan başlıklarını havaya fırlattılar ve on kişi kadar, "Tanrı Kral Richard'ı korusun!" diye bağırdı.
The programs will be printed in a couple of weeks... and I've rented caps and gowns at US $ 2.5O a piece.
Programlar bir-iki haftaya basılacak. Kep ve cüppeleri parçası 2,5 dolardan kiraladım.
- All but the caps.
- Kapsülleri dışında.
Mind! There are live caps in it.
Yapma yahu, şeytan doldurur!
I saw the bouquet of bottle caps.
Demet biçimi almış şişe kapaklarına ;
You seem tense. You better go before the police run out of red caps.
Polisler bütün hamallara bakmadan gitsen iyi olur.
They had buffalo caps on. They looked like buffaloes.
Bufalo şapkaları vardı ve Bufalolara benziyorlardı.
I'm the new vice president for bottle caps.
Artık şişe kapağından sorumlu başkan yardımcısıyım.
DEW line headquarters just below the pole reports the polar ice caps are melting.
Kutuplardaki uzak erken uyarı karakolu kutup buzlarının eridiğini bildiriyor.
Steve wears funny caps.
Kasket Steve'de çok komik duruyor.
Excuse me, there are no funny caps, of course.
Afedersin. Kasket bir adamı tabii ki komik duruma düşürmez.
Just because the caps are raised slightly?
Büyük harfler çok az yüksek diye mi?
Caps, quotes.
Büyük harf, tırnak içinde.
- Take off the oil caps.
- Pompanın kapağını aç.
Scott T. Blocked caps.
Scott T. Büyük harflerle.
And throwing caps into the air.
Ve kepler havaya atıldı.
Blue caps went out two years ago.
Mavi şapka iki yıl önce kaldırıldı.
We seen enough of them Johnny Reb caps to last us a lifetime.
Biz yaşam boyunca yeteri kadar Johnny Reb şapkası gördük.
Did you see the red caps they wear?
Yüzlerine taktıkları kırmızı örtüleri gördün mü?
- It's because of these caps, sir.
- Şu kepler yüzünden.
They wore funny caps and boots, like yours.
Seninki gibi garip kepler ve botlar giyiyorlar.
This doth fit the time. And gentlewomen wear such caps as these.
Günümüze uygun, Kibar hanımlar böyle giyiyor şimdi.
And now, my honey love... we will return unto your father's house... and revel it as bravely as the best... with silken coats and caps and golden rings... and ruffs and cuffs and farthingales and things... with amber bracelets, beads and scarfs and fans.
Eh şimdi benim canım sevgilim, Babanın evine dönelim, şenliğin tadını en şatafatlı giysilerimizle çıkaralım. İpek ceket, altın yüzüklerimizle Yakalıklarımız, dantelli kolluklarımızla,
You know exactly how much she's hooked, and exactly how many caps you sold her.
Ne kadar bağımlı olduğunu çok iyi biliyorsun. Ona ne kadar sattığını da çok iyi biliyorsun.
Look at their cool caps!
Ne güzel şapkaları var!
Lieutenant Csele, what about the caps?
# Teğmen Çele, şapkalar ne durumda?
Five officer's caps and one soldier cap are ready.
Beş subayın ve bir askerin şapkaları hazır.
Like elves in their red stocking caps.
Kırmızı çoraplı periler gibi...
They'd have thrown caps in the air.
O zaman kasketlerini havaya fırlatırlardı.
The sans-culottes and the Phrygian caps,
# "Seni seviyorum" a olan zaafı #
The Phrygian caps,
# Ona bir peruk fiyatına mâl oldu #
You can't tell one soldier from another with their caps on.
Subayları başlarında keplerle birbirinden ayıramazsınız.
Their cloth caps and their cardigans And their transistor radios And their sunday mirrors
Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
Where are your caps?
Kepleriniz nerede sizin?
I have caps.
Şapkam vardı.
Who bought those beautiful caps on your teeth, the clothes you're wearing and the bloody tan you've got?
O güzel dişlerini kim yaptırdı? Ya giysilerini, vücudunun bronz rengini?
Two guys in ski caps and stocking masks.
Ski şapkası giymiş, bayan çoraplarını maske yapmış iki kişi.
You will also see the Martian ice caps, ride an asteroid, and experience all the thrills of deep space.
Ayrıca Marsın buz takkelerini görebilecek, bir asteroidi gezebilecek ve derin uzayın tüm heyecan verici deneyimlerini yaşayabileceksiniz.
Like the tip of your nose, and if I stroke your teeth or your knee caps... you certainly get excited.
Senin burnunun ucuna ya da diz kapaklarını okşasam zevk alıyorsun... Gerçekten heyecan vericisin.
You cough with these blasting caps... and they'll blow your balls up around your tonsils.
Bunlar elindeyken öksürdüğünde patlarlarsa taşakların ağzından çıkar.
Take your caps off.
Şapkalarınızı çıkarın.
Small-time hoodlum walks into a police station and gives himself up for murdering his girl, then hangs himself.
Çapsız gangsterin teki bir karakola geliyor, sevgilisini öldürdüğünü söyleyip kendini ele veriyor ve sonra da intihar ediyor.
Lyle... hand me down those blasting caps.
Patlayıcı başlıkları ben alırım.