Cause tradutor Turco
101,200 parallel translation
'Cause, you know, you're not so much with the nice words, but when they come out...
Çünkü biliyorsun, güzel sözlerle fazla değilsin,
'Cause at this point, you either trust me or you don't.
Bu noktada bana güveniyorsun ya da inanmıyorsun.
'Cause I think it's time I finally opened your eyes as to why strange things sometimes happen around me.
Çünkü bence sonunda gözlerinizi açma zamanı geldi Çünkü garip şeyler bazen etrafımda olur.
We, we need to unplug anything that might cause rf interference, lights, appliances...
Parazit yayan her şeyin fişini çekmeliyiz. Işıklar, elektronik aletler.
Police radios operate on an rf frequency just like Maggie's hearing device, which can cause interference.
Polis telsizleri, aynı Maggie'nin işitme cihazı gibi parazite sebep olabilen bir radyo frekansı kullanıyor.
Except it is,'cause now I have to live in a world where Cross was right.
Ne yazık ki bundan sonra Cross'un haklı olduğu bir dünyada yaşamak zorundayım.
'Cause I fly in and out of Seattle all the time.
Sürekli Seattle'a uçuyorum.
I want to live my life'cause I'm still here.
Hayatımı yaşamak istiyorum çünkü hala buradayım.
Don't look at me like that, like I don't know what I'm talking about'cause you know I do.
Neden bahsettiğimi bilmiyormuşum gibi bakma. Bildiğimi biliyorsun.
Most common cause is a scar from your previous appendectomy.
Önceki apendektomi yüzünden yara dokusu oluşmuş olabilir.
Mary shouldn't have to lose out on a magical relationship just'cause everything's not perfect.
Mary sırf her şey mükemmel değil diye büyüleyici bir ilişkiyi kaybetmemeli.
I'm just saying he shouldn't write her off'cause of this one thing, you know?
Tek bir şey yüzünden ondan vazgeçmemeliydi.
I never told him...'cause we were friends.
Hiç söylemedim. Çünkü arkadaştık.
Good,'cause, uh, this hospital has a lot of attractive men that I'd just as soon as not proposition any of them until I get rid of these tubes and wires.
Güzel, bu hastanede bir sürü çekici erkek var. Bu tüplerden ve borulardan kurtulmadan hiç birinden çıkma teklifi alamam.
I hope you enjoyed practicing medicine,'cause after I'm done suing this place, you're all done.
Umarım doktorluğun tadını yeterince çıkarmışsındır. Burayı dava edeceğim ve işin bitecek.
'Cause I feel like we went through it together.
Yaşananları beraber aşabileceğimizi düşünüyorum.
'Cause car sex is only for when it's new.
Çünkü araba seksi sadece yeniyken yapılır.
-'Cause if you are... - We just... We just have to get past him, okay?
Sadece onu geçmemiz gerek.
'Cause I am the best surgeon in here.
Çünkü ben buradaki en iyi cerrahım.
'Cause you have the privilege of not being around criminals every day, so you can tell yourself that people like her are the victims and I'm the asshole.
Çünkü senin her gün etrafında,... suçluların olmaması gibi bir ayrıcalığın var. Şimdi kendine şunu söyleyebilirsin ; Bu kadın gibi insanlar kurbanlar, ve ben tam bir şerefsizim.
I think you became a cop just'cause you like to feel important and'cause you like to arrest people.
Bence sen önemli hissetmeyi seviyorsun ve insanları tutuklamayı seviyorsun işte sırf bu yüzden polis oldun.
Maybe it's'cause the bodies are cold?
Belki cesetler donduğu içindir?
And I still am that girl, but I'm also not,'cause I met you.
Ve ben hala o kızım,... ancak aynı zamanda değilim, çünkü seninle tanıştım.
And if I hadn't, I'd still be partying, going from guy to guy, certainly wouldn't have been a teacher,'cause no one... no one thought I had anything to offer... but you.
Eğer tanışmasaydık, ben hala parti yapıyor olurdum,... bir adamdan başka bir adama giderek asla öğretmen olamazdım. Çünkü kimse bana bunu teklif etmemişti sen hariç.
