Coast tradutor Turco
6,676 parallel translation
The USS Niagara was conducting a routine training exercise some 200 miles off the coast of Maryland- - that's when fire broke out in the ship's galley.
ABD Gemisi Niagara, geminin mutfağında yangın çıktığında, Maryland sahilinden 200 mil açıklıkta rutin bir eğitim çalışmasını yönetiyordu.
The sun's still up on the west coast.
Batı yakasında güneş hala yukarıda.
The west coast, east coast offices were acquired.
Batı sahili, doğu sahili ofisleri elde edildi.
And one of its greatest natural spectacles takes place each year on its Atlantic Coast.
Ve bunun en büyük doğal göstergelerinden biri her yıl Atlantik kıyısında meydana geliyor.
Here on the East Coast, that wealth begins under the sea.
Burada, doğu kıyısında bu doğal zenginlik denizin altından başlar.
Huge shoals of these small fish, numbering in the billions, mass along the coast of Newfoundland each spring.
Milyarlarca küçük balıktan oluşan devasa sürüler her bahar Newfoundland kıyılarında toplanır.
The capelin aren't just hanging around the coast to feed the whales.
Moyvalar burada sadece balinaları beslemek için bulunmuyorlar.
This incredible spectacle here on Canada's East Coast is a testament to another time, one that drew the first Europeans to these shores.
Burada, Kanada'nın Doğu kıyısındaki bu inanılmaz manzara başka bir zamanda, ilk Avrupalıların bu kıyılara sürüklenmesinin sebebidir.
Canada's West Coast is home to a third of the world's remaining temperate rainforest.
Kanada'nın batı kıyısı dünyanın diğer ılıman yağmur ormanlarından üçüncüsüdür.
Each summer, the network of rivers on Canada's West Coast brings food to the Spirit bear's doorstep.
Her yaz,.. ... Kanada'nın batı kıyısındaki nehirler ağı yiyecekleri hayalet ayıların kapılarına getiriyor.
Rain pours off the mountains, forming waterfalls and raging torrents, and flows west into the deep inlets of the Pacific Coast.
Dağlardan dökülen yağmur suları şelaleler ve azgın seller oluşturur ve batıya, Pasifik sahilinin derin koylarına akar.
The West Coast rises abruptly from the deep ocean, and its nutrient-rich waters attract animals of all kinds.
Batı sahili derin okyanustan aniden yükselir ve besin açısından zengin suları birçok faklı hayvanı kendine çeker.
Only when the First Nationss People living on the coast were questioned did the answer become clear.
Ancak yanıt, kıyıda yaşayan yerli halklara sorulduğunda netlik kazandı.
The first peoples along the coast had perfected sophisticated ways of cultivating wild food in their environment.
Sahil boyunca yaşayan ilk insanlar kendi ortamlarında yabani yiyecek yetiştirilmek için mükemmel yollar buldular.
It's easy to forget that the landscape of this coast is not all natural.
Aslında bu sahilin tümüyle doğal olmadığını anlamak kolaydır.
These human-built features have undoubtedly increased the abundance and diversity of Canada's West Coast.
Şüphesiz bu insan yapımı özellikler Kanada'nın batı sahilindeki bolluğu ve çeşitliliği arttırdı.
People have been here on this coast for a very long time.
İnsanlar bu kıyıya çok uzun süre önce gelmişlerdi.
People came south by skirting along this coast.
İnsanlar güneye tüm sahili tarayarak geldiler.
Wherever they go, the salmon nourish the wildlife on the coast.
Somonlar sahil boyunca her yerde doğal yaşamı besler.
Entire families would trek for weeks to get through these ranges to reach the coast.
Bütün aileler sahile ulaşmak için bu yüksekliklerde haftalarca yolculuk etmek zorundaydı.
- Isn ´ t that the Opale Coast?
Orası Opale Sahili değil mi?
But for the Polar bears that stayed at the coast, the ice can't return fast enough.
Ama buz, bu kıyıda kalan kutup ayıları için yeterince hızlı geri dönemez.
Val, East Coast premiere in ten minutes.
