Cracker tradutor Turco
1,101 parallel translation
Well, have a cracker. Tit yourself down the barrel while I see this.
Tamam Bir kraker al ve varilin üstüne otur ben de hazırlayayım
Or better yet, even stumble on your blessed village and kill two parrots with one cracker!
Yada daha iyisi, şu senin lanet köye gidip bir iki papağan öldürürüz!
You crazy cracker!
Seni çıIgın fıstık!
So long, cracker.
Hoşçakal fıstık.
Animal cracker, big guy?
Hayvan bisküvisi var mı koca oğlan?
Do you have a peanut or a cracker?
Fıstık ya da krakerin var mı?
Would you like a soda cracker with your soup?
Çorbanızın yanına kraker ister misiniz?
Pretty fancy for the bottom of a Cracker Jack box.
Kraker kutusu için fazla şık.
It's just some cracker university.
Bu sadece bir kraker üniversitesi, bilirsin.
I can't spread a wise man on a Ritz cracker.
Bisküvilerin üzerine kutsal bir adamı sürüp yiyemem.
- You dropped something. - What's that, a Cracker Jack prize?
- Bir şey düşürdün.
He's the ball cracker.
Kemik kırıcı.
How can anybody play in this cracker box?
İnsan nasıl oynar burada?
This one's for you, cracker!
Bu senin için, geri zekalı!
It's like death eating a cracker, isn't it?
Kraker yiyen ölüm gibi, değil mi?
Who hasn't had his vitamin cracker?
Vitamin bisküvisi almayan var mı?
Bring me the graham cracker bouillabaisse.
Bana Graham kracker'i getir bouillabaisse.
Graham cracker.
Graham Kracker.
He's smart as a cracker.
Pek de akıllı.
You look like death on a cracker, man.
Perişan haldesin yahu.
I found it in a Cracker Jack box
Onu bir kraker kutusunda bulmuştum.
Ill-conceived love, I should warn you, is like a Christmas cracker.
Sizi ikaz etmeliyim ki, yanlış gelişmiş bir aşk, Noel krakeri gibidir.
I heard it was some cracker in a white coat and pink carnation
Beyaz ceket üstüne pembe karanfilin bu görüşme için şifre olduğunu duymuştum
Cracker.
Kraker.
Just don't call me cracker.
Bana kraker deme yeter.
POLLY WANT A CRACKER.
Polly kraker istiyor.
IT DON'T SAY POLLY WANT A CRACKER.
"Polly kraker istiyor" diyemez.
The cracker must be working inside the building!
binanın içerisinden işi yürütüyor olmalı.
HAVE AN ANIMAL CRACKER.
Hayvanlı kraker ye.
You know, spitting Cracker Jacks while you shout instructions.
Ağzından kraker saçarak talimat haykırman.
Want a cracker?
Kraker ister misin?
Did you check with Research on that Nabisco cracker?
Nabisko bisküvisi hakkında Araştırma'yla konuştunuz mu?
Do you want a cracker?
Bir kraker ister misin?
Shoddy, when the Sacrament is nothing but a dry cracker.
"Sacrament" ( bir katolik ayini ) kuru bisküvü yedirmeden ibaret olduğu sürece, bayağılıktan başka bir şey olmuyor.
Cracker barrel, cracker ass.
Uçuk göt, uçuk kamış.
Then you proved him right by whaling him, you stupid cracker.
Onu dövmekle de onu haklı çıkardın aptal.
Have a cracker, pretty Polly.
Al sana kraker, cici Polly.
Puppet ruler want a cracker?
Kukla hükümdar kraker ister mi?
Ray will be fine. I've seen every cracker on every farm in the county.
Profesyonel olmadığı sürece sorun değil.
The case cracker.
İşte davayı çözecek fotoğraf.
May-Alice is turning back into a cracker.
May-Alice bir prensese dönüşüyor.
- And the graham cracker crust.
- Ve graham kraker kabuk.
A cracker.
Kraker.
He lives in Oxford, Mississippi, and he's got a little bit of a cracker accent.
Oxford, Mississippi'de yaşıyor ve taşralı aksanı var.
You want an animal cracker?
Hayvan krakeri ister misin?
You'd be here for a slice of cheese and a Ritz cracker.
Bir dilim peynire ve krakere bile buraya gelirdin.
Who wants some baking soda on a cracker?
Kim krakerin üstüne biraz karbonat ister?
That's not a cracker.
Bu kraker değil.
If it weren't for me, you'd still be in a cage at the bazaar, squawking, "Polly want a cracker."
Ama ben olmasam hala pazarda bir kafeste olurdun. Polly kraker istiyorum! diye bağırırdın.
Jam on a cracker.
Pasta üstüne reçel!
Here's your cracker.
İşte...