Conviction tradutor Turco
1,718 parallel translation
Able student but not exceptional, one minor conviction for shoplifting in your teens.
Yetenekli bir öğrenci ama olağanüstü değil. Yaşıtlarınla birlikte ikinci derece dükkan hırsızlığından suçlu bulunmuşsun.
Not enough for a conviction.
- Yeterli kanıt yok.
to say that A killer's conviction, One single event can just suddenly Bring peace to a man,
Bir katilin mahkum olması, tek bir olay bile insanın huzura kavuşmasını sağlayabilir demek...
His opinions won't get a conviction.
Fikirleri sana bir suçlu vermiyor.
And so when they are reciting ìthe Creedî, with its sort of apparent conviction, is this a kind of mantra which is forcing themselves to overcome doubt, by saying yes, I do believe, I do believe, I do believe! Well, thatís interesting then. because really,
Yani, görünürdeki apaçık ikna olmuşluğuna rağmen Amentü'yü okuduklarında bu kendilerini şüpheden kurtulmaya zorladıkları bir tür mantra mı, o zaman?
We got a conviction in another murder and put Croelick on death row.
Diğer cinayetten Croelick'i suçlu bulup içeri attık.
We won't get a rape conviction out of this ever.
Bundan asla bir tecavüz suçu çıkmaz.
My perfect conviction record? smoke.
Kusursuz mahkum etme kaydım uçup gitti.
So now, not only won't I be bringing him good news About his brother's case. Worse-i'm gonna undermine his latest conviction.
Kardeşinin vakası hakkında iyi haberler verememekle kalmıyor daha kötüsü, son aldırdığı mahkumiyeti de çürütüyorum.
The Chicky Hines conviction.
Chicky Hines soruşturması.
They get a conviction?
Mahkûm edilmiş mi?
We've got, uh, more than enough to get the Hines conviction set aside.
Elimizde Hines'ın cezasını geçersiz kılmaya fazlasıyla yetecek döküman var.
What if you testify and we don't get a conviction?
Tanıklık yaparda biz de onu içeri tıkamazsak ne olacak?
Tim, was Kathy aware of your sexual battery conviction?
Tim, Kathy senin cinsel darptan hüküm giydiğini biliyor muydu?
Never got a conviction, but everybody was sure he did it.Except me.
Ortada kanıt yoktu ama herkes onun yaptığından emindi. Ben hariç.
1978 felony conviction for handling stolen property.
Çalıntı mal bulundurma.
15 years at the bar. Hundreds of cases. Near perfect conviction record.
15 yıldır baroda, yüzlerce dava, mükemmele yakın mahkûm etme rekoru.
I got Cheznik, on record, admitting that he would do whatever it took to get a conviction.
Cheznig'in seni mahkûm edebilmek için ne gerekirse yapabileceğine dair konuşmalarını kaydettim.
The three things a guy needs for a homicide conviction.
İnsana cinayetten hüküm giydirebilecek üç şey.
We have no evidence to secure a conviction.
Mahkumiyet için elimizde yeterli kanıt yok.
But I believe in God. I believe with true conviction.
Ama ben Tanrı'ya inanıyorum. Böyle şeylere inanıyorum.
I'm here to tell you if you're operating from a place of inner strength and conviction,
Sana söylemek için buradayım. İçindeki gücü ve bu suçluluk duyugusunu tek noktada toplayabilirsen işte o zaman her şey mümkün.
Now, a murder conviction. Guess what?
Cinayetten mâhkum olursa, ne olur bir tahmin et?
Belief is not a matter of choice, but of conviction.
Klon Savaşları Sezon 1 Bölüm 2 : Kötü Niyet'in Yükselişi
And again a conviction.
Yine mahkumiyet verildi.
Exposing a detective who bent the truth for a conviction is great TV.
Mahkumiyet için gerçekleri çarpıtan bir dedektifi ifşa etmek olağanüstü televizyonculuktur.
Is it conceivable..... that the evidence could have been falsified to get a conviction on Hawkin?