Val, Doğu Sahili'ndeki gala 10 dakikaya başlıyor.
We're 100 miles off the coast of Zanzibar.
Zanzibar sahilinin 160 kilometre açığındayız.
Right now, the coast is clear.
Şimdilik kıyı sakin.
Are the encryption hackers picking up their pencils, going old-school all over the West Coast right now or what?
Şimdi şifre kırıcılar, kalemleri ellerine alıp, eski yöntemlerle şifreyi anlamaya çalışmıyorlardır da ne yapıyorlardır?
So I waited until the coast was clear, like Katy Perry's skin on Proactiv.
Proactiv reklamlarındaki Katy Perry'nin yüzü gibi ortalık sakinleşinceye kadar bekledim.
Carlito is on the coast preparing the ships.
Carlito kıyıda gemileri hazırlıyor.
Coast is clear.
Etraf temiz.
We've redirected the Coast Guard icebreaker The Healy to that location.
Sahil Güvenlik gemisi buz kırıcı The Healy'yi o bölgeye yönlerdirdik.
Okay, we've got a Coast Guard icebreaker, the USCG Healy, headed in from the Kotzebue Sound area.
Sahil güvenlik buz kırıcısı USCG Healy Kotzebue Sound'dan yola çıktı.
Coast clear, Boss.
Ortalık temiz, patron.
Coast Guard intercepted her about a half mile out.
Sahil Güvenlik bir kilometre ötede onu durdurmuş.
She's on the east coast, but somebody's been using
Kız şu anda Doğu Yakası'nda,
I remember my childhood on the north coast of England.
Çocukluğum İngiltere'nin kuzey kıyısında geçti.
Coast is clear.
Asayiş berkemal.
Zelanski, the coast is clear.
Zelanski, kıyı temiz.
Been hearing from resistance groups all up and down the East Coast.
Tepeden tırnağa tüm doğu kıyısındaki direniş gruplarını duyuyoruz.
Today was the day that SCU sent out their admission decisions.
Bugün Southern Coast Üniversitesinin sonuçları açıklayacağı gündü.
So then I narrowed it down by race and age, took a gamble that he still lived on the west coast and wasn't incarcerated, and narrowed it down to three very real possibilities.
Sonra alanı ırka ve yaşa göre kısıtladım, hala batı yakasında yaşadığına ve daha önce hüküm giymediğine dair riskli bir girişimde bulundum ve gerçekten mümkün olan kişi sayısını üçe indirdim.
Repeating what we know so far... the Secretary of State Vincent Marsh's plane disappeared off the coast of Florida.
Şimdiye dek öğrendiklerimizi tekrar edelim : Dışişleri Bakanı Vincent Marsh'ın uçağı Florida kıyısı yakınlarında yok oldu.
My family--we used to take these cruises down the coast- -
Ailemle... kıyı boyu gemi turu yapardık.
Sheriff, I know you're in a hurry, but I was out on patrol and I found someone walking from the coast to the High School.
Şerif, acelen olduğunu biliyorum ama devriye geziyordum ve sahilden liseye doğru yürüyen birini buldum.
But to coast right in the middle?
Ama tam arada kalmak.
That's... not dissimilar to the east coast, west coast hip hop rivalry of the late 20th century.
Bu 20. yüzyılın sonlarındaki, Doğu yakası - Batı yakası hip hop rekabetinden farklı birşey tabi.
So, listen... there's this city on the coast about half an hour from here.
Baksana, buradan yarım saat uzakta sahil kenarında bir şehir var.
Rumor has it the whole west coast is a no-go zone.
Batı kesimi gidilmez bir yer haline gelmiş Söylentiler bu yönde.
Well, it's not exactly the Amalfi Coast.
Burası Amalfi Kıyısı sayılmaz.
He's got warrants out on him as far as Coast City.
Sadece Starling'de de değil. Coast Şehri'nde hakkında tutuklama emri var.
Outstanding warrants for assault and battery in Coast City.
Coast Şehri'nde saldırı ve darptan aranıyormuş.
Coast is clear.
Bölge temiz.