Craft tradutor Turco
1,698 parallel translation
A hundred landing craft heading for one beach... and this guy gets lost.
Yüzlerce gemi sahile, ortadan yok olmuş insanlar için çıkıyor.
This lad, Neeson, stuck his craft knife in me.
Bu çocuk, Nelson, kendi yaptığı bıçağı bana sapladı.
It must be a difficult craft.
Zor bir meslek olsa gerek.
That is a hostile craft.
Karşınızda bir düşman gemisi var.
It was one of those craft shows where you look around and wonder that the laws of supply and demand can allow for the production of so many macramé ducks.
Şöyle bir bakıp, arz ve talep kanunun bu kadar çok makrame örgü üretimine nasıl müsaade ettiğini düşündüğün şu beceri programlarından biriydi.
But I've toiled in vain to craft such exquisite jewelry
Ama boşuna takıla için onu neyle uğraştırıyoruz.
Lookie here, the craft center.
Ve şuraya bakın : Elişi Merkezi.
They wanted to train you, to teach you the craft.
Seni eğitmek istediler, sana cadılığı öğretmek istediler.
She was miserable and not sleeping, and just sitting at that craft table, hot-gluing bead after bead after bead, and then when I tried to take the glue gun out of her hand,
Üzgündü, uyumuyordu. El sanatları masasında oturmuş sıcak zamkla boncuk üstüne boncuk yapıştırıyordu ve zamk tabancasını elinden almaya çalışınca kıyamet koptu.
Fine is merely an extension of the craft that can regenerate in any form.
Ne yapmam gerekiyor. Fine sadece geminin, kendini herhangi bir biçime sokabilen bir parçası.
These scenarios take weeks to craft.
Bu senaryoları gerçekleştirmek haftalar alır.
I also help craft arguments I think will sway individual jury members.
Gerçi ben kendimi hünerli iddialarla jüri üyelerini etkileyebilen bir "duruşma stratejisyeni" diye düşünüyorum.
Miami is a great place for me, a great place for me to hone my craft.
Miami benim için güzel bir yer, sanatımda ustalaşmam için süper bir şehir.
Hey, I'm sorry, I don't wanna interrupt the bachelor craft fair...
Hey, çok pardon... Bekarlığa veda... sanat fuarını bölmek istememiştim.
... apparently flowing from the enormous alien craft that remains in a geosynchronous orbit, eye above Africa.
Görünüşe göre, büyük yaratık gemilerden düşenler eş zamanlı yörüngede iniyorlar, Afrika'yı nişan almışlar.
Old cap Highberger took the building over in the'30's, as a place for unpublished writers to work, to hone their craft, to become published writers, and move on.
İhtiyar Cap Highberger, burayı yayınlanmamış yazarların... çalışmaları, melekelerini cilalamaları, yayınlanmış yazar olmaları, ve ilerlemeleri için 30'lu yıllarda teslim almıştı.
A storm that big keeps all the small craft in port.
Limandaki tüm küçük gemileri kapsayan bir fırtına bu.
Not a craft business.
Hesap makinesinin tuşlarına basmıyoruz biz...
- I'm looking for the craft.
Orda değil ki. - Ben gemiyi arıyorum.
Hey, perfecting a new craft takes time.
Hey, bir sanatta ustalaşmak zaman ister.
Landing craft touched down on Mars 28 kilometers from the aim point.
Uzay gemisi Mars'a hedeflenenden 28 kilometre uzakta iniş yaptı.
Now I'm losing one of the craft.
Gemilerden bir tanesiyle iletişimi kaybettim.
Now I lost the second craft.
İkinci gemiyi de kaybettim.
I mean, aliens can't just land their craft on the front yard and get Kyle without drawing attention.
Yani, uzaylılar henüz gemilerini ön bahçeye çekip Kyle'ı hiç farkettirmeden geri almadılar.
That's Charlotte Craft.
Charlotte Craft. - Güzel.
Consultant - was a consultant for Rotorcraft Helicopter, Director of Scientific Research Laboratories, Los Angeles, designed and copyrighted various items ranging from drafting instruments to x-ray units, has had works published in the Architectural Record, Popular Mechanics, Saturday Review.
Rotor Craft Helikopter danışmanlığı, Los Angeles Bilimsel Araştırma Laboratuvarları yöneticiliği araç gereç taslaklarından X-ışını ünitelerine kadar muhtelif tasarımlar ve telif sahipliği.
In the event of engine failure, the blades can automatically gyrate and bring the craft down.
Motor arızası durumunda kanatçıklar otomatik olarak dönerek aracı yere indirir.
And it is propelled electronically ; meaning particles are electrified and discharged from the rear of the craft which propel the craft forward.
Yani, aracın kıç tarafından elektriklenen ve deşarj olan parçacıklar ileriye doğru itiş gücü sağlar.
And for hovering, we then eject the same propellant downward and generate a ring vortex, a whirling vortex beneath the craft.
Süzülme için ise, aynı itiş gücü aşağıya doğru püskürtülür ve aracın altına doğru dairesel olarak dönen bir girdap üretilir.
I sell my stuff at craft fairs, to hobby shops, over the internet, every damned place.
Yaptıklarımı da fuarlarda, ya da hobi dükkanlarında, ve de internette, lanet olasıca her yerde satarım.
It's called a trade craft.
Buna meslek becerisi deniyor.
Me... we also wanted him to have a craft.
Ben, biz de istedik bir zanaat sahibi olsun kendisi.
Craft.
Zanaat?
Craft, eh, craft.
Zanaat ha, zanaat.
Lucy, hands down, that is the best dedicated-to-my-craft story I've ever heard.
Lucy, sana şapka çıkartıyorum. Bu işine adanmışlık konusunda dinlediğim en iyi hikâyeydi.
Every craft's got auxiliaries.
Her geminin yedekleri vardır!
well, I got caught smoking a joint with my girlfriend in her car- - emily craft.
Şey, ben arkadaşım Emily Craft'la arabada esrar içerken yakalandım.
I'll Make A Reservation At Craft For 8 : 00.
Harika. Craft'de akşam 8 için rezervasyon yaptıracağım.
But- - Mmm.
Craft'ten almıştım!
But That Was From Craft, For Us.
Bizim için!
I'd almost forgotten it could double as a pleasure craft.
"Gezinti teknesi görevi de göreceğini neredeyse unutmuşum."
I don't know whether spy craft attracts disturbed personalities or makes us.
Casusluk manyakları mı çekiyor, yoksa insanları manyak mı yapıyor bilmiyorum.
It's the shuttle craft!
- Clyde, bak! Bu uzay gemisi.
A knife, roll of duct tape, in case I need to craft some shelter or make some sort of water vessel.
Bir bıçak, bir rulo koli bandı bir barınak ya da bir çeşit su kasesi yapmam gerekirse diye.
Okay, what if I buy you anythingyou want from craft service?
Açık büfeden sana istediğini ısmarlayacağımı söylesem?
I thought craft service was free.
Açık büfenin ücretsiz olduğunu sanıyordum.
Oh, wow, a craft table.
Elişi masası.
Let me get a rescue craft in the water now.
Kurtarma ekibi hemen suya girsin!
Where's that craft?
Tekne nerede kaldı?
Tee-Riff. Craft It Is.
Harika.
Whoa, Whoa, Whoa.
Craft olsun bakalım!