Sence akla yatkın mı Hawkin'in hüküm giyebilmesi için delillerle oynanmış olabilir mi?
So is a murder conviction.
Cinayetten hüküm giymek de yasal olarak bağlayıcıdır.
Eat it with faith and conviction.
İnanarak ve inandırarak yiyin.
A conviction that he's not dead.
Ölmediğine dair bir inanç...
Conviction, then doubt?
İkna olmalar, sonra şüpheler?
- With all due respect, sir... you are selected for a mission, of historic importance... and someone with great conviction...
Soylu geçmişinizin izinden yü... Görev kutsaldır, vatan esastır. Bla bla bla bla.
'Cause you got conviction, you know.
Çünkü güvenin var.
Well, it was difficult to secure a conviction because he murdered all the witnesses.
Bütün tanıkları öldürdüğü için, onu suçlu bulmak biraz zor oldu tabii.
Randall R. Bragg granted full pardon for murder conviction in Yaqui County by President Chester A. Arthur. "
Randall Bragg şerif Jack Bell'i öldürmek suçundan dolayı af edilmiştir. Başkan Chester Arthur.
Bragg's attorney appealed the conviction, said the trial was unfair no bodies were found, evidence was hearsay.
Bragg'in avukatı şikayet dilekçesi doldurmuş. Mahkeminin adil olmadığı hiç ceset bulunamadığı, kanıt olmadığını söylüyor.
Did you plant the evidence to ensure Schaefer's conviction?
Delili Schaefer'ın suçlanmasını garantilemek için mi koydun?
The American people need a conviction, pure and simple.
American halkı bir kanaat istiyor, bu kadar basit.
Everything they need for conviction, except motive, and that's easy to fabricate.
Suçlama için herşey ortada, Nedenini söyle, Uydurması da kolay olsun.
You orchestrated this conviction with precision!
Bu inancın oluşması için, her şeyi büyük bir dikkatle düzenlemiştin.
And that it came out of personal conviction,
Bu da kişisel inancının açığa çıkmasıydı.
If you want to survive outside the Ghetto you must lie with more conviction. And learn how to cross yourself.
Getto'nun dışında hayatta kalmak istiyorsan, daha inandırıcı yalan söylemeyi ve nasıl istavroz çıkarılacağını öğrenmelisin.
- Really? You sure? I'm not hearing a lot of conviction.
Pek kararlı konuştuğun söylenemez.
Sullivan has shown a violent history including a prior rape conviction.
Tecavüz suçundan da ceza almış Sullivan şiddet dolu bir geçmişe sahip.
One day he got fired because the bosses found out about a prior rape conviction.
Bir gün işinden kovuldu çünkü patronu, onun tecavüz suçundan cezaya çarptırıldığını öğrenmişti.
But - I believe that we trained a man without moral conviction, devoid of reason.
Fakat bir adamı, sebepsiz yere ahlaki inançları olmadan eğittik.
You have your conviction. What do I have?
Senin davanın mahkûmiyeti onaylandı.
- That may be so, Detective, but still, the conviction on one crime was overturned on appeal and the government is now considering commuting Rogianni's death sentence.
Olabilir Dedektif ; ama gene de bir suçun cezası temyizde haklı bulunmadı ve hükûmet şu an Rogianni'nin ölüm cezasını hafifletmeyi düşünüyor.
In the meantime, they have registered nearly everybody with a previous conviction of the same of fence with his DNA-code.
Önceden benzer suçlardan sicili bozulmuş kişilerin neredeyse hepsinden DNA örneği almışlar.
[Woman] The mayor's office has announced an increased reward of $ 500,000... for information leading to the arrest and conviction of the serial killer.
( Kadın ) Belediye Başkanlığından yapılan açıklamaya göre seri katilin tutuklanıp mahkûm olmasını sağlayacak bilgi karşılığında verilecek ödül 500,000 $'a yükseltildi.
He had an assault conviction in 1984.
1984'te bir saldırı suçu bulunuyor.