Claud tradutor Turco
107 parallel translation
Is that you, Claud?
Sen misin Claudie?
Come on Claud.
Haygi, Claude.
Is that you, Claud?
Claudie sen misin?
Claud, look what you made me do!
Beni buna mecbur ettin? !
Come on Claud, here kitty, kitty, kitty!
Gel buraya, Claude! Buraya, kedicik, kedicik, kedicik...
Come on Claud, I got to go!
Haydi, Claude, gitmeliyim!
Oh, God dammit, Claud, you're a little prick!
Kahretsin, Claude! seni kucuk basbelasi!
How did you get up on the attic, Claud?
Tavana nasil tirmandin, Claude? Kahretsin!
Jesus, Claud...
Yuce Isa, Claude! Bana neler yaptirdigini gordun mu?
Claud, god dammit, Claud, I'm going to have you fixed.
Kahretsin, Claude! Seni yakalarsam..!
Do you enjoy throwing up every five minutes, Claud?
Her beş dakikada bir kusmak senin hoşuna gider mi Claude?
Claud, you feel more better? You feel more calm, huh?
Claudia daha iyisin ve kendini daha sakin hissediyorsun, değil mi?
Follow me, my claud.
Beni takip et Claudia.
Claude Picasso?
Claud ne?
Aw, good work Claud.
Aferin sana.
God, you look like, you look like Claude, shit.
Tanrım, sen tıpkı, tıpkı Claud gibi görünüyorsun.Lanet olsun.
Next thing I know, I'm belly-up on the floor, hacking out a lung while the cops are dragging out Bonnie and Claude in handcuffs.
Sonra kendimi yerde yatarken buldum. Bir yandan öksürüyor bir yandan da polislerin Bonnie ve Claud'u kelepçelemesini seyrediyordum.
But everyone calls him Evans.
Asıl adı Claud. Ama herkes Evans der.
Claude has a little jungle, don't you Claude?
Claud'un kendine özel bir ormanı var.
Full of poisonous orchids.
Değil mi, Claud? Zehirli orkide dolu.
And other things, Claude. - Other things?
- Ve "başka şeyler" Claud.
Claude. "
Claud.
I'm arresting you on suspicion of murdering Claude Arthur Evans.
Seni Claud Arthur Evans'ı öldürme kuşkusuyla tutukluyorum.
- Yes, indeed, Claude Evans was here.
- Evet, öyleydi. Claud Evans buradaydı.
Nice, Claud.
İyi iş Claud.
You're not going anywhere, claud. you're gonna stay put.
Sen bir yere gitmiyorsun Claud. Burada kalacaksın.
Claud, what--what- - what's going on?
Claud, neler... neler oluyor?
Claud--Claudia.
Claud- - Claudia.
Hey, Claud, I want to run a theory by you. You busy?
Claud, bir konuda fikrini almak istiyorum, müsait misin?
Claud, did you drop something?
Claud, bir şey mi düşürdün?
Claud, there's no need for you to be nervous.
Claud, gerilmene hiç gerek yok.
Claude, my friend, thought so too.
Dostum Claud da böyle düşünüyordu.
His name was Claude Dupuy.
İsmi de Claud Dupuy'du.
- Cover me, Claude.
- Beni koru Claud.
Hey Claud, see what you can pull up on Daniel Varley.
Claude, şu ismi bir kontrol etsene Daniel Varley.
Well, she died, Claud, a while back.
O öldü Claud, bir süre önce.
Hey, hey, Claud.
Claud.
Darling, ever seen Claude in anything but briefs?
Sevgilim, Claud'un slip dondan başka bir şey giydiğini gördün mü hiç?
Claud, we need to know who's in danger.
Claud, kimin tehlikede olduğunu bilmemiz lazım.
Claud, what artifacts did he send?
Claud, hangi objeleri göndermiş.
- Hey, Claud.
- Selam Claud.
Hey, Claud, is Joshua okay?
Selam Claud, Joshua iyi mi?
Claud...
Claud...
Hey, Claud, look.
Selam Claude.
A angry, overly focused, possibly violent fish, Claud.
Kızgın, fazlasıyla odaklanmış muhtemelen de vahşi bir balık, Claud.
Claud?
Claude?
Claud, are you up here?
Calude, yukarida misin?
Yes, sir. Let's go, Claude.
Gidelim Claud.
Where's your mom?
Claud Picasso mu?
Listen.
Burada yaşayan herkes, St. Claud denen çocuğun tam bir kaçık olduğunu bilir.
So his phone records should show calls to other students, right? Rs an eyewitness places Glen and Maria at the murder site. And to anyone at St. Claud's, and his kids'teachers.
Peki bu telefon kayıtları...