You could cause an arterial bleed or... or a million other variables, all of them leading to death.
Atardamar kanaması yapabilirsiniz,... ya da milyonlarca seçenek var. ... hepsi hastayı ölüme götürür.
'cause her mom told her that I had an unhealthy relationship to sex.
"Scarlet'in Mektubu" ndan bahsederken biz sırf annesi ona benim seksle alakalı sağlıksız bir ilişkim olduğunu duymayı mı?
And she wanted to help me die, and I didn't want to, and I was so surprised that I didn't,'cause I have nothing to live for.
Ölümümde yardımcı olmak istedi,... ama ben istemedim,... yapmadığıma çok şaşırdım,... çünkü yaşamak için bir sebebim yok.
'Cause it's usually done under general anesthesia, for good reason.
Çünkü genelde, genel anestezi altında yapılır, iyi olduğu için.
It's disrespectful to the cause. "
Davamıza saygısızlık. " dedi.
'Cause that's what Meghan was trying to tell me, that the deacon murdered her family.
Şimdi ona inanıyor musun? Meghan papaz yardımcısının..
Guess I'd better be careful, then'cause you can't find a good - defense attorney in this town.
Sanırım daha dikkatli olmalıyım yoksa iyi bir savunma avukatı bulmak zor.
Yeah, well, they're gonna have to wait,'cause I...
Evet, o halde bekleyecekler çünkü evde.
'Cause, I mean, that's perfect...
Çünkü bu çok...
'Cause it might not be a simple, totally mundane human embryo.
Çünkü tamamen sıradan bir insan embriyosu olmayabilir.
Or help the cause.
Ya da amacımıza yardım et.
'Cause you are straight up power trippin'right now.
Çünkü şu anda güç gösterinde bulunuyorsun.
Yeah, well,'cause my sister's a locksmith.
Çünkü benim kız kardeşim çilingir.
'Cause your embarrassing.
Çünkü sen utanç vericisin.
'Cause it's boring, okay?
Çünkü bu sıkıcı, tamam mı?
And also'cause I don't totally have a firm grasp on it myself.
Ayrıca konu hakkında sağlam bir bilgim de yok.
Bitch, I hope you brought two,'cause Mama's got a real high tolerance.
Umarım iki tane getirmişsindir, çünkü anneciğin gerçekten yüksek tahammül sınırları var. Tamam.
Well, you're not gonna have to.'Cause I'm catching the last chopper out of Saigon.
Zorunda da kalmayacaksınız çünkü burayı derhal terk ediyorum. - Gidiyor musun?
Oh, no, no, I-I can't,'cause I have a sensitive stomach.
Hayır yapamam çünkü çok hassas bir midem var. - Benim de.
'Cause you already took it.
Çünkü çoktan aldın.
Okay, just get them out of here,'cause if I have to scrub the colonel's disgusting tattooed carcass one more time, I'm gonna lose my mind.
Çünkü eğer albayın mide bulandırıcı dövmeli cesedini... bir daha temizlemek zorunda kalırsam aklımı oynatacağım. Dövmeleri var ha?
♪'Cause people should know the kids'birthday!
# Çünkü insanlar çocukların doğum gününü bilmelide! #
- Okay, okay, come on, come on. -'Cause I will fix this.
Çünkü bunu çözeceğim.
Oh, nothing, we're just, um, making fun of Chip'cause he's never kissed a girl.
Yok bir şey. Bir kızla hiç öpüşmediği için Chip'le eğleniyorduk.
No, it's'cause of the seat belt. - No! No!
Hayır!
'Cause it feels like for every one thing that we fix, five shitty things spring up in its place. Because each spell is just another complication. That we cast another spell to fix.
Çünkü düzelttiğimiz her şeyin yerine beş boktan şey daha ekleniyor gibi hissediyorum.
'Cause I know that...
Tanrıya şükür buradasın.
cause i love you 40
cause of death 239
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i 215
cause of death 239
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i